dostlarm biliyorlar. Hususan o skntya hastalk da ilâve
edilse, daha ziyade beni dersten, teliften menetmekle be-
raber, en mühim Sözler ve risaleler, en skntl ve hasta-
lkl zamanmda, en süratli bir tarzda yazlmas, do¤ru-
dan do¤ruya bir inayet-i lâhiye ve bir ikram- Rabbanî ve
bir keramet-i Kurâniye olmazsa, nedir?
Hem, hangi kitap olursa olsun, böyle hakaik- lâhiye-
den ve imaniyeden bahsetmifl ise, alâküllihâl, bir ksm
mesaili, bir ksm insanlara zarar verir; ve zarar verdikle-
ri için, her mesele herkese neflredilmemifl; Hâlbuki, flu ri-
saleler ise, flimdiye kadar hiç kimsede çoklardan sordu-
¤um hâlde suitesir ve aksülamel ve tahdifl-i ezhan gibi
bir zarar vermedikleri, do¤rudan do¤ruya bir iflaret-i gay-
biye ve bir inayet-i Rabbaniye oldu¤u bizce muhakkaktr.
Altnc flaret
fiimdi bence katiyet peyda etmifltir ki; ekser hayatm,
ihtiyar ve iktidarmn, fluur ve tedbirimin haricinde, öyle
bir tarzda geçmifl ve öyle garip bir surette ona cereyan
verilmifl; tâ Kurân- Hakîme hizmet edecek olan bu nevi
risaleleri netice versin. Âdeta bütün hayat- ilmiyem, mu-
kaddemat- ihzariye hükmüne geçmifl. Ve Sözler ile
icaz- Kurânn izhar, onun neticesi olacak bir surette
olmufltur. Hatta flu yedi sene nefyimde ve gurbetimde ve
sebepsiz ve arzumun hilâfnda tecerrüdüm ve meflrebime
muhalif, yalnz bir köyde imrar- hayat etmekli¤im ve
eskiden beri ülfet etti¤im hayat- içtimaiyenin çok
TARHÇE- HAYATI
| 315
B
ARLA
H
AYATI
mahlûkatn terbiye, tedbir ve ida-
resinde onlara yapmfl oldu¤u lü-
tuflar, himayeler, yardmlar.
iflaret-i gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
ret; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar tarafndan gayba ait ve-
rilen haberler, iflaret yolu ile yap-
lan açklamalar.
izhar:
aç¤a vurma, meydana ç-
karma, aflikâr etme.
kadir:
bir ifli yapmaya gücü ye-
ten, kudret ve kuvvet sahibi ve
her fleye kudreti yeten.(Allah).
katiyet:
katîlik, kesinlik.
keramet-i Kurâniye:
Kurânn
kerameti.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kurân.
men:
yasak etme, durdurma,
mâni olma, brakmama, bir fleyi
diri¤ etme, bir fleyin yaplmasn
engelleme, esirgeme, vermeme,
önleme.
mesail:
meseleler.
mesele:
ehemmiyetli, önemli ifl.
meflrep:
su içme yeri.
muhakkak:
hakîkat ve gerçe¤i
belli olmufl, do¤rulu¤u kesinlik
kazanmfl, flüphesiz, mutlak.
muhalif:
karfl, uyma, karflt.
mukaddemat- ihzariye:
bir fleyi
hazrlamak için önceden yaplan
ifller.
nefy:
sürme, sürgün etme, ceza-
landrarak baflka bir yerde ika-
met etmeye mecbur etme; sür-
gün.
neflr:
herkese duyurma, tamim.
netice:
bir iflin, bir fiilin sonunda
elde edilen fley, semere.
netice:
sonuç.
su-i tesir:
etkinin kötülü¤ü; kötü
tesir, etki.
suret:
biçim, görünüfl, klk, kya-
fet.
sürat:
çabukluk, hz, acele.
fluur:
bir fleyi anlama, tanma ve
kavrama gücü; anlayfl, idrak.
tahdifl-i ezhan:
zihinleri kurcala-
ma.
tarz:
biçim, flekil, suret.
tecerrüt:
Her fleyden bofl olma,
her fleyden uzak olma.
tedbir:
idare etme, çekip çevir-
me.
telif:
kitap yazma, eser ortaya
koyma.
ülfet:
alflma, kaynaflma, iyi ge-
çinme, gönüllerin birleflmesi.
ziyade:
çok, fazla, artk.
âdeta:
sanki, düpedüz, baya-
¤, bas baya¤.
aksülamel:
tepki, reaksiyon.
alâküllihâl:
ister istemez, ol-
du¤u kadar, flöyle böyle.
arzu:
bir fleye karfl duyulan
istek, heves.
garip:
tuhaf, flafllacak, bam-
baflka.
gurbet:
yabanc yerlere git-
me.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu
fludur ki, öyle iken, oysa ki,
hakikat flu ki.
hariç:
bir fleyin dfl, dflars,
dflta kalan.
hatta:
manaya kuvvet ver-
mek için üstelik, fazla olarak,
bundan baflka, kadar, bile,
dahi, hem de... manalarnda,
cümle bafllarnda kullanlan
edattr.
hayat- içtimaiye:
sosyal ha-
yat, cemiyet hayat, toplum
hayat.
hayat- ilmiye:
ilmî hayat,
ilimle ilgili çalflmalardan olu-
flan hayat.
hilâf:
ters, karfl, zt, aykr.
hizmet:
birinin iflini görme,
bir kimsenin hesabna veya
menfaatine ifl görme.
hususan:
bilhassa, ayrca,
baflkaca, hususî olarak.
ihtiyar:
seçme, tercih, irade.
iktidar:
güç yetme, yapabil-
me, bir ifli gerçeklefltirmek
için gereken kuvvet.
ilâve:
ekleme, katma.
imrar- hayat:
hayat geçir-
me.
inayet-i Rabbanîye:
Allahn