Hürriyet-i umumî efradn zerrat- hürriyatnn muhas-
saldr. Hürriyetin fleni odur ki, ne nefsine, ne gayriye
zarar dokunmasn.
.......
Fakat, ey göçerler! Sizde olan yar hürriyettir; di¤er
yars da baflkasnn hürriyetini bozmamaktr. Hem de
kut-i lâyemut ve vahflet ile âlûde olan hürriyet, sizin da¤
komflularnz olan hayvanlarda da bulunuyor. Vaka, flu
bîçare vahflî hayvanlarn bir lezzeti ve tesellisi varsa, o da
hürriyetleridir. Lâkin, günefl gibi parlak, ruhun mâflukas
ve cevher-i insaniyetin küfvü o hürriyettir ki; saadet-sa-
ray- medeniyette oturmufl ve marifet ve fazilet ve slâmi-
yet terbiyesiyle ve hulleleriyle mütezeyyine olan hürriyet-
tir.
* * *
Sual:
Nasl, hürriyet imann hassasdr?
Cevap:
Zira, rabta-i iman ile Sultan- Kâinata hizmet-
kâr olan adam, baflkasna tezellül ile tenezzül etmeye ve
baflkasnn tahakküm ve istibdad altna girmeye o ada-
mn izzet ve flehamet-i imaniyesi brakmad¤ gibi, baflka-
snn hürriyet ve hukukuna tecavüz etmeyi dahi, o ada-
mn flefkat-i imaniyesi brakmaz.
Evet, bir padiflahn do¤ru bir hizmetkâr, bir çobann
tahakkümüne tezellül etmez. Bir bîçareye tahakküme da-
hi, o hizmetkâr tenezzül etmez. Demek, iman ne kadar
âlûde:
karflmfl, karflk, bulaflmfl,
alaca.
bîçare:
çaresiz, zavall.
cevher-i insaniyet:
insanlk cev-
heri.
efrad:
fertler.
fazilet:
meziyet, iyilik, ilim ve
iman, irfan yönünden yüksek de-
rece; erdem; dinî ve ahlâkî görev-
lere uyma derecesi.
hassa:
birfleye mahsus özellik,
tesir, his, duygu.
hizmetkâr:
hizmetçi.
hukuk:
haklar, insann cemiyet
hayatnda uymas gereken kàide-
ler, esaslar; hakly hakszdan ay-
ran kàideler.
hulle:
pahal elbise, Cennet giysi-
si.
iman:
inanma, itikat; Resul-i Ek-
remin (a.s.m.) tebli¤ etti¤i inanl-
mas gerekli esaslar tasdik et-
mekten do¤an bir nurdur.
istibdat:
kànuna ve nizâma tâbî
olmayan, keyfî, baskc yönetim;
zulüm ve tahakküm.
kut
-i
lâyemut:
ölmeyecek kadar,
yetecek miktar yiyecek.
küfüv:
denk, uygun, yakflan.
marifet:
bilgi, bilme, tanma, hü-
ner, anlatma, övme.
mafluka:
sevgili.
muhassal:
toplam, hulâsa.
mütezeyyine:
süslenmifl.
nefs:
menfaatli her fleyi elde et-
130 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
LK
H
AYATI
mek isteyen flehvet, zararl
gördü¤ü herfleyi uzaklafltr-
mak isteyen gadap duygula-
rnn kayna¤; yaratlflla veril-
mifl olan arzu ve istekler, me-
yiller, bedenin hissî istekleri;
can, kifli, öz varlk; bir fleyin
zat olan, kendisi.
rabta-i iman:
iman ba¤.
saadet-saray- medeniyet:.
Sultan- Kâinat:
kâinatn sul-
tan ve sahibi olan Allah.
flefkat-i imaniye:
imandan
gelen flefkat.
flehamet-i imaniye:
imandan
gelen coflkunluk.
flen:
ifl, gerek, tavr, hal, bir-
fleyin husûsiyetinin fiilî görü-
nümü, neticesi ve eseri.
tahakküm:
zorbalk etme;
zorla hükmetme, mânevî
bask.
tecavüz:
haddini aflma; söz
veya hareketle ileri gitme,
saldrma.
tenezzül:
inme, düflme.
terbiye:
beslemek, yetifltir-
mek, büyütmek.
teselli:
üzüntülü bir kimseyi
söz ve ö¤ütte ferahlandrma.
tezellül:
alçalma, hor ve hakir
olma, zillete düflme.
vahflet:
korku ve ürküntü,
vahflîlik, sszlk, yabanilik.
vahflî:
medenî olmayan, in-
sanlardan kaçan, ehlî ve alflk
olmayan, merhametsiz.
vaka:
vukù bulmufl, var olan,
mevcut hâdise; olan, olmufl.
zerrat- hürriyat:
hürriyet
zerreleri.