benim gibi zihni müflevvefl, vaziyeti periflan, müracaat
edilecek kitap yokken, skntl ve süratle yazan bir
adamda, o hakaikn ekseriyet-i mutlakas dekaikyla zu-
huru, do¤rudan do¤ruya Kurân- Hakîmin icaz- mane-
vîsinin eseri ve inayet-i Rabbaniyenin bir cilvesi ve kuv-
vetli bir iflaret-i gaybiyedir.
Döndüncü flaret
Elli altmfl risaleler
(HAfiYE)
öyle bir tarzda ihsan edilmifl
ki, de¤il benim gibi az düflünen ve zuhurata tebaiyet
eden ve tetkike vakit bulamayan bir insann, belki büyük
zekâlardan mürekkep bir ehl-i tetkikin say ve gayretiyle
yaplmayan bir tarzda telifleri, do¤rudan do¤ruya bir
eser-i inayet olduklarn gösteriyor. Çünki, bütün bu risa-
lelerde, bütün derin hakaik, temsilât vastasyla, en âmî
ve ümmî olanlara kadar ders veriliyor. Hâlbuki, o haka-
ikn ço¤unu, büyük âlimler, Tefhim edilmez deyip, de-
¤il avama, belki havassa da bildiremiyorlar.
flte en uzak hakikatleri en yakn bir tarzda, en âmî bir
adama ders verecek derecede, benim gibi Türkçesi az,
sözleri mu¤lâk, ço¤u anlafllmaz ve zahir hakikatleri dahi
müflküllefltiriyor diye eskiden beri ifltihar bulmufl ve eski
eserleri o suiifltihar tasdik etmifl bir flahsn elinde bu ha-
rika teshilât ve sühulet-i beyan, elbette bilâflüphe bir
eser-i inayettir ve onun hüneri olamaz ve Kurân- Ke-
rîmin icaz- manevîsinin bir cilvesidir ve temsilât-
Kurâniyenin bir temessülüdür ve inikâsdr.
TARHÇE- HAYATI
| 313
B
ARLA
H
AYATI
du¤u lütuflar, himayeler, yardm-
lar.
inikâs:
aksetme, yansma.
iflaret-i gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
ret; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar tarafndan gayba ait ve-
rilen haberler, iflaret yolu ile yap-
lan açklamalar.
ifltihar:
meflhur olma, flöhret bul-
ma, flöhret kazanma, tannma, ün
salma.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kurân.
Kurân- Kerîm:
Kurân; Hz. Mu-
hammede vahiyle indirilen en
son lâhî kitap.
mu¤lâk:
anlafllmaz, karflk, açk
olmayan, çapraflk söz.
müracaat:
her hangi bir eserden
yararlanma.
mürekkep:
den oluflmufl, -den
olma.
müflevvefl:
teflevvüfle u¤ramfl,
belirsiz, karflk, düzensiz, karma-
karflk.
müflkül:
güç, zor, çetin.
periflan:
da¤nk, karflk.
say:
çalflma, çabalama, gayret
etme, ifl görme, emek sarf etme.
sühulet-i beyan:
anlatmadaki,
bildirmedeki kolaylk.
sürat:
çabukluk, hz, acele.
flahs:
kifli, kimse, fert.
tarz:
biçim, flekil, suret.
tasdik:
do¤rulu¤unu kabul etme,
do¤rulama, gerçekli¤ini kabul et-
me.
tebaiyet:
tâbilik, tâbi olma, uy-
ma.
tefhim:
anlatma, açklama.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
temsilât:
temsiller, örnekler.
temsilât- Kurâniye:
Kurânn
verdi¤i temsiller, misaller.
teshilât:
kolaylafltrmalar.
tetkik:
dikkatle arafltrma, ince-
den inceye yoklama, inceleme.
ümmî:
okuma yazmas olmayan,
okumamfl.
vasta:
araclk.
vaziyet:
bir kimse veya fleyin du-
rumu, hâli.
zahir:
açk, belli, meydanda.
zekâ:
insann düflünme, akl yü-
rütme, anlama, yarglama, çözme
ve sonuç çkarma kabiliyetlerinin
tamam.
zihin:
anlama, bilme, kavrama
gücü, anlayfl, kavrayfl.
zuhur:
görünme, meydana çk-
ma.
zuhurat:
hesapta olmayan du-
rumlar, umulmadk, beklenmedik
hâller.
HAfiYE
:
Bu bahis yayld¤nda bu kadard. fiimdi yüz otuzdur.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim
adam.
âmî:
cahil.
avam:
kültürlü, yüksek taba-
kadan olmayan; kaba ve cahil
halk tabakas, ayak takm.
bilâflüphe:
flüphesiz, tered-
dütsüz, kuflkusuz.
cilve:
güzel ve hofl bir biçim-
de görünme.
ehl-i tetkik:
dikkatle araflt-
ranlar, titizlikle inceleyenler.
ekseriyet-i mutlaka:
bir faz-
lasyla elde edilen ço¤unluk,
çokluk, kesin ço¤unluk.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
eser:
baslma kitap.
eser-i inayet:
lütuf eseri; ih-
san, iyilik, yardm alâmeti.
gayret:
büyük faaliyet, alfll-
mfln üstünde çalflma, u¤rafl-
ma.
hakaik:
hakikatler, do¤rular,
gerçekler.
hakikat:
gerçek, hayalî olma-
yan, görülen, mevcut olan, bir
fleyin asl ve esas.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu
fludur ki, öyle iken, oysa ki,
hakikat flu ki.
hârika:
ola¤anüstü.
havas:
okumufllar, bilginler,
âlimler.
hüner:
marifet, bilgililik, usta-
lk, maharet.
ihsan:
iyilik etme, güzel dav-
ranma, ba¤fllama, ikram et-
me, lütuf, ba¤fl, yardm.
inayet-i Rabbanîye:
Allahn
mahlûkatn terbiye, tedbir ve
idaresinde onlara yapmfl ol-