Tarihçe-i Hayat - page 209

ve istiklâliyet hassas›yla mümtaz olan fleriattaki ‹lâhî hi-
dayet, Roma felsefesinin dehas›yla afl›lanmaz, imtizaç et-
mez, bel
’
olunmaz, tâbi olmaz.
“Bir as›ldan tev’em (ikiz) olarak nefl’et eden eski Ro-
ma ve Yunan iki dehalar›, su ve ya¤ gibi, mürur-i a’sar
(as›rlar), medeniyet ve Hristiyanl›¤›n temzicine çal›flt›¤›
hâlde, yine istiklâllerini muhafaza, âdeta tenasuhla o iki
ruh flimdi de baflka flekillerde yafl›yorlar. Onlar tev’em ve
esbab-› temziç varken imtizaç olunmazsa, fleriat›n ruhu
olan nur-i hidayet, o muzlim pis medeniyetin esas› olan
Roma dehas›yla hiçbir vakit mezç olunmaz, bel’ olun-
maz.”
Dediler: “fieriat-› Garradaki medeniyet nas›ld›r?”
Dedim: “fieriat-› Ahmediyenin (a.s.m.) tazammun et-
ti¤i ve emretti¤i medeniyet ise ki, medeniyet-i hâz›ran›n
inkifla›ndan inkiflaf edecektir. Onun menfi esaslar› yeri-
ne, müspet esaslar vazeder.
“‹flte nokta-i istinat, kuvvete bedel hakt›r ki, fle’ni ada-
let ve tevazündür. Hedef de, menfaat yerine fazilettir ki,
fle’ni muhabbet ve tecazüptür. Cihetülvahdet de unsuri-
yet-i milliyet yerine, rab›ta-i dinî, vatanî, s›n›fîdir ki, fle’ni
samimi uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne
karfl› yaln›z tedafüdür. Hayatta düstur-i cidal yerine düs-
tur-i teavündür ki, fle’ni ittihat ve tesanüttür. Heva yeri-
ne hüdad›r ki, fle’ni insaniyeten terakki ve ruhen tekâ-
müldür. Hevay› tahdit eder, nefsin hevesat-› süfliyesinin
teshiline bedel, ruhun hissiyat-› ulviyesini tatmin eder.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 209
‹
LK
H
AYATI
ink›fla:
aç›lma, gizli s›rlar›n bilin-
mesi.
inkiflaf:
aç›lma, ortaya ç›kma, gö-
rülme.
istiklâl:
ba¤›ms›zl›k.
istiklâliyet:
ba¤›ms›zl›k.
ittihat:
bir olma, birlik.
medeniyet:
medenîlik, uygarl›k.
medeniyet-i hâz›ra:
flimdiki me-
deniyet.
menfaat:
fayda, ç›kar.
menfi:
negatif, olumsuz.
mezç olunmak:
kar›flt›r›lmak.
muhabbet:
sevgi, dostluk.
muhafaza:
koruma.
muzlim:
karanl›k, zulmetli.
mümtaz:
ayr›cal›kl›, üstün.
müsalemet:
herkesle bar›fl içinde
olma.
müspet:
gerçek, do¤ru, yararl›.
nefis:
kötü vas›flar›, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü¤e
sevk eden, flehevî istekleri kam-
ç›lay›p hay›rl› ifllerden al›koyan
güç.
nefl’et:
meydana gelme, do¤ma.
nokta-i istinat:
dayanak noktas›.
nur-i hidayet:
hidayet nuru.
rab›ta-i dinî:
din ba¤›.
ruhen:
ruh yönünden.
s›n›fî:
sosyal tabakalarla ilgili.
fle’ni:
gere¤i, neticesi ve eseri.
fleriat:
‹slâm dini, ‹slâm›n bütün
hükümleri.
fleriat-› Ahmediye:
Hz. Muham-
med’in (a.s.m.) tarif etti¤i, getirdi-
¤i ve bildirdi¤i fleriat.
fieriat-› Garra:
parlak din, ‹slâmi-
yet.
tâbi:
uyan, itaat eden.
tahdit:
s›n›rlama.
tatmin etmek:
doyurmak.
tazammun etmek:
içine almak,
içermek.
tecavüz:
sald›rma, sald›r›.
tecazüp:
birbirini çekme.
tedâfü:
savunma.
tekâmül:
mükemmelleflme, ol-
gunlaflma.
temzic:
iki ya da daha fazla fleyi
birbirine kat›p kar›flt›rmak.
tenasuh:
ruhun bir bedenden
baflka bir bedene geçti¤ini kabul
eden bat›l görüfl.
terakki:
yükselme, ilerleme, ge-
liflme.
tesanüt:
dayan›flma.
tevazün:
denklik, birbirine denk
olma.
tev’em:
ikiz.
uhuvvet:
kardefllik, din kardeflli-
¤i, samimi dostluk.
unsuriyet-i milliyet:
›rkç›l›k.
vatanî:
vatanla ilgili.
vazetmek:
koymak.
adalet:
her hak sahibine hak-
k›n›n tam ve eksiksiz verilme-
si.
âdeta:
sanki.
bedel:
karfl›l›k.
bel’ olunmak:
ortadan kald›-
r›lmak, yutulmak.
cihetülvahdet:
birlik ciheti.
deha:
üstün zekâ.
düstur:
kanun, kural, esas.
düstur-i teavün:
yard›mlafl-
ma kanunu.
düstur-i cidal:
çarp›flma ka-
nunu, varl›klar›n sürekli mü-
cadele ve çarp›flma hâlinde
oldu¤unu kabul eden görüfl.
esbab-› temziç:
kar›flma se-
bepleri, mezcolma sebepleri.
fazilet:
kifliyi ahlâkl›, iyi hare-
ket etmeye yönelten manevî
kuvvet, erdem.
felsefe:
hikmet bilgisi.
hariç:
d›fl, d›flar›.
hassa:
bir kimseye, ya da bir
fleye özel olan nitelik.
hedef:
maksat, niyet, amaç.
heva:
istek, arzu, nefse ait
olan fleylere düflkünlük, nef-
sin zararl› ve günah olan ar-
zular›.
hevesat-› süfliye:
afla¤›, kötü
istekler, alçak arzular.
hidayet:
do¤ru ve hak yolda
olma.
hissiyat-› ulviye:
yüce hisler
ve duygular.
hüda:
do¤ruluk, hidayet.
‹lâhî:
Allah taraf›ndan olan.
insaniyeten:
insanl›k bak›-
m›ndan.
imtizaç:
uyuflma, uygunluk,
ba¤daflma.
1...,199,200,201,202,203,204,205,206,207,208 210,211,212,213,214,215,216,217,218,219,...1390
Powered by FlippingBook