“Tacir misin?”
“Evet, hem tacirim, hem de kimyagerim.”
“Nas›l?”
“‹ki madde var; mezcettiriyorum. Birinden tiryak-› flâ-
fi, birinden elektrik-i muzî tevellüt eder.”
“Bunlar nerede bulunur?”
“Medeniyet ve fazilet çarfl›s›nda. Cephesinde ‘insan’
yaz›l› iki ayak üstünde gezen sand›k içindeki üstünde
‘kalp’ yaz›lan yâ siyah veya p›rlanta gibi parlak olan bir
kutudad›r.”
“‹simleri nedir?”
“‹man, muhabbet, sadakat, hamiyet.”
Ceride-i seyyare, ebu lâfley, ibnüzzaman,
ehulacaip, ibni ammilgaraip
Said Nursî
®
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 141
‹
LK
H
AYATI
tiryak-› flafi:
flifa tafl›yan ilâç.
ceride-i seyyare:
“hareketli”
gazete.
ebu lâfley:
hiçbir fleye sahip
olmayan, dünyaya de¤er ver-
meyen” manas›nda, “hiçbir
fleyin babas›” demektir.
ehu’l-acaip:
insan› flafl›rtan
acâipliklerin kardefli.
elektrik-i muzî:
ayd›nlatan
elektrik.
fazilet:
meziyet, iyilik, ilim ve
iman, irfan yönünden yüksek
derece; erdem; dinî ve ahlâkî
görevlere uyma derecesi.
hamiyet:
îman ve ‹slâm› sa-
vunma gayreti.
ibni ammi’l-garaip:
gariplik-
lerin amcao¤lu.
ibnüzzaman:
zaman›n çocu-
¤u.
iman:
inanma, itikat; Resul-i
Ekrem’in (a.s.m.) tebli¤ etti¤i
inan›lmas› gerekli esaslar›
tasdik etmekten do¤an bir
nurdur.
kimyager:
kimyac›, eczac›.
medeniyet:
sosyal mesele-
lerde, ilim, fen ve sanatta da-
ha tekâmül etmifl geliflmifl
cemiyet.
mezç:
katma, kaynaflt›rma,
kar›flt›rma, birlefltirme.
muhabbet:
sevgi, sevmek.
p›rlanta:
çok trafl edilmifl, fo-
yas›z parlak elmas.
sadâkat:
ba¤l›l›k, do¤ruluk.
tacir:
tüccar, ticaret yapan.
tevellüt:
do¤ma, do¤um,
do¤muflluk.