Tarihçe-i Hayat - page 117

1.
Yüzde doksan› ‹ttihat ve Terakki’nin aleyhinde, hem
onlar›n tahakkümü ve istibdad› aleyhinde bir hareket idi.
2.
F›rkalar›n meydan-› münakaflat› olan vükelây› tebdil
idi.
3.
Sultan-› mazlumu sukut-i musammemden kurtar-
makt›.
4.
Hissiyat-› askeriyenin ve adab-› dindaranelerinin
muhalif telkinat›n›n önüne set olmakt›.
5.
Pek çok büyütülen Hasan Fehmi Beyin katilini
meydana ç›karmakt›.
6.
Kadro haricine ç›kanlar› ve alay zabitlerini ma¤dur
etmemekti.
7.
Hürriyeti, sefahate flümulünü men ve adab-› fleriat-
la tahdit ve avam›n siyaset-i fler’î bildikleri yaln›z k›sas ve
kat-i yed haddini icra idi.
Fakat, zemin batakl›k ve dam (tuzak) ve plân serilmifl-
ti. Mukaddes olan itaat-› askeriye feda edildi. Üssülesas
esbap, f›rkalar›n taraftarâne ve garazkârâne münakaflat›
ve gazetelerin belâgat yerine mübalâ¤at ve yalan ve ifrat-
perverâne keflmekeflleri idi. Bu metalib-i seb’ada; nas›l
ki, yedi renk çevrilse yaln›z beyaz görünür. Bunda da yal-
n›z ziya-i fleriat-› beyza tecelli etti. Fesad›n önüne set
çekti.
.........
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 117
‹
LK
H
AYATI
fl›kl›k, kargafla.
k›sas:
bir suç iflleyenin ayn› flekil-
de cezaland›r›lmas›.
ma¤dur:
haks›zl›¤a u¤ram›fl.
men:
yasaklama, engelleme, mâ-
ni olma.
metalib-i seb’a:
yedi istek.
meydan-› münakaflat:
münaka-
flalar›n yap›ld›¤› meydan, alan.
muhalif:
uymayan, z›t olan, karfl›
duran.
mukaddes:
kudsî, temiz, pâk, ârî.
mübala¤at:
abartmalar.
münakaflat:
münâkaflalar, tart›fl-
malar.
sefahet:
zevk, e¤lence ve yasak
fleylere düflkünlük.
set:
engel, duvar.
siyaset-i fler’i:
dine hizmet dü-
flüncesiyle yap›lan siyaset.
sukut-i musammem:
kesin ola-
rak kararlaflt›r›lm›fl olan indirilme.
sultan-› mazlum:
zulme u¤ram›fl
Sultan.
flümul:
içine alma kapsama.
tahakküm:
zorbal›k etme; zorla
hükmetme, mânevî bask›.
tahdit:
s›n›rlama.
taraftarâne:
taraf olarak, taraf
tutarak, taraftarl›k ederek.
tebdil:
de¤ifltirme, de¤ifliklik.
tecelli:
görünme, bilinme; Allah’›n
her bir isminin mânâs›n› icrâ et-
mesi; Allah’›n Rezzak ismiyle r›z›k
vermesi, Muhyî ismiyle diriltmesi,
fiâfi ismiyle hastalara flifâ verme-
si gibi.
telkinat:
afl›lamalar, telkinler.
üssülesas:
gerçek ve sa¤lam te-
mel.
vükelâ:
askerî âmirler, komutan-
lar.
zabit:
subay, askere kumanda
eden rütbeli asker, kuvvetli, ya-
vuz; zabteden.
zemin:
yer; yüzey, sat›h.
âdâb-› dindarane:
dindarl›k-
tan gelen edepler, terbiyeler.
âdâb-› fleriat:
fleriat›n düstur-
lar›, kaideleri.
alay:
3-4 tabur piyade veya 5
bölük askerden meydana ge-
len kuvvet.
aleyh:
onun hakk›nda, onun
üzerinde, onun zarar›na
(olumsuz olarak kullan›l›r).
avam:
s›radan biri, fakir halk
tabakas›; okuyup yazmas› az
olan; ilim ve irfân› az, basit
yaflay›fla sahip kimse.
belâgat:
hitap etti¤i kimsele-
re göre uygun, tam yerinde,
düzgün ve hakîkatl› söz söy-
leme sanat›, hâlin gerektirdi-
¤ine uygun söz söylemek.
esbap:
sebepler.
feda:
fakir.
fesat:
bozuk ve fenâl›k, kar›-
fl›kl›k, haddi afl›p zulmetmek.
f›rka:
grup, parti, topluluk, tü-
men.
garazkârâne:
garaz edercesi-
ne, kin besleyerek.
had:
yaz›.
hissiyat-› askerîye:
askerlik-
le ilgili hisler.
icra:
tatbik, yerine getirme.
ifratperverane:
afl›r› giderce-
sine, afl›r›ca.
istibdat:
kànuna ve nizâma
tâbî olmayan, keyfî, bask›c›
yönetim; zulüm ve tahak-
küm.
itaat-i askeriye:
askerin
amirlerine itaati.
katil:
öldüren; insan›n ölümü-
ne sebep olan.
keflmekefl:
kar›fl›kl›k, karma-
1...,107,108,109,110,111,112,113,114,115,116 118,119,120,121,122,123,124,125,126,127,...1390
Powered by FlippingBook