Tarihçe-i Hayat - page 1054

‹SLÂM‹YET DÜfiMANLARININ YAPTIKLARI
TAARRUZ VE H‹LÂF-I HAKIKAT MENF‹
PROPAGANDALARINA MUKAB‹L ÜN‹VERS‹TE
NUR TALEBELER‹N‹N B‹R AÇIKLAMASIDIR
Aziz, s›dd›k kardefllerimiz,
‹mtihan ve gazan›z geçmifl olsun der, sizi tebrik ederiz.
Risale-i Nur’un tahkikî iman dersleriyle iman mertebele-
rinde terakki ve teâlî edip kuvvetli iman› elden eden Nur
Talebeleri için öyle taarruzlar, bir cihetten, bir imtihand›r
ve kömürle elmas› tefrik eden bir mihenktir. Nur Talebe-
leri için, Allah’a iman, Peygambere ittiba ve Kur’ân-› Ke-
rîm’le amelden dolay› hapisler, bir Medrese-i Yusufiyedir,
zulüm ve iflkenceler birer kamç›, birer perçindir. Kader-i
‹lâhî bize o hücumlarla iflaret veriyor ki: “Haydi durma,
çal›fl!” Kur’ân ve iman hizmeti u¤runda mahkemelerde
konuflmak, Nur Talebelerince, bir dostu ile sohbet et-
mektir; karakollara götürülüp getirilmek, çarfl› pazara gi-
dip gelmekten farks›zd›r; kelepçeler, dinî cihad-› ekberin
birer alt›n bilezi¤idirler; beflerin zulmen mahkûm etmesi
ise, hakikatte Hakk›n beraat verece¤ine bir delildir. Bü-
tün öyle iflkence ve zulümler, Nur Talebeleri için birer fle-
ref madalyas›d›r. Ne mutlu ki; otuz seneden beri, Nur Ta-
lebeleri a¤abeylerimiz bu nimetlere mazhar olmufllar.
Maalesef bizlere ki, bizler bu flereflere nail olamad›k ve
olamayaca¤›z da. Zira, bunlar› kazand›ran devir kapan-
mak üzeredir.
amel:
fiil, ifl.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
beraat:
temize ç›kma; bir dava-
n›n neticesinde suçsuz oldu¤u
anlafl›lma.
befler:
insan, insanl›k.
cihad-› ekber:
en büyük cihat,
nefis ile mücadele.
cihet:
yön.
delil:
bir davay› ispata yarayan
fley, burhan.
elmas:
çok k›ymetli bir mücev-
her.
hakikat:
gerçek, esas.
hilâf-› hakikat:
gerçe¤e ve haki-
kate z›t, ayk›r›.
hücûm:
sald›rma.
iman:
inanma, itikat.
imtihan:
deneme, s›nama; Al-
lah’›n çeflitli flekillerde kullar›n›
denemesi.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî s›k›nt›, eziyet.
ittiba:
tabi olma, uyma, itaat et-
me.
Kader-i ‹lâhî:
‹lâhî kader, Allah’›n
kader kanunu.
Kur’ân-› Kerîm:
Kur’ân; Hz. Mu-
hammed’e vahiyle indirilen en
son ‹lâhî kitap.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü.
mazhar:
nail olma, flereflenme.
medrese-i Yusufiye:
Yusuf’un
medresesi, Hz. Yusuf’un (a.s.) ifti-
ra, haks›zl›k ve zulüm ile hapiste
kalmas›ndan kinaye olarak, iman
ve Kur’ân’a hizmetinden dolay›
1054 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i
yer manas›nda, hapishane.
menfi:
olumsuz, müspet ol-
mayan.
mihenk:
bir insan›n k›ymeti-
ni, ahlâk›n› anlamaya yara-
yan vas›ta, ölçü.
mukabil:
karfl›l›k.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤›fl.
Peygamber:
Allah taraf›ndan
haber getirerek ‹lahî emir ve
yasaklar› insanlara tebli¤
eden elçi, nebi.
Propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
fleref:
onur, haysiyet.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst,
hakk› ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
taarruz:
sald›rma, sataflma,
iliflme.
tahkikî:
araflt›rma ve incele-
me ile ilgili, inand›¤› fleylerin
asl›n›, esas›n› bilerek inanma.
talebe:
ö¤renci.
teâlî:
yükselme, yücelme,
çok yüce olma.
tefrik:
birbirinden ay›rma, ay-
r› tutma.
terakki:
yükselme, ilerleme.
zulmen:
zulümle, haks›zl›kla,
zulmederek.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, ifl-
kence.
1...,1044,1045,1046,1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053 1055,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,...1390
Powered by FlippingBook