talimat yaptryor ve her gün lâakal befl defa, beflten dör-
dünün ellerini dergâh- lâhiyeye açtryor ve bütün cami-
lerde ve cemaatlerde, namazlarda, kudsî, semavî fer-
manlarn hürmetle okutturuyor; elbette onun hakikî tef-
siri ve o güneflin bir nuru ve onun bir memuru olan Ri-
sale-i Nur, o vazife-i imaniyesini, biiznillâh, sadmelere
u¤ratmayarak görecektir. Öyle ise, ehl-i dünya ve ehl-i
siyaset onunla mübareze de¤il, belki ondan istifade et-
meye pek çok muhtaçtrlar. Evet, flu tlsm- kâinatn
mu¤lâkn keflfeden ve mevcudatn nereden, nereye ve
ne olacaklarnn tlsmn açan Risale-i Nurun eczalarn-
dan Yirmi Dokuzuncu Söz; ve tahavvülât- zerratn mu-
ammasn keflfeden Otuzuncu Söz; ve kâinatta mütema-
diyen fenâ ve zeval içindeki faaliyet ve hallâkyet-i umu-
miye tlsm- acibini hall ve keflfeden Yirmi Dördüncü
Mektup; ve Tevhidin en derin ve en mühim muammas-
n keflf ve hall ve izah eden ve haflr-i beflerî bir sinek ih-
yas kadar kolay oldu¤unu ispat eden Yirminci Mektup;
ve tabiatperestlerin fikr-i küfürlerini esasyla bozan ve
tahrip eden Tabiat Risalesi namndaki Yirmi Üçüncü
Lema gibi Risale-i Nurun çok cüzleri var. Bunlarn yal-
nz birisindeki muammay keflfeden bir âlim, bir edip, bir
profesör, hangi hükûmette olsa, takdirle mükâfat ve ik-
ramiye verilece¤ini, bu risaleleri dikkatle mütalâa eden
tasdik eyler.
Bu beyanatma, sadetten hariç tafsilât nazaryla bak-
mamak gerektir. Çünkü, Risale-i Nurun yüzden ziyade
risaleleri benim evrak- tevkifiyem hükmüne geçmifl
TARHÇE- HAYATI
| 365
E
SKfiEHR
H
AYATI
istifade:
faydalanma, yararlan-
ma, yarar sa¤lama.
keflif:
açma, meydana çkarma.
kudsî:
mukaddes, kutlu, muaz-
zez, aziz.
kumandan:
komutan.
lâakal:
en azndan, daha afla¤ ol-
maz, en az, hiç olmazsa.
mevcudat:
mevcutlar, varklar.
muamma:
anlafllmas güç.
mu¤lâk:
kapal, kilitli, anlafllmas
zor.
mübareze:
kavga, dövüflme, vu-
ruflma, çatflma.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
mükâfat:
iyi bir ifl, hizmet veya
baflardan ötürü verilen fley, ödül.
mütalâa:
okuma, dikkatli okuma.
mütemadiyen:
sürekli olarak,
devaml olarak, aralksz flekilde,
muttasl, devaml.
nam:
ad, isim.
nazar:
düflünme, fikir, mülâhaza,
niyet.
nur:
aydnlk, parlt, flk.
sadet:
konuflulan madde, asl ko-
nu, esas mana.
sadme:
darbe, ykc müdahale-
ler.
semavî:
Allah tarafndan olan, lâ-
hî.
tabiatperest:
her fleyin kendi
kendine oldu¤unu veya tabiatn
meydana getirdi¤ini iddia eden,
tabiatç.
tafsilât:
tafsiller, açklamalar,
izahlar, etrafl olarak bildirmeler.
tahavvülât- zerrat:
zerrelerin
de¤iflmesi, atomlardaki bir hâl-
den baflka bir hâle geçme, de¤i-
fliklik.
tahrip:
harap etme, ykma, krp
dökme, bozma.
takdir:
be¤enme.
talimat:
bir ifl görülmesi için üst
makam tarafndan verilen yazl
veya sözlü emir, direktif.
tasdik:
do¤rulu¤unu kabul etme,
do¤rulama, gerçekli¤ini kabul et-
me.
tefsîr:
Kurânn mana bakmn-
dan izah, Kurânn flerhi.
tevhid:
Allahn bir oldu¤una
inanma, Allahn varl¤n, birli¤ini,
dengi ve orta¤ bulunmad¤n ka-
bul etme.
tlsm:
herkesin bilip çözemedi¤i
gizli sr, bilmece.
tlsm- acip:
Garip, anlafllmas
güç, flaflrtc sr, bilmece.
tlsm- kâinat:
kâinatn tlsm,
evrenin gizli srr.
vazife-i imaniye:
imanla ilgili va-
zife, iman vazifesi.
zeval:
ölüm, ölme.
ziyade:
çok, fazla, artk.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam.
beyanat:
açklamalar, izahlar.
biiznillah:
Allahn izni ile.
cemaat:
topluluk.
cüz:
ksm, parça, bölük.
dergâh- lâhiye:
Cenab-
Hakkn dergâh, kaps, kat.
ecza:
cüzler, parçalar, ksm-
lar.
edib:
edebiyatç, edebiyatla
meflgul olan.
ehl-i dünya:
dünyaya ba¤l,
dünya adam, ahireti düflün-
meyen.
ehl-i siyaset:
ülkenin idare-
siyle meflgul olanlar, siyaset
adamlar, politikaclar.
faaliyet:
aktivite, etkinlik,
canllk.
fenâ:
yok olma, yokluk, geçip
gitme, son bulma, ölümlülük.
ferman:
emir, buyruk.
fikr-i küfür:
inkâr fikri.
hakikî:
gerçek, sahici, do¤ru.
hâkim:
sözünü geçiren, ege-
men.
hallâkyet-i umumiye:
bü-
tün her fleyi ilgilendiren yara-
tclk.
haflr-i beflerî:
insanlarn yeni-
den dirilmesi.
hüküm:
hakim olma, emret-
me, kumanda etme.
hükümet:
devlet.
hürmet:
riayet, ihtiram, sayg.
ihya:
diriltme, hayat verme,
yeniden hayata döndürme.
ikramiye:
ikram olarak veri-
len para, çalflanlar flevklen-
dirmek için verilen ücret dfl
para.