Yedinci ‹flaret
Bu hizmetimiz zaman›nda, befl alt› sene zarf›nda, bilâ-
mübalâ¤a yüz eser-i ikram-› ‹lâhî ve inayet-i Rabbaniye
ve keramet-i Kur’âniyeyi gözümüzle gördük. Bir k›sm›n›
On Alt›nc› Mektupta iflaret ettik, bir k›sm›n› Yirmi Alt›n-
c› Mektubun Dördüncü Mebhas›n›n mesail-i müteferrika-
s›nda, bir k›sm›n› Yirmi Sekizinci Mektubun Üçüncü Me-
selesinde beyan ettik. Benim yak›n arkadafllar›m bunu
biliyorlar. Daimî arkadafl›m Süleyman Efendi çoklar›n›
biliyor. Hususan Sözler’in ve risalelerin neflrinde ve tas-
hihat›nda ve yerlerine yerlefltirmekte ve tesvid ve tebyi-
zinde, fevkalme’mul kerametkârâne bir teshilâta mazhar
oluyoruz; keramet-i Kur’âniye oldu¤una flüphemiz kal-
m›yor. Bunun misalleri yüzlerdir.
Hem, maiflet hususunda o kadar flefkatle besleniyoruz
ki, en küçük bir arzu-i kalbimizi, bizi istihdam eden Sa-
hib-i ‹nayet, tatmin etmek için fevkalme’mul bir surette
ihsan ediyor ve hakeza... ‹flte bu hâl gayet kuvvetli bir
iflaret-i gaybiyedir ki,
biz istihdam olunuyoruz
:
hem r›za
dairesinde, hem inayet alt›nda bize hizmet-i Kur
’
âniye
yapt›r›l›yor.
1
»
pq
Hn
Q p
?r
°†n
a r
øp
e Gn
ò'
g ! o
ór
ªn
ër
dn
G
2
o
º«/
µ`n
`?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G BÉ '
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G BÉ '
æn
d n
ºr
?p
Y n
’ n
?n
fÉn
ër
Ñ
°o
S
k
A B G n
On
G p
¬u
?n
ëp
dn
h k
ABÉ°n
Vp
Q n
?n
d o
¿ƒo
µn
J k
Iƒ'
?°n
U m
ós
ªn
ëo
e Én
fp
ópq
«°n
S '
¤n
Yp
q
?n
°U s
ºo
¡
s
?dn
G
3
n
Ú/
e'
G @ Gk
Ò/
ã`n
c Ék
ª«/
?°r
ùn
J r
º u
?n
°Sn
h /
¬p
Ñr
ën
°Un
h /
¬p
d'
G '
=¤n
Yn
h
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 317
B
ARLA
H
AYATI
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal›, anlaml› ve yerli yerinde
olufl.
hizmet:
bir u¤urda bir iflin yap›l-
mas› için çal›flma, o ifl için gayret
gösterme, çabalama.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n hiz-
meti.
husus:
mevzu, konu.
hususan:
bilhassa, ayr›ca, baflka-
ca, hususî olarak.
ihsan:
iyilik etme, güzel davran-
ma, ba¤›fllama, ikram etme, lütuf,
ba¤›fl, yard›m.
inayet:
yard›m, ihsan, lütuf.
inayet-i Rabbaniye:
Allah’›n
mahlûkat›n terbiye, tedbir ve ida-
resinde onlara yapm›fl oldu¤u lü-
tuflar, himayeler, yard›mlar.
istihdam:
bir hizmette kullanma,
hizmete alma, hizmet ettirme, bir
iflte çal›flt›rma, çal›flt›rma.
iflaret-i gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
ret; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar taraf›ndan gayba ait ve-
rilen haberler.
keramet-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n
kerameti.
kerametkârâne:
kerametli bir
flekilde, keramet gösterircesine.
maiflet:
yaflama, yaflay›fl.
mazhar:
nail olma, flereflenme,
kavuflma; nail olmufl, eriflmifl, ka-
vuflmufl.
misal:
bir fleyin benzer hâli, ben-
zer, örnek, nümune.
neflr:
da¤›tma, yayma, saçma,
serpme.
r›za:
raz›l›k, raz› olma, hoflnutluk,
memnunluk.
Sahib-i ‹nayet:
gerçek ihsan, iyi-
lik sahibi olan Allah.
salât:
Hz. Peygambere dua; Hz.
Muhammed’e, Ashab›na, ailesine
Allah’›n rahmet ve ma¤firetini,
meleklerin isti¤far›n› ve mümin-
lerin dualar›n› dileme.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k, k›ya-
fet.
flefkat:
ac›yarak ve esirgeyerek
sevme, içten ve karfl›l›ks›z mer-
hamet, karfl›l›k beklemeden yar-
d›m etme.
tashihat:
düzeltmeler, tashihler.
tatmin:
doyma, doygunluk.
tebyiz:
müsveddeyi temize çek-
me, beyaza çekme.
tenzih:
Allah’› flan›na lây›k olma-
yan fleylerden, her türlü eksik ve
noksandan uzak ve yüce tutma,
münezzeh sayma.
teshilât:
kolaylaflt›rmalar.
tesvid:
yaz› ile karalama, müs-
vedde yapma.
vesile:
bir fleyle u¤raflmay› müm-
kün k›lan, yol, vas›ta.
arzu-i kalp:
kalbin arzusu,
kalbin iste¤i.
beyan:
anlatma, aç›k söyle-
me, bildirme, izah.
bilâmübalâ¤a:
abartmaks›-
z›n, abart›s›z.
daimî:
sürekli, devaml›.
eser-i ikram-› ‹lâhî:
Allah’›n
lütfunun, ihsan›n›n eseri.
fazl:
alicenapl›k, ihsan, cö-
mertlik.
fevkalme’mul:
umulan›n üs-
tünde, umulandan çok fazla.
hakeza:
benzeri.
hamd:
Allah’a karfl› olan flük-
ran ve memnuniyetini onu
överek bildirme, Allah’›n yü-
celi¤ini övme.
1.
Allah'a hamd olsun. Bu ancak Rabbimin fazl›ndand›r.
2.
Seni her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz. Senin bize ö¤retti¤inden baflka bizim
bilgimiz yoktur. fiüphesiz Alîm (herfleyi hakk›yla bilen) ve Hakîm (her ifli hikmetle yapan)
ancak sensin. (Bakara Suresi: 32.)
3.
Allah'›m! Efendimiz Muhammed'e, onun Al ve Ashab›na, Senin r›zana ve onun hakk›n›n
ödenmesine vesile olacak flekilde çok salât ve selâm eyle. Âmin.