Tarihçe-i Hayat - page 363

medar olabilir cihetiyle ve sen dahi ihtiyats›zl›k edip ida-
re-i hâz›raya itiraz etsen, risalelerin kuvvetiyle bir gaile
açmak ihtimaliyle sana ilifliyoruz.”
Elcevap:
Risale-i Nur’dan ders alan, elbette çok ma-
sumlar›n kan›n› ve hukukunu zayi eden fitnelere girmez
ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akim ve zararl›
kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaflmaz. Ve bu on sene-
deki on fitnelere, Risale-i Nur’un flakirtlerinin ondan bi-
risi, belki asla hiçbirisi kar›flmad›¤› gösterir ki, risaleler bu
fitnelere z›t ve asayifli temine medard›rlar. Acaba, idare-
ce ve asayifli muhafazaca, bin imanl› adam m›, yoksa on
dinsiz serseri mi daha kolayd›r? Evet, iman, güzel seciye-
ler vermekle hem merhamet hissini, hem zarar vermek-
ten sak›nmak meylini verir.
Amma benim ihtiyats›zl›¤›m ise, bu on üç senedir im-
kân dairesinde ne kadar elimden gelmiflse, hükûmetin
nazar-› dikkatini celp etmemek ve onunla u¤raflmamak
ve ifllerine kar›flmamak için, Isparta vilâyetine malûm
olan harika bir surette, münzeviyâne ve merdümgirizâne
ve müflfikkârâne ve siyasetten müçtenibâne yaflad›¤›m›
bu memleket bilir.
Ey beni bu belâya sevk eden insafs›zlar! Anlafl›l›yor ki,
asayifl aleyhinde hareket etmedi¤imden, benden k›zd›-
n›z, hiddet ettiniz; asayifle düflmanl›k damar›yla beni tev-
kif ettirdiniz. Evet, asayifli bozmak ve idareyi kar›flt›rmak
isteyenler, benim hakk›mda hükûmeti i¤fal ederek,
adliyeyi lüzumsuz iflgal edip beni tevkif ettirenlerdir.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 363
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
lunma, mümkün olma, olabilirlik.
insaf:
adaleti ve hakk› düflünerek
davranma.
itiraz:
bir fikri, hükmü veya duru-
mu kabul etmeyip çürütmeye
kalk›flma, karfl› ç›kma, karfl› dur-
ma.
malûm:
bilinen, belli, belirsiz ol-
mayan.
masum:
suçsuz, kabahatsiz, gü-
nahs›z.
medar:
dayanak noktas›, sebep,
vesile.
memleket:
flehir, il, kasaba.
merdümgirizane:
insanlardan s›-
k›l›p yaln›zl›k isteyerek.
merhamet:
ac›mak, flefkat gös-
termek, korumak, iyilik etmek,
bîçarelere yard›mda bulunmak,
esirgemek.
meyil:
e¤ilim.
muhafaza:
koruma, saklama, h›f-
zetme.
müçtenibane:
sak›narak, çekine-
rek, bir fleye kar›flmayarak.
mükerreren:
mükerrer olarak,
tekrar olarak, tekrar be tekrar.
münzeviyane:
münzevi bir flekil-
de, inzivaya çekilerek, bir köfleye
çekilerek.
müflfikkârane:
müflfik olana ya-
k›fl›r flekilde, flefkatlice, flefkat
göstererek.
nazar-› dikkat:
dikkatli bakma,
dikkatli bak›fl.
seciye:
yarat›l›fl, huy, tabiat, ka-
rakter, cibilliyet.
serseri:
ötede beride bafl› bofl ge-
zen, iflsiz, güçsüz.
sevk:
önüne kat›p sürme, öne,
ileri sürme, gönderme, ulaflt›rma.
siyaset
:
politika.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k, k›ya-
fet.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
tecrübe:
yaflayarak elde edilen
iyi veya kötü kazan›mlar, dene-
yim.
temîn:
sa¤lama.
tevkif:
cezaî tahkikat s›ras›nda,
zanl›n›n mahkeme karar›na ka-
dar geçici olarak hapsedilmesi.
vilayet:
il.
zayi:
yitik, zarar, ziyan.
z›t:
muhalif.
akim:
neticesiz, sonu yok, ba-
flar›s›z.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
amma:
ama, lâkin, ancak, öy-
le ki, flu kadar ki.
asayifl:
düzen, nizam.
belâ:
musibet, gam, keder,
afet, s›k›nt›.
belki:
hatta.
bilhassa:
her fleyden önce,
baflta, hele, en çok, hususen,
hususî olarak, özellikle, mah-
sus.
celp:
çekme, çekifl, kendine
çekmek.
cihet:
sebep, vesile, mucip,
bahane.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
fitne:
kar›fl›kl›k.
gaile:
s›k›nt›, musibet, felâ-
ket.
hârika:
ola¤anüstü.
hiddet:
öfke, k›zg›nl›k, gadap,
h›fl›m.
his:
duygu.
hukûk:
haklar , kanunun ver-
di¤i haklar.
hükümet:
devlet.
idare:
yönetim.
idare-i hâz›ra:
günümüz ida-
resi, flimdiki yönetim.
i¤fal:
yan›ltma, gaflete düflü-
rerek kand›rma, yanl›fl ifl yap-
t›rma, aldatma, aldat›lma.
ihtimal:
olabilirlik, bir fleyin
olabilmesi mümkün olma,
gerçekleflebilirlik.
ihtiyats›zl›k:
tedbirsizlik.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
imkân:
olabilecek hâlde bu-
1...,353,354,355,356,357,358,359,360,361,362 364,365,366,367,368,369,370,371,372,373,...1390
Powered by FlippingBook