Sual:
“Gayrimüslimlerle nas›l müsavi olaca¤›z?”
Cevap:
Müsavat ise, fazilet ve flerefte de¤ildir, hukuk-
tad›r. Hukukta ise, flah ve geda birdir. Acaba bir fleriat,
“Kar›ncaya bilerek ayak basmay›n›z” dese, tazibinden
menetse, nas›l benîâdemin hukukunu ihmal eder? Kel-
lâ... Biz imtisal etmedik. Evet, ‹mam-› Ali
’
nin (r.a.) adî bir
Yahudî ile muhakemesi ve medar-› fahriniz olan Salâ-
haddin-i Eyyubî
’
nin miskin bir Hristiyan ile mürafaas›, si-
zin flu yanl›fl›n›z› tashih eder zannederim.”
(HAfi‹YE)
Zira,
meflrutiyet, hâkimiyet-i millettir; hükûmet hiz-
metkârd›r. Meflrutiyet do¤ru olursa, kaymakam ve vali
reis de¤iller, belki ücretli hizmetkârlard›r
. Gayrimüslim,
reis olamaz, fakat hizmetkâr olur. Farz ediniz, memuri-
yet bir nev’î riyaset ve bir a¤al›kt›r. Gayrimüslimlerden üç
bin adam› a¤al›¤›m›za, riyasetimize flerik etti¤imiz vakit-
te, millet-i ‹slâmiyeden aktar-› âlemde üç yüz bin adam›n
riyasetine yol aç›l›yor. Biri zayi edip, bini kazanan zarar
etmez.
„@ò
HAfi‹YE:
Eski Said, Nur'un parlak hâsiyetinden gelen kuvvetli bir ümit
ve tam teselli ile, siyaseti ‹slâmiyete âlet yaparak, hararetle hürriyete
çal›fl›rken, di¤er bir hiss-i kable'l-vuku ile dehfletli ve lâdinî bir istibdad-›
mutlak›n gelece¤ini bir hadis-i flerifin manas›ndan anlay›p, elli sene evvel
haber vermifl. Said'in teselli haberlerini o istibdad-› mutlak, yirmi befl se-
ne bilfiil tekzip edece¤ini hissetmifl ve otuz seneden beri
1
p
án
°SÉn
«°u
ùdGn
h pp
¿Én
£r
«°s
ûdG n
øp
e $Ép
Ho
Pƒo
Yn
G
deyip, siyaseti b›rakm›fl, Yeni Said olmufl-
tur.
adî:
basit, normal, her zaman ya-
p›lan.
aktar-› âlem:
her taraf, dünyan›n
dört bir yan›.
benîadem:
insano¤lu, Âdemo¤lu;
insanl›k âlemi.
farz:
saymak, öyle kabul etmek.
fazilet:
meziyet, iyilik, ilim ve
iman, irfan yönünden yüksek de-
rece; erdem; dinî ve ahlâkî görev-
lere uyma derecesi.
gayrimüslim:
Müslüman olma-
yan.
geda:
fakir, kimsesiz.
hâkimiyet-i millet:
milletin hâ-
kim olmas›, egemenli¤i.
hafliye:
dipnot.
hizmetkâr:
hizmetçi.
hukuk:
haklar, insan›n cemiyet
hayat›nda uymas› gereken kàide-
ler, esaslar; hakl›y› haks›zdan ay›-
ran kàideler.
imtisal:
uyma, sar›lma, yap›flma,
tutunma.
medar-› fahir:
övünme sebebi.
memuriyet:
memurluk.
men:
yasaklama, engelleme, mâ-
ni olma.
meflrutiyet:
bir hükümdar›n bafl-
kanl›¤› alt›ndaki millet meclisi ile
idâre edilen devlet sistemi.
millet-i ‹slâmiye:
‹slâm milleti.
misk:
Asya’da yaflayan bir
cins erkek ceylan›n kar›n de-
risinin alt›ndan ç›kart›lan gü-
zel kokulu bir madde.
muhakeme:
ak›l yürütüp
do¤ru bir netice elde edebil-
me, tartma, de¤erlendirme;
yarg›lama.
mürafaa:
yüzleflerek muhâ-
keme olmak, karfl›l›kl› hak id-
diâ ederek konuflma.
müsavat:
eflitlik.
nev:
çeflit, s›n›f, cins, tür.
reis:
baflkan.
riyaset:
baflkanl›k.
flah:
padiflah. Sultan. Sahip.
fleriat:
do¤ru yol, hak din yo-
lu; ‹slâm dini, ‹slâm’›n bütün
hükümleri.
flerik:
ortak, rakip.
tashih:
düzeltmek, yanl›fllar-
dan ar›nd›rmak.
tazip:
ac› çektirme, s›k›nt›
verme, azap çektirme, incit-
me.
Yahudî:
Hz. Yakub’un (a.s.)
o¤lu Yahuda’ya mensub
olanlar. Mûseviler, Beni ‹srail.
zan:
flüphe, zannetmek, san-
mak, sezme.
zayi:
elden ç›kan, kaybolan,
zarar, ziyan, kay›p.
1.
fieytandan ve siyasetin flerrinden Allah’a s›¤›n›r›m.
132 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI