Tarihçe-i Hayat - page 1045

Bediüzzaman ve Risale-i Nur
Risale-i Nur nedir ve nas›l bir tefsirdir?
Kur’ân’›n hakikatlerini müspet ilim anlay›fl›na uygun
bir tarzda izah ve ispat eden
Risale-i Nur
külliyat›, her in-
san için en mühim mesele olan “Ben neyim? Nereden
geliyorum? Nereye gidece¤im? Vazifem nedir? Bu mev-
cudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve haki-
katleri nedir?” gibi suallerin cevab›n› vaz›h ve kat’î bir fle-
kilde, çekici bir üslûp ve güzel bir ifade ile beyan edip ruh
ve ak›llar› tenvir ve tatmin ediyor.
Yirminci asr›n Kur’ân felsefesi olan bu eserler, bir ta-
raftan teknik, fen ve sanat olarak maddiyat›, di¤er taraf-
tan iman ve ahlâk olarak maneviyat› cami ve havi olacak
Türk medeniyetinin, sadece maddiyata dayanan sair me-
deniyetleri geride b›rakaca¤›n› da ispat ve ilân etmekte-
dir.
Ecdad›m›z›n bir zamanlar kalplerinde yerleflen iman
ve itikat cihetiyle zemin yüzünde yüz mislinden ziyade
devletlere, milletlere karfl› iman›ndan gelen bir kahra-
manl›kla mukabele etmesi, ‹slâmiyet ve kemalât-› manevi-
yenin bayra¤›n› Asya, Afrika ve yar› Avrupa’da gezdirme-
si ve “
Ölsem flehidim, öldürsem gaziyim
” deyip ölümü
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1045
I
SPARTA
H
AYATI
maddiyat:
maddî ve cismanî fley-
ler, gözle görülüp elle tutulur
cinsten fleyler.
mahiyet:
bir fleyin asl›, esas›, ta-
biat›, niteli¤i.
maneviyat:
mana alemine ait
olanlar, hisse ve inanca ait fleyler.
mesele:
konu.
mevcudat:
mevcutlar, var olan
her fley, mahluklar.
misl:
kat; efl.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
mukabele:
karfl›l›k verme, karfl›-
lama.
müspet:
pozitif, do¤rulu¤u delille
ispatlanm›fl.
Risale-i Nur Külliyat›:
Bediüzza-
man Said Nursî’nin yüz otuz par-
ça risaleden oluflan külliyat›.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n te-
meli ve sebebi olan manevî var-
l›k.
sair:
di¤er, baflka, öteki.
flehit:
Allah’›n ve yüce dininin
ad›n› yüceltme u¤runda can›n› fe-
da ederek savaflta vurulup ölen
Müslüman.
sual:
soru.
tarz:
biçim, flekil.
tatmin:
insan›n kalbinin manevî
olarak doymas›, huzur ve sükû-
nete ermesi.
tefsir:
Kur’ân’›n mana bak›m›n-
dan izah›, aç›klamas›.
teknik:
fizik, kimya ve matema-
tik gibi bilimlerden elde edilen
bilgilerin tatbik edilmesi.
tenvir:
nurland›rma, ayd›nlatma,
›fl›kland›rma.
üslûp:
ifade yolu, kendine has
ifade veya yaz› tarz›.
vazife:
görev.
vaz›h:
aç›k, âflikar; kolay anlafl›l›r.
zemin:
yer.
ziyade:
çok, fazla.
as›r:
yüzy›l.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
cami:
ihtiva eden, kaplayan.
cihet:
yön.
ecdat:
dedeler, büyük baba-
lar, atalar.
felsefe:
etrafl›, derin görüfl ve
düflünüfl.
fen:
tecrübî, ispatla meydana
gelmifl ilimlere verilen genel
ad.
hakikat:
gerçek, bir fleyin as-
l›, esas›.
havi:
içine alan, kapsayan,
kuflatan.
ilim:
bilgi, marifet.
iman:
inanç, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
itikat:
kesin inanma, iman.
izah:
aç›klama, ayr›nt›lar› ile
anlatma.
kat’î:
kesin, flüpheye ve te-
reddüde mahal b›rakmayan.
kemalât-› maneviye:
manevî
güzellik ve mükemmelikler.
1...,1035,1036,1037,1038,1039,1040,1041,1042,1043,1044 1046,1047,1048,1049,1050,1051,1052,1053,1054,1055,...1390
Powered by FlippingBook