kuvvet kanunda olmal, yoksa istibdat münkasm olmufl
olur. Ve komitecilikle tam fliddetlenir.
Dördüncü Sual:
Bir masumu idam etmek mi, yok-
sa on caniyi affetmek mi daha zarardr?
Beflinci Sual:
Maddî tazyikler, ehl-i meslek ve fik-
re galebe etmedi¤i gibi daha ziyade nifak ve tefrika ver-
mez mi?
Altnc Sual:
Bir maden-i hayat- içtimaiyemiz
olan ittihad- millet; ref-i imtiyazdan baflka ne ile olur?
Yedinci Sual:
Müsavat ihlâl ve yalnz bazlara tah-
sis ve haklarnda kanunu tamamyla tatbik etmek; zahi-
ren adalet iken bir cihette acaba müsavatszlkla zulüm
ve garaz olmaz m? Hem de tebrie ve tahliye ile masu-
miyetleri tebeyyün eden ekser mahpusînin, belki yüzde
sekseni masum iken; acaba ekseriyet nokta-i nazarnda
bu hâl hükümferma olsa, garaz ve fikr-i intikam olmaz
m? Divan- Harbe diyece¤im yok, ihbar edenler düflün-
sünler.
Sekizinci Sual:
Bir frka kendisine bir imtiyaz tak-
sa, herkesin en hassas nokta-i asabiyesine daima dokun-
dura dokundura zorla herkesi meflrutiyete muhalif gibi
gösterse ve herkes de onlarn kendilerine takt¤ ism-i
meflrutiyet altnda olan muannit istibdada iliflmifl ise, aca-
ba kabahat kimdedir?
TARHÇE- HAYATI
| 119
LK
H
AYATI
masumiyet:
suçsuzluk.
meflrutiyet:
bir hükümdarn bafl-
kanl¤ altndaki millet meclisi ile
idâre edilen devlet sistemi.
muannit:
inatç, bir noktada inat
edip duran; küfründe srar eden.
muhalif:
uymayan, zt olan, karfl
duran.
münkasm:
ksmlara, bölümlere
ayrlmfl.
müsavat:
eflitlik.
nifak:
dfltan Müslüman göründü-
¤ü halde inanmamak, ikiyüzlülük,
dinde riyâ.
nokta-i asabiye:
sinirlenme nok-
tas.
nokta-i nazar:
görüfl, bir nevi fi-
kir, bakfl açs.
ref-i imtiyaz:
ayrcal¤ kaldr-
mak.
sual:
isteme, sorma.
tahliye:
serbest brakmak, bo-
flaltmak.
tahsis:
belli bir maksat için kul-
lanma, bir kimse veya fley için
ayrmak, birfleye özel klma.
tatbik:
yerine getirme, îfâ etme.
tazyik:
sknt verme, bask yap-
ma.
tebeyyün:
aç¤a çkma, belli ol-
ma, sabit olma.
tebrie:
suçtan, flüpheden, zandan
uzak oldu¤unu bildirme; temizli-
¤ini ve suçsuzlu¤unu ortaya ç-
karma.
tefrika:
ayrlk, bölünme.
zahiren:
görünüflte.
ziyade:
fazla, çok.
zulüm:
hakszlk, eziyet.
adalet:
do¤ruluk, hakkaniyet.
cani:
cinâyet iflleyen.
cihet:
yön, taraf; vesile, se-
bep, bahâne.
divan- harp:
skyönetim, as-
keri idare.
ehl-i meslek:
bir mesle¤e
ba¤l olanlar.
ekser:
pek çok.
ekseriyet:
ço¤unluk.
frka:
grup, parti, topluluk, tü-
men.
fikir:
düflünce.
fikr-i intikam:
intikam dü-
flüncesi.
galebe:
üstün gelmek, yen-
mek, bozmak, çokluk.
garaz:
maksat, niyet, kast;
kötü niyet ve kin.
hâl:
flimdi, bulunulan an; du-
rum, vaziyet, görünüfl, tavr.
hassas:
duyarl.
hükümferma:
hüküm süren,
hükmünü geçiren.
idam:
yok etme, yok olma.
ihbar:
haber verme.
ihlâl:
bozma.
imtiyaz:
birfleyi di¤erinden
ayrma, farkllk tanma, ayr-
calk.
istibdat:
kànuna ve nizâma
tâbî olmayan, keyfî, baskc
yönetim; zulüm ve tahak-
küm.
komite:
kötü bir maksat için
toplanmfl gizli cemiyet.
maddî:
madde ile alâkal.
maden-i hayat- içtimaiye:
sosyal hayatn çkt¤ yer.
mahpus:
hapsedilmifl.
masum:
günah, kötülü¤ü ol-
mayan, suçsuz.