ve istiklâliyet hassasyla mümtaz olan fleriattaki lâhî hi-
dayet, Roma felsefesinin dehasyla afllanmaz, imtizaç et-
mez, bel
olunmaz, tâbi olmaz.
Bir asldan tevem (ikiz) olarak neflet eden eski Ro-
ma ve Yunan iki dehalar, su ve ya¤ gibi, mürur-i asar
(asrlar), medeniyet ve Hristiyanl¤n temzicine çalflt¤
hâlde, yine istiklâllerini muhafaza, âdeta tenasuhla o iki
ruh flimdi de baflka flekillerde yaflyorlar. Onlar tevem ve
esbab- temziç varken imtizaç olunmazsa, fleriatn ruhu
olan nur-i hidayet, o muzlim pis medeniyetin esas olan
Roma dehasyla hiçbir vakit mezç olunmaz, bel olun-
maz.
Dediler: fieriat- Garradaki medeniyet nasldr?
Dedim: fieriat- Ahmediyenin (a.s.m.) tazammun et-
ti¤i ve emretti¤i medeniyet ise ki, medeniyet-i hâzrann
inkiflandan inkiflaf edecektir. Onun menfi esaslar yeri-
ne, müspet esaslar vazeder.
flte nokta-i istinat, kuvvete bedel haktr ki, fleni ada-
let ve tevazündür. Hedef de, menfaat yerine fazilettir ki,
fleni muhabbet ve tecazüptür. Cihetülvahdet de unsuri-
yet-i milliyet yerine, rabta-i dinî, vatanî, snfîdir ki, fleni
samimi uhuvvet ve müsalemet ve haricin tecavüzüne
karfl yalnz tedafüdür. Hayatta düstur-i cidal yerine düs-
tur-i teavündür ki, fleni ittihat ve tesanüttür. Heva yeri-
ne hüdadr ki, fleni insaniyeten terakki ve ruhen tekâ-
müldür. Hevay tahdit eder, nefsin hevesat- süfliyesinin
teshiline bedel, ruhun hissiyat- ulviyesini tatmin eder.
TARHÇE- HAYATI
| 209
LK
H
AYATI
inkfla:
açlma, gizli srlarn bilin-
mesi.
inkiflaf:
açlma, ortaya çkma, gö-
rülme.
istiklâl:
ba¤mszlk.
istiklâliyet:
ba¤mszlk.
ittihat:
bir olma, birlik.
medeniyet:
medenîlik, uygarlk.
medeniyet-i hâzra:
flimdiki me-
deniyet.
menfaat:
fayda, çkar.
menfi:
negatif, olumsuz.
mezç olunmak:
karfltrlmak.
muhabbet:
sevgi, dostluk.
muhafaza:
koruma.
muzlim:
karanlk, zulmetli.
mümtaz:
ayrcalkl, üstün.
müsalemet:
herkesle barfl içinde
olma.
müspet:
gerçek, do¤ru, yararl.
nefis:
kötü vasflar, nitelikleri
kendisinde toplayan, kötülü¤e
sevk eden, flehevî istekleri kam-
çlayp hayrl ifllerden alkoyan
güç.
neflet:
meydana gelme, do¤ma.
nokta-i istinat:
dayanak noktas.
nur-i hidayet:
hidayet nuru.
rabta-i dinî:
din ba¤.
ruhen:
ruh yönünden.
snfî:
sosyal tabakalarla ilgili.
fleni:
gere¤i, neticesi ve eseri.
fleriat:
slâm dini, slâmn bütün
hükümleri.
fleriat- Ahmediye:
Hz. Muham-
medin (a.s.m.) tarif etti¤i, getirdi-
¤i ve bildirdi¤i fleriat.
fieriat- Garra:
parlak din, slâmi-
yet.
tâbi:
uyan, itaat eden.
tahdit:
snrlama.
tatmin etmek:
doyurmak.
tazammun etmek:
içine almak,
içermek.
tecavüz:
saldrma, saldr.
tecazüp:
birbirini çekme.
tedâfü:
savunma.
tekâmül:
mükemmelleflme, ol-
gunlaflma.
temzic:
iki ya da daha fazla fleyi
birbirine katp karfltrmak.
tenasuh:
ruhun bir bedenden
baflka bir bedene geçti¤ini kabul
eden batl görüfl.
terakki:
yükselme, ilerleme, ge-
liflme.
tesanüt:
dayanflma.
tevazün:
denklik, birbirine denk
olma.
tevem:
ikiz.
uhuvvet:
kardefllik, din kardeflli-
¤i, samimi dostluk.
unsuriyet-i milliyet:
rkçlk.
vatanî:
vatanla ilgili.
vazetmek:
koymak.
adalet:
her hak sahibine hak-
knn tam ve eksiksiz verilme-
si.
âdeta:
sanki.
bedel:
karfllk.
bel olunmak:
ortadan kald-
rlmak, yutulmak.
cihetülvahdet:
birlik ciheti.
deha:
üstün zekâ.
düstur:
kanun, kural, esas.
düstur-i teavün:
yardmlafl-
ma kanunu.
düstur-i cidal:
çarpflma ka-
nunu, varlklarn sürekli mü-
cadele ve çarpflma hâlinde
oldu¤unu kabul eden görüfl.
esbab- temziç:
karflma se-
bepleri, mezcolma sebepleri.
fazilet:
kifliyi ahlâkl, iyi hare-
ket etmeye yönelten manevî
kuvvet, erdem.
felsefe:
hikmet bilgisi.
hariç:
dfl, dflar.
hassa:
bir kimseye, ya da bir
fleye özel olan nitelik.
hedef:
maksat, niyet, amaç.
heva:
istek, arzu, nefse ait
olan fleylere düflkünlük, nef-
sin zararl ve günah olan ar-
zular.
hevesat- süfliye:
afla¤, kötü
istekler, alçak arzular.
hidayet:
do¤ru ve hak yolda
olma.
hissiyat- ulviye:
yüce hisler
ve duygular.
hüda:
do¤ruluk, hidayet.
lâhî:
Allah tarafndan olan.
insaniyeten:
insanlk bak-
mndan.
imtizaç:
uyuflma, uygunluk,
ba¤daflma.