Tarihçe-i Hayat - page 122

Hem de geçen sene t›marhanede tahsil etti¤im dersi,
flimdi bu mektepte itmam ettim. Musibet zaman›n›n
uzunlu¤undan, uzun dersler gördüm. Dünyan›n ruhanî
lezzeti olan hüzn-i masumâne ve mazlumâneden, zay›fa
flefkat ve gadre fliddet-i nefret dersini ald›m.
Ümidim kavidir ki, çok masumlar›n kalplerinden hara-
ret-i hüzünle tebahhur eden “ay,” “vay” ve “ah”lar, rah-
metli bir bulut teflkil edecektir. Ve âlem-i ‹slâmdaki yeni
yeni ‹slâm devletlerinin teflekkülleriyle o rahmetli bulut
teflekküle bafllam›flt›r.
E¤er medeniyet böyle haysiyet k›r›c› tecavüzlere ve ni-
fak verici iftiralara ve insafs›zcas›na intikam fikirlerine ve
fleytancas›na mugalâtalara ve diyanette lâubalicesine ha-
reketlere müsait bir zemin ise, herkes flahit olsun ki, o
saadet-saray-› medeniyet tesmiye olunan böyle mahall-i
a¤raza bedel, Vilâyat-› fiarkiyenin hürriyet-i mutlakan›n
meydan› olan yüksek da¤lar›ndaki bedeviyet ve vahflet
çad›rlar›n› tercih ediyorum. Zira bu mim’siz medeniyette
görmedi¤im hürriyet-i fikir ve serbestî-i kelâm ve hüsnü-
niyet ve selâmet-i kalp, fiarkî Anadolu’nun da¤lar›nda
tam manas›yla hükümfermad›r.
Bildi¤ime göre edipler edepli olurlar. Edepsiz baz›
gazeteleri naflir-i a¤raz görüyorum. E¤er edep böyle ise
ve efkâr-› umumîye böyle karma kar›fl›k olsa, flahit olu-
nuz, böyle edebiyattan vazgeçtim. Bunda da dahil de¤i-
lim. Vatan›m›n yüksek da¤lar›nda, yani Baflit bafl›ndaki
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi.
bedeviyet:
göçebelik, ilkellik.
diyanet:
dinle ilgili olmak.
edep:
terbiye, güzel ahlâk.
edip:
edebiyatç›, yazar.
efkâr-› umumî:
kamuoyu, umu-
mun fikiri.
fikr:
düflünce.
gadr:
vefas›zl›k, hâinlik; merha-
metsizlik; zulüm..
hararet-i hüzün:
hüzün s›cakl›¤›.
haysiyet:
itibar, de¤er, fleref, k›y-
met, derece, mertebe; cihet, ba-
k›m.
hükümferma:
hüküm süren,
hükmünü geçiren.
hürriyet-i fikir:
fikir ve düflünce
hürriyeti.
hürriyet-i mutlaka:
hiçbir kay›t
ve flarta ba¤l› olmayan bir hürri-
yet.
hüsn
ü
niyet:
iyi niyet.
hüzn-i masumâne:
masumca bir
hüzün.
iftira:
yalan yere birisini suçlu
göstermek, birisine suç atmak.
insaf:
merhamet ve adâlet dâire-
sinde hareket, hakîkat› kabûl ve
itiraf.
intikam:
öç alma, h›nç ve ac› ç›-
karma.
itmam:
tamamlama.
kavi:
kuvvetli, sa¤lam, metin,
zorlu.
lâubali:
geveze, zevzek.
mahall-i a¤raz:
kasten yap›lan
kötülüklerin yeri.
masum:
günah›, kötülü¤ü olma-
yan, suçsuz.
mazlumane:
zulme u¤rayarak.
medeniyet:
sosyal meselelerde,
ilim, fen ve sanatta daha tekâmül
etmifl geliflmifl cemiyet.
mektep:
okul; yaz› yazacak yer.
mimsiz:.
mugalâta:
yan›lt›c› söz etme, saf-
sata.
Musibet:
belâ, felâket, hastal›k,
dert, s›k›nt›, ezâ, bafla gelen ac›
durumlar.
122 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
müsait:
uygun.
naflir-i a¤raz:
kasten söyle-
nen kötülükleri yayan.
nifak:
d›fltan Müslüman gö-
ründü¤ü halde inanmamak,
ikiyüzlülük, dinde riyâ.
rahmet:
flefkat etme, merha-
met etme, esirgeme.
ruhanî:
cisim olmay›p gözle
görülmeyen cin ve melâike
gibi bir mahlûk; ruhâ âit; ruh-
tan meydana gelmifl melek.
saadet-saray-› medeniyet:.
selâmet-i kalp:
kalbin korku
ve kötülüklerden kurtulmas›.
serbestî-i kelâm:
söz hür-
riyeti, konuflma özgürlü¤ü
flark:
do¤u.
flefkat:
karfl›l›ks›z, sâfî sevgi
besleme; baflkas›n›n kederiy-
le alâkalanma, ac›yarak mer-
hamet etme.
fliddet-i nefret:
fliddetli nef-
ret.
tahsil:
gelir elde etme, hâs›l
etmek, elde etmek.
tebahhur:
buharlaflmak.
tecavüz:
haddini aflma; söz
veya hareketle ileri gitme,
sald›rma.
tesmiye:
isimlendirme, ad
verme.
teflekkül:
meydana gelme,
flekillenme, flekil alma.
teflkil:
meydana getirme, or-
taya koyma.
t›marhane:
ak›l hastahanesi.
vahflet:
korku ve ürküntü,
vahflîlik, ›ss›zl›k, yabanilik.
vilâyat-› flarkiye:
flark, do¤u
vilâyetleri.
zemin:
yer; yüzey, sat›h.
1...,112,113,114,115,116,117,118,119,120,121 123,124,125,126,127,128,129,130,131,132,...1390
Powered by FlippingBook