Tarihçe-i Hayat - page 131

mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. ‹flte, Asr-›
Saadet...
Sual:
“Bir büyük adama ve bir velîye ve bir fleyhe ve
bir büyük âlime karfl› nas›l hür olaca¤›z? Onlar, meziyet-
leri için, bize tahakküm etmek haklar›d›r. Biz onlar›n fa-
ziletlerinin esiriyiz.”
Cevap:
Velâyetin, fleyhli¤in, büyüklü¤ün fle
’
ni, tevazu
ve mahviyettir; tekebbür ve tahakküm de¤ildir. Demek,
tekebbür eden, sabiyy-i mütefleyyihtir; siz de büyük tan›-
may›n›z.
Sual:
“Heyhat! Bize teselli veren flu ulvî emeli ye’se
ink›lâp ettiren ve etraf›m›zda hayat›m›z› zehirlendirmek
ve devletimizi parça parça etmek için a¤›zlar›n› açm›fl
olan o müthifl y›lanlara ne diyece¤iz?”
Cevap:
Korkmay›n›z; medeniyet, fazilet ve hürriyet
âlem-i insaniyette galebe çalmaya bafllad›¤›ndan, bizza-
rure terazinin öteki yüzü fley
’
en fefley
’
en hafifleflecektir.
Farz›muhal olarak -Allah etmesin- e¤er bizi parça parça
edip öldürseler; emin olunuz, biz yirmi olarak ölece¤iz,
üç yüz olarak dirilece¤iz. Bafl›m›zdan rezail ve ihtilâfat›n
gubar›n› silkip, hakikî münevver ve müttehit olarak ker-
van-› benîbeflere pifldarl›k edece¤iz. Biz, en fledit, en ka-
vi ve en bâkî hayat› intaç eden öyle bir ölümden kork-
may›z. Biz ölsek de, ‹slâmiyet sa¤ kal›r. O millet-i kudsi-
ye sa¤ olsun.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 131
‹
LK
H
AYATI
zorlu.
kervan-› benîbefler:
insano¤ulla-
r› kervan›.
mahviyet:
tevâzu, alçak gönüllü-
lük.
medeniyet:
sosyal meselelerde,
ilim, fen ve sanatta daha tekâmül
etmifl geliflmifl cemiyet.
meziyet:
iyi ve do¤ru hareket;
üstünlük vas›flar›.
millet-i kudsiye:
yüce millet.
münevver:
nurlu, ayd›n.
müsavi:
birbirine denk, ayn› sevi-
yede olan.
müttehit:
birleflmifl.
pifldar:
öncü, kumandan, önde gi-
den.
rezail:
rezillikler.
sabiyy-i mütefleyyih:
kendini
yafll› gösteren çocuk; büyüklük
taslayan küçük.
fledit:
fliddetli.
fle’n:
ifl, gerek, tav›r, hal, birfleyin
husûsiyetinin fiilî görünümü, neti-
cesi ve eseri.
fieyh:
tarikat dersi veren mânevî
lider, mürflid.
tahakküm:
zorbal›k etme; zorla
hükmetme, mânevî bask›.
tekebbür:
kibirlenme, kendini
büyük sayma.
teselli:
üzüntülü bir kimseyi söz
ve ö¤ütte ferahland›rma.
tevazu:
alçak gönüllülük, kibirsiz-
lik, mahviyet.
ulvî:
yüce, yüksek.
velâyet:
velîlik, velî olan kimse-
nin hâli.
velî:
bak. evliyâ, Allah’›n sevgili
kulu.
ye’s:
ümitsizlik.
âlem-i insaniyet:
insanl›k
âlemi.
âlim:
ilim ile u¤raflan; çok bil-
gili; bilgin.
Asr-› Saadet:
mutluluk ça¤›,
Peygamber
Efendimizin
(a.s.m.) peygamber olarak
dünyada bulundu¤u devir.
bâkî:
ebedî, dâimî, sonu gel-
mez, ölmez, sonsuz, geride
kalan, arta kalan; ebedî, son-
suz, ölmez, daimî manas›nda
Cenâb-› Hakk›n bir ismi.
bizzarure:
kesinlikle, zarûri
olarak, mecburî olarak.
emel:
ümit, fliddetli istek, gà-
ye.
esir:
köle.
farz›muhal:
olmas› imkâns›z
olup, var gibi kabul etmek; ol-
mayacak fleyi olmufl gibi dü-
flünmek.
fazilet:
meziyet, iyilik, ilim ve
iman, irfan yönünden yüksek
derece; erdem; dinî ve ahlâkî
görevlere uyma derecesi.
galebe:
üstün gelmek, yen-
mek, bozmak, çokluk.
gayrimüslim:
Müslüman ol-
mayan.
gubar:
toz.
hakikî:
gerçek.
hürriyet:
özgürlük, ba¤›ms›-
zl›k, serbest olufl.
ihtilâfat:
ihtilâflar, birbirine
z›t ve farkl› fleyler, farkl›l›klar.
ink›lâp:
bir halden di¤er bir
hâle geçme; de¤iflme, köklü
de¤iflim.
intac:
netice verme, do¤ur-
ma.
kavi:
kuvvetli, sa¤lam, metin,
1...,121,122,123,124,125,126,127,128,129,130 132,133,134,135,136,137,138,139,140,141,...1390
Powered by FlippingBook