Tarihçe-i Hayat - page 357

milliyetperverlik perdesi alt›nda entrikalar› çeviren mül-
hit zalimlere derim:
Ey efendiler! Benim hakk›mda tespit edilmeyen ve
tespit edilse dahi bir suç teflkil etmeyen ve suç olsa bile
yaln›z beni mes’ul eden bir madde yüzünden, k›rktan
fazla Türkün en k›ymettar gençlerini ve en muhterem ih-
tiyarlar›n›, büyük bir cinayet ifllemifller gibi bu belâya at-
mak, milliyetperverlik midir? Evet, sebepsiz böyle iflken-
celi tevkife düflenler içinde Türk gençlerinin medar-› ifti-
har› olacak bir k›s›m zatlar var ki;
(HAfi‹YE)
uzaktan k›yme-
tini hissedip, ona yaln›z bir selâm veya imanî bir risale
göndermemle, onu bir cani gibi çoluk ve çocuklar› için-
den al›p bu belâya atmak milliyetçilik midir? Ben ki, si-
zin nazar›n›zda yabanî millettenim diyorum; bu mevkuf
olan civanmert ve muhterem Türk gençleri ve ihtiyarlar›
içinde öyleleri var ki, onlar›n bir tanesini, kendi milletim-
den yüz adama de¤ifltirmem. ‹çinde öyleleri var ki, on
sene bana zulüm eden memurlara, befl seneden beri on-
lar›n hat›rlar› için, o zalimlere bedduay› b›rakt›m. Ve on-
lar›n içinde öyleleri var ki, âlî seciyelerin en halis numu-
nelerini o âlicenap Türk arkadafllarda kemal-i hayret ve
takdirle gördüm. Ve Türk milletinin s›rr-› tefevvukunu
onlarla anlad›m. Ben, vicdan›mla, mevcut ve çok emare-
lerle temin ederim ki; e¤er bu masum mevkuflar adedin-
ce vücutlar›m bulunsayd› veyahut onlar›n umumuna
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 357
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
men’i muhakeme:
muhakemeyi
durdurma, muhakemeye lüzum
görmeyip menetme.
mes’ul:
yapt›¤› ifllerden hesap
vermeye mecbur olan, sorumlu.
mevkuf:
tevkif edilmifl, tutulmufl,
zanl› olarak hapsedilmifl, tutuklu.
milliyetperver:
milletini seven,
ulusçu, milliyetçi.
muhterem:
sayg› de¤er, hürmete
lây›k, aziz, sayg›n.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
mülhit:
‹slâm dininden ayr›lan,
Allah’a ve dine inanmayan, Allah’›
inkâr eden, dinsiz, imans›z, mün-
kir.
müsaade:
izin, icazet, ruhsat.
nazar:
huzur, kat, yan, ön, nez-
dinde.
nümune:
örnek, misal, örnek ola-
rak gösterilen.
seciye:
yarat›l›fl, huy, tabiat, ka-
rakter, cibilliyet.
tahliye:
tutukluyu serbest b›rak-
ma, sal›verme.
tespit:
bir hâli flüpheye yer b›rak-
mayacak flekilde görüp göster-
me.
teflkil:
vücut verme, meydana
getirme, yapma.
tevkif:
cezaî tahkikat s›ras›nda,
zanl›n›n mahkeme karar›na ka-
dar geçici olarak hapsedilmesi.
yabanî:
görgüsü olmayan, kaba.
zalim:
zulmeden, haks›zl›k eden,
ac›mas›z ve haks›z davranan.
zat:
kifli, flah›s, fert.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, cefa, ifl-
kence.
HAfi‹YE:
O zatlar, men-i mahkeme ile, iki ayl›k s›k›nt›l› tevkiften sonra
tahliye edilmifllerdir.
âlî:
yüce, yüksek, ulu.
âlicenap:
flerefli, haysiyetli
kimse.
beddua:
inkisar, ilenç, bir
kimsenin kötü olmas› için
dua, kötü dua.
belâ:
musibet, gam, keder,
afet, s›k›nt›.
cani:
ac›mas›z, gaddar. can-
dan sevilen, aziz.
cinayet:
adam öldürme, cana
k›yma, katl.
civanmert:
sözünde sa¤lam,
iyilik sever, kahraman.
entrika:
bir ç›kar sa¤lamak
veya birine zarar vermek
maksad›yla haz›rlanan düzen,
dalavere, hile, desise.
erkân:
reisler, ileri gelenler.
halis:
temiz.
hat›r:
gönül, kalp, his.
heyet-i hâkime:
hâkimler
heyeti, hakimler kurulu.
hükümet:
devlet.
i¤fal:
yan›ltma, gaflete düflü-
rerek kand›rma, yanl›fl ifl yap-
t›rma, aldatma, aldat›lma.
ihtiyar:
yafllanm›fl kimse,
yafll›.
imanî:
imana ait olan, imana
dair olan, imanla ilgili.
iflkence:
eziyet, azap, bir kim-
seye verilen maddî-manevî
s›k›nt›, zulüm.
kemal-i hayret:
flaflk›nl›¤›n
son derecesi, çok fazla flafl-
k›nl›k.
k›ymet:
de¤er.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli,
pahal›.
medar-› iftihar:
iftihar sebe-
bi, övünme sebebi.
1...,347,348,349,350,351,352,353,354,355,356 358,359,360,361,362,363,364,365,366,367,...1390
Powered by FlippingBook