Tarihçe-i Hayat - page 129

ve hakaik›n esrar›n› ihtizaza veren musika-i ‹lâhiye hiç
durmuyor; mütemadiyen güm güm eder.
Padiflahlar padiflah› olan Sultan-› Ezelî, Kur’ân denilen
musika-i ‹lâhiyesiyle umum âlemi doldurarak kubbe-i
asumanda fliddetli ses getirmekle, sadef-i kehf-misal olan
ulema ve meflayih ve huteban›n dima¤, kalp ve femleri-
ne vurarak, aks-i sedas› onlar›n lisanlar›ndan ç›k›p seyrü-
seyelân ederek, çeflit çeflit sedalarla dünyay› güm güm
ile ihtizaza getiren o sedan›n tecessüm ve int›ba›yla
umum kütüb-i ‹slâmiyeyi bir tambur ve kanunun bir teli
ve bir fleridi hükmüne getiren ve her bir tel, bir nev’i ile
onu ilân eden o seda-i semavî ve ruhanîyi kalbin kula¤›
ile iflitmeyen veya dinlemeyen, acaba o sedaya nispeten
sivrisinek gibi bir emîrin demdemelerini ve karasinekler
gibi bir hükûmetin adamlar›n›n v›zv›zlar›n› iflitecek midir?
* * *
Sual:
“Hürriyeti bize çok fenâ tefsir etmifller. Hatta,
âdeta ‘Hürriyette insan her ne sefahat ve rezalet ifllerse,
baflkas›na zarar etmemek flart›yla bir fley denilmez’ diye
bize anlatm›fllar. Acaba böyle midir?”
Cevap:
Öyleler hürriyeti de¤il, belki sefahat ve reza-
letlerini ilân ediyorlar ve çocuk bahanesi gibi hezeyan
ediyorlar. Zira, nazenin hürriyet, adab-› fleriatla müteed-
dibe ve mütezeyyine olmak lâz›md›r. Yoksa, sefahat ve
rezaletteki hürriyet, hürriyet de¤ildir; belki hayvanl›kt›r,
fleytan›n istibdad›d›r, nefs-i emmareye esir olmakt›r.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 129
‹
LK
H
AYATI
müteeddibe:
edeplenmifl, terbi-
ye edilmifl.
mütemadiyen:
aral›ks›z, durma-
dan, devaml› sûrette.
mütezeyyine:
süslenmifl.
nazenin:
ince, nâzik, latîf, nazl›.
nefs-i emmare:
kötülü¤ü teflvik
eden, emreden nefis.
nev:
çeflit, s›n›f, cins, tür.
ruhanî:
cisim olmay›p gözle gö-
rülmeyen cin ve melâike gibi bir
mahlûk; ruhâ âit; ruhtan meyda-
na gelmifl melek.
sada:
ses.
seda-i semavî:
semâvî ses; Ce-
nâb-› Hakk›n hitâb›.
sadef-i kehf-misal:
ma¤ara gibi
sesi aksettiren inci kabu¤u.
Sultan-› Ezelî:
kudret, kuvvet ve
hükümranl›¤›n›n bafllang›c› olma-
yan Allah.
tecessüm:
cisimleflme, madde-
leflme, gizlice inceden inceye
araflt›rma.
tefsir:
bir mânây› aç›klamak,
Kur’ân-› Kerîm’in cümle ve keli-
melerini îzah ve isbat etmek ve
bu maksatla yaz›lan eser.
ulema:
âlimler, bilginler.
umum:
hep, bütün, cümle, her-
kes.
adab-› fleriat:
fleriat›n düstur-
lar›, kaideleri.
aks-i seda:
ses yank›lanmas›.
âlem:
dünya, kâinat.
demdeme:
hiddetli söz, hofla
gitmeyen söz, avaz; sinek v›-
z›lt›s›.
dima¤:
ak›l, zihin, fikir, beyin.
emîr:
ifl, buyruk, idâreci.
esir:
bütün kâinatta bulunan
ve her taraf› kaplam›fl olan lâ-
tif madde, elektrik, ›fl›k ve s›-
cakl›¤›n yay›lmas›na vas›tal›k
eden madde.
esrar:
gizler, s›rlar, bilinme-
yen fleyler; gizli hikmetler ve
manalar.
fem:
a¤›z.
fenâ:
yokluk, yok olma.
hakaik:
gerçekler, hakîkatler.
hezeyan:
saçmal›k; saçmala-
mak, saçma sapan konuflma,
say›klama.
huteba:
hatipler.
ihtizaz:
deprenme, haz duy-
ma, ferahlama, flevk ile meyil
ve hareket, harekete geçme,
titreflme, titreflim.
ilân:
aç›klamak, ilân etmek,
herkese duyurmak.
int›ba:
kalp ve ruhta hâs›l
olan tesir.
istibdat:
kànuna ve nizâma
tâbî olmayan, keyfî, bask›c›
yönetim; zulüm ve tahak-
küm.
kubbe-i asuman:
gökkubbe.
kütüb
-i
‹slâmiye:
‹slâmî ki-
taplar.
lisan:
dil, anlatma flekli, tarz›.
meflayih:
fleyhler, pîrler.
musika-i ‹lâhiye:
‹lâhî mûsikî.
1...,119,120,121,122,123,124,125,126,127,128 130,131,132,133,134,135,136,137,138,139,...1390
Powered by FlippingBook