Tarihçe-i Hayat - page 1057

fütuhat›n›n genifllemesine, inkiflaf›na sebeptir ve millet-i
‹slâmiye nazar›nda itimat ve emniyet kazanmas›na
medard›r.
Risale-i Nur’un Anadolu geniflli¤inde ve âlem-i ‹slâm
vüs’atinde ve Avrupa ve Amerika çap›ndaki maddî ve
manevî tesirat ve fütuhat›na ve neflriyat›na flahit olan ‹s-
lâmiyet düflmanlar›, yine baz› taarruzlar yapm›fllar. Ald›-
¤›m›z haberlere göre, bu taarruzlardan sonra, hususan
fiark vilâyetlerinde, eskisine nazaran Nurun fütuhat› on
gün içinde on misli fazlalaflm›fl. Hem, böylelikle, halk›n
nazar-› dikkati Risale-i Nur’a ve Üstad›m›za çevrilmifl;
uyuyanlar uyanm›fl, tembeller harekete gelmifl, ihtiyats›z-
lar ihtiyata muvaffak olmufllard›r. Bu ac› taarruzlar gelip
geçici olmakla beraber, s›rf bir korku ve evham yaymak
kast›yla yap›lan vesileler ve desiseli manevralard›r. Ah-
mak din düflmanlar›, güya Nur Talebelerini korkutmak
sevdas›yla, resmî kimseleri aldat›p tahrik ve alet etmeye
çal›fl›yorlar. Acaba o gafiller bilmiyorlar m› ki, bizler Nu-
run talebeleriyiz. Dinsizlerin, masonlar›n, komünistlerin
mahiyeti gayet derecede zay›ft›r. Zahiren kuvvetli gibi
görünmeleri, serseri bir çocu¤un bir haneyi bir kibritle
mahvetmesi gibi, tahribâtla ifl görmelerindendir.
Evet, onlar son derece zay›ft›rlar; çünkü, bir serçe ku-
flu kadar iktidar› olmayan kendi varl›klar›na güvenirler.
Hem, son derece zillet, meskenet ve afla¤›l›k içindedirler;
çünkü, insanlara kul köle olup onlara müraîlik, riyakârl›k
ve dalkavukluk ediyorlar. Ehl-i iman ise, hususan tahkikî
iman ile iman› inkiflaf edenler, kavidirler, muazzezdirler.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1057
I
SPARTA
H
AYATI
mahiyet:
bir fleyin asl›, esas›, ta-
biat›, niteli¤i.
mahv:
yok etme, ortadan kald›r-
ma, bitme.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
manevra:
hile, oyun, düzen, do-
lap.
mason:
dünyevi maksatlarla ku-
rulmufl, s›k› bir dayan›flmay› esas
alan komitac› teflkilât›n mensu-
bu.
medar:
sebep, vesile.
meskenet:
fakirlik, yoksulluk.
millet-i ‹slâmiye:
‹slâm milleti.
misl:
kat; efl.
muazzez:
çok aziz, izzet sahibi,
sayg› uyand›ran.
muvaffak:
baflarm›fl, baflar›l›.
mürai:
riyakâr, iki yüzlü, baflkala-
r›na gösterifl olsun diye hareket
eden.
nazar:
bak›fl, nezdinde.
nazaran:
nispeten, k›yaslayarak,
göre.
nazar-› dikkat:
dikkatli bakma,
dikkatli bak›fl.
neflriyat:
yay›nlar.
resmî:
devlet ad›na olan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
riyakâr:
riya eden, iki yüzlü, sah-
tekâr.
fiark:
Do¤u bölgeleri, Do¤u Ana-
dolu.
serseri:
gayesiz, hedefsiz; öteden
beri bafl›bofl olan.
taarruz:
sald›rma, sataflma, ilifl-
me.
tahkikî:
araflt›rma ve inceleme
ile ilgili, inand›¤› fleylerin asl›n›,
esas›n› bilerek inanma.
tahribat:
tahripler, y›k›p bozma-
lar.
tahrik:
bir kimseyi kötü bir ifl
yapmas› için ileri sürme, k›flk›rt-
ma.
talebe:
ö¤renci.
tesirat:
etkiler, tesirler.
vesile:
arac›, vas›ta.
vilayet:
il.
vüs’at:
genifllik.
zahiren:
görünüflte.
zillet:
hor ve hakir görülme, alçal-
ma.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
dalkavuk:
kendisine ç›kar ve
yarar sa¤layacak olan kimse-
lere afl›r› sayg› ve hayranl›k
göstererek yaranmak isteyen
kimse.
desise:
hile, oyun, aldatmaca.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri.
emniyet:
güvenlik, kanun ve
nizam hakimiyetinin sa¤lan-
mas›.
evham:
vehimler, zanlar, ku-
runtular.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
gafil:
gaflette bulunan, endi-
flesiz, nefsine uyarak Allah’›n
emirlerini unutan.
gayet:
son derece.
güya:
sanki.
hane:
ev.
hususan:
bilhassa, özellikle.
hükmünde:
de¤erinde, yerin-
de.
ihtiyat:
uzak görüfllü olma,
gelece¤i düflünerek tedbirli
hareket etme.
iktidar:
güç yetme, bir ifli ger-
çeklefltirmek için gereken
kuvvet.
inkiflaf:
ortaya ç›kma, gelifl-
me.
itimat:
dayanma, güvenme.
komünist:
bütün mallar›n or-
taklafla kullan›ld›¤› ve özel
mülkiyetin olmad›¤› iddias›n-
da bulunan düzen in mensu-
bu olan kimse.
maddî:
madde ile alakal›, cis-
manî.
1...,1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053,1054,1055,1056 1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065,1066,1067,...1390
Powered by FlippingBook