Tarihçe-i Hayat - page 361

Hâlbuki Risale-i Nur, hayat-› içtimaiyenin kanunlar›n›
da ihata eden dinin genifl dairesinden bahsetmez; belki
as›l mevzuu ve hedefi, dinin en has ve en yüksek k›sm›
olan iman›n erkân-› azîmesinden bahseder.
Hem, ekseriyetle muhatab›m, evvel kendi nefsim,
sonra Avrupa feylesoflar›d›r. Böyle mesail-i kudsiyeden,
do¤ru olmak flart›yla, zarar tevehhüm eden, yaln›z fley-
tanlar olabilir tasavvurunday›m. Yaln›z üç-dört Risale,
tenkitkârâne flekva suretinde bir k›s›m memurlara bak-
m›fl. Fakat o risaleler hükûmetle mübareze ve tenkit için
de¤il, belki bana zulmeden ve memuriyetini sû-i istimal
eden bir k›s›m memurlara karfl›d›r. Hem sonra da sû-i te-
fehhüme medar olmamak için, o üç-dört risalelere
“mahremdir” deyip, neflrini men etmifliz. Sair risalelerin
ekser-i mutlakas› dört-befl sene evvel ve bir k›sm› sekiz
sene evvel, bir k›sm› on üç sene evvel telif edilmifllerdir.
Yaln›z ‹ktisat ve ‹htiyarlar ve Hastalar risaleleri geçen se-
ne telif edilmifller. Ve bununla beraber, risaleler, hükûme-
tin kanunlar›na mugayir olmad›¤› ve asayifli ihlâl ve hal-
k› idlâl mahiyetinde bulunmad›¤›n› ve bilâkis hükûmetçe
takdirlerle karfl›lanmas› lâz›m gelece¤ini, zerre miktar ak-
l› bulunan, risaleleri bîtarafâne tetkik eden, tasdik eder.
Ve e¤er, farz›muhal olarak, hükûmetin nokta-i nazar›na
çok noktalar› muhalif olsa bile, 28 Temmuz 1933
tarihinde evvelki cürümlerin bu k›s›mlar›n› affetmekte
olan ve ahiren neflredilen Af Kanunu mucibince, o risa-
leleri takibe mahal kalmad›¤›n› iddia edip, bize edilen
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 361
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
iman:
inanma, inanç, itikat, tas-
dik.
kanun:
yol, usul, nizam, yasa.
mahiyet:
bir fleyin asl›, esas›, ha-
kikat›, iç yüzü, bir fleyi tayin eden
aslî unsur, neden ibaret oldu¤u,
nitelik.
mahrem:
gizli olan, herkesçe bi-
linmemesi gereken.
medar:
dayanak noktas›, sebep,
vesile.
memuriyet:
memurluk, memur
olma hâli.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, b›rakmama, bir fleyi
diri¤ etme, bir fleyin yap›lmas›n›
engelleme, esirgeme, vermeme,
önleme.
mesail-i kudsiye:
kudsî mesele-
ler.
mevzu:
ele al›nan, üzerinde du-
rulan husus, bahis, konu.
mucibince:
gere¤ince.
mugayir:
z›t, karfl›t, muhalif, ayk›-
r›, farkl›, baflka türlü.
muhalif:
muhalefet eden, ayk›r›-
l›k gösteren, uymayan, bir fiil ve-
ya düflünceye karfl› gelen.
muhâtab:
hitap olunan, kendisi-
ne söz söylenilen, konuflulan
kimse.
mübareze:
kavga, dövüflme, vu-
ruflma, çat›flma.
müstahak:
hak eden, hak etmifl.
nefis:
kendi, flah›s.
neflr:
da¤›tma, yayma, saçma,
serpme, yay›n.
nokta-i nazar:
görüfl aç›s›, bak›fl
aç›s›.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
su-i istimal:
bir fleyi kötüye kul-
lanma.
su-i tefehhüm:
yanl›fl anlama.
suret:
biçim, tarz.
flekva:
flikâyet, yak›nma, hoflnut-
suzluk, memnuniyetsizlik.
tabaka:
s›ralar hâlinde üst üste
konulmufl fleylerden her biri, kat,
katman.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
tasavvur:
düflünce, tasar›.
tasdik:
do¤rulu¤unu kabul etme,
do¤rulama, gerçekli¤ini kabul et-
me.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
tenkîdkârâne:
tenkit edene ya-
k›fl›r flekilde, tenkit edercesine.
tenkit:
elefltirme, elefltiri.
tetkik:
dikkatle araflt›rma, ince-
den inceye yoklama, inceleme.
tevehhüm:
vehimlenme, kurun-
tuya kap›lma.
zerre:
pek ufak parça, en küçük
parça, çok küçük parça.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, cefa, ifl-
kence.
ahiren:
sonradan.
asayifl:
düzen, nizam.
bahsetme:
konu etme.
bilâkis:
aksine, tersine, tam
tersi, tersine olarak.
bîtarafâne:
tarafs›zca, her-
hangi bir taraf›, kimseyi ve
yan› tutmaks›z›n.
ceza:
karfl›l›k, azap.
cürüm:
kabahat, kusur, hata,
günah, kanun hilâf›na hare-
ket.
ekser-i mutlaka:
mutlak ço-
¤unluk.
ekseriyetle:
daha ziyadesiy-
le, çoklukla, ço¤unlukla.
erkân-› azîme:
önemli esas-
lar, büyük rükünler.
esfel-i safilîn:
afla¤›lar›n en
afla¤›s›, Cehennemin en afla¤›
tabakas›.
evvel:
önce, ilk, birinci, iptida,
bafllangݍ.
farz›muhal:
imkâns›z› farz et-
me, olmayacak bir fleyi ola-
cakm›fl gibi düflünme.
feylesof:
felsefe ile u¤raflan,
filozof.
hayat-› içtimaiye:
sosyal ha-
yat, cemiyet hayat›, toplum
hayat›.
hedef:
emel, var›lmak iste-
nen nokta, ulafl›lmak istenen
gaye.
hükümet:
devlet.
idlâl:
dalâlete düflürme, do¤-
ru yoldan ç›karma, sapt›rma,
azd›rma.
ihata:
bir fleyin etraf›n› çevir-
me, sarma, kuflatma.
ihlâl:
bozma, sakatlama, sa¤-
laml›¤›na zarar verme.
1...,351,352,353,354,355,356,357,358,359,360 362,363,364,365,366,367,368,369,370,371,...1390
Powered by FlippingBook