Sual:
“En evvel rüesam›z ›slah olunmal›?”
Cevap:
Evet, reisleriniz mal›n›z› ceplerine indirip hap-
settikleri gibi, ak›llar›n›z› da sizden alm›fllar veya dima¤›-
n›zda hapsetmifller. Öyle ise, flimdi onlar›n yan›ndaki
ak›llar›n›zla konuflaca¤›m:
Eyyühe’r-rüus ve’r-rüesa! Tekâsülî olan tevekkülden
sak›n›n›z. ‹fli birbirinize havale etmeyiniz. Elinizdeki ma-
l›m›zla ve yan›n›zdaki akl›m›zla bize hizmet ediniz. Çün-
kü, flu mesakini istihdam etmekle ücretinizi alm›fls›n›z.
1
p
?r
«°s
üdG ?p
a r
ºo
à`r
©s
«°n
V Én
ª`p
d p
?o
QGn
ós
àdÉp
H r
ºo
µ
r
«n
?n
©n
a
‹flte, flimdi hizmet vaktidir.
Elhâs›l:
‹slâm uyand› ve uyan›yor.
(HAfi‹YE)
Fenal›¤› fena,
iyili¤i iyi olarak gördüler. Evet, fiu dereler aflairini tövbe-
kâr eden iflte bu s›rd›r. Hem de bütün ‹slâm yavafl yavafl
bu istidad› almakta ve kesb etmektedir. Lâkin, sizler be-
devî oldu¤unuzdan ve f›trat-› asliyeniz oldukça bozulma-
m›fl oldu¤undan, ‹slâmiyetin kudsî milliyetine daha ya-
k›ns›n›z.
* * *
Seyahatimde, beni tan›mayanlar, k›yafetime bak›p be-
ni tacir zannettiklerinden, derlerdi ki:
HAfi‹YE:
Evet, k›rk befl sene evvel söylenen bu sözü, Pakistan, Arabis-
tan aflairi dahi hâkimiyet ve istiklâliyetlerini kazand›klar›ndan, Eski Said’i
bu dersinde tasdik ediyorlar ve daha da edecekler.
aflair:
afliretler, kabîleler.
bedevî:
göçebe hayat› yaflayan;
çölde yaflayan.
dima¤:
ak›l, zihin, fikir, beyin.
elhas›l:
k›sacas›, netice olarak,
özetle.
eyyühe’r-rüus ve’r-rüesa:
ey
bafltakiler ve baflkanlar
.
f›trat-› asliye:
bozulmam›fl yara-
t›l›fl, insan do¤ufltan ‹slâm f›trat›
üzerine yarat›lm›flt›r.
hafliye:
dipnot.
havale:
bir ifli veya bir fleyi baflka
birisine b›rakma, ›smarlama.
hizmet:
insanlara yararl› olma,
faydal› ifller yapma, çal›flma.
›slah:
iyilefltirme, kötülüklerini gi-
derme, düzeltme.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
istihdam:
bir iflte kullanmak
için al›koyma, çal›flt›rma, kul-
lanma, hizmet ettirme.
kesb:
çal›flma, emek sarf et-
me, iflleme, yapma, kazanma.
kudsî:
mukaddes, yüce, te-
miz.
mesakin:
bir yerde oturan fa-
kir, fukara ve kimsesiz, itaat-
kâr kimseler.
milliyet:
milliyetçilik fikri.
reis:
baflkan.
rüesa:
reisler, baflkanlar.
s›r:
Cenab-› Hakk›n bakt›¤›
yer olan kalpteki lâtife, gizli
hakikat.
sual:
isteme, sorma.
tacir:
ticaret yapan, mal al›p
satan.; tüccar.
tekâsülî:
tembellikten gelen,
tembellik anlam›ndaki.
tövbekâr:
tövbe etmifl olan.
tevekkül:
sebeplere sar›ld›k-
tan sonra neticesini Allah’a
b›rakma, neticeye r›za göster-
me.
zan:
flüphe, zannetmek, san-
mak, sezme.
1.
Yaz›n kaybetti¤inizi telâfiye çal›flmal›s›n›z.
140 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI