Tarihçe-i Hayat - page 221

bir meta de¤il ki, akl› bafl›ndaki insanlar› iflba etsin,
tatmin etsin ve maksud-i bizzat olsun.
4. Bu millet-i ‹slâm›n cemaatleri, her ne kadar
bir cemaat namazs›z kalsa, hatta fas›k da olsa, yi-
ne bafllar›ndakini mütedeyyin görmek ister. Hatta,
umum fiarkta, umum memurlara dair en evvel sor-
duklar› sual bu imifl: “Acaba namaz k›l›yorlar m›?”
derler. Namaz k›larsa, mutlak emniyet ederler, k›l-
mazsa, ne kadar muktedir olsa, nazarlar›nda müt-
tehemdir.
Bir zaman, Beytüflflebap aflairinde isyan vard›.
Ben gittim, sordum:
“Sebep nedir?”
Dediler ki:
“Kaymakam›m›z namaz k›lm›yordu; öyle dinsiz-
lere nas›l itaat edece¤iz?” Hâlbuki, bu sözü söyle-
yenler de namazs›z, hem de eflk›ya idiler.
5. Enbiyan›n ekseri fiarkta ve hükeman›n a¤lebi
Garpta gelmesi Kader-i Ezelînin bir remzidir ki,
fiark› aya¤a kald›racak din ve kalptir, ak›l ve felse-
fe de¤ildir. Madem fiark› intibaha getirdiniz; f›trat›-
na muvaf›k bir cereyan veriniz. Yoksa, sa’yiniz ya
hebaen mensura gider veya sathî kal›r.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 221
‹
LK
H
AYATI
le.
maksud-i bizzat:
kendi maksad›,
flahsî gaye, flahsî amaç.
millet-i ‹slâm:
‹slâm milleti, Müs-
lümanlar.
muktedir:
iktidarl›, gücü yeten.
mutlak:
elbette, behemehâl.
muvaf›k:
uygun, münasip.
mütedeyyin:
dinin emirlerini ek-
siksiz yerine getiren, dindar, dine
ba¤l›.
müttehem:
kabahatli olan, suçlu.
nazar:
bak›fl, nezdinde.
remiz:
bir fleye delâlet eden fle-
kil, alâmet, sembol, amblem.
sathî:
yüzeysel, derine inmeyen,
üstün körü.
sa’y:
ifl, çal›flma, çabalama.
sual:
soru.
fiark:
Avrupa’ya nispeten Asya.
fiark:
do¤u yönünde yer alan yer-
ler, do¤u bölgeleri.
tatmin:
doyurma, ihtiyac›n› karfl›-
lama.
umum:
bütün.
a¤lep:
ço¤unlukla, ekseriyet-
le.
aflair:
afliretler, kabileler, oy-
maklar.
Beytüflflebap:
fi›rnak ilinin bir
ilçesi.
cemaat:
topluluk, aralar›nda
çeflitli ba¤lar bulunan insanlar
toplulu¤u.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
dair:
alâkal›, ilgili.
ekser:
pek çok.
emniyet:
inanma, güvenme.
enbiya:
nebiler, peygamber-
ler.
eflk›ya:
da¤ h›rs›zlar›, haydut-
lar, yol kesiciler.
evvel:
önce, ilk.
fas›k:
Allah’›n emirlerine ay-
k›r› hareket eden, günahkâr.
felsefe:
bir fleyin nazarî yönü.
f›trat:
yarat›l›fl, tabiat, mizaç,
huy.
Garp:
ülkemize göre Avrupa.
hebaen mensurâ:
bofluna
olarak, bofluna harcanarak,
faydas›z yere.
hükema:
filozoflar.
intibah:
uyan›fl.
isyan:
baflkald›rma, itaatsiz-
lik, emre karfl› gelme.
iflba:
doyurma.
itaat:
söz dinleme, boyun e¤-
me, emre uygun hareket et-
me.
Kader-i Ezelî:
olmufl ve ola-
caklar›n yer ald›¤› ‹lâhî ilim;
her fleyin kaydedildi¤i ezelî
program.
madem:
çünkü, için, de¤il mi
ki, ...den dolay›, böyle ise, he-
1...,211,212,213,214,215,216,217,218,219,220 222,223,224,225,226,227,228,229,230,231,...1390
Powered by FlippingBook