Risale-i Nur sübjektif nazariye ve mütalâalardan uzak
bir flekilde, her asrda milyonlarca insana rehberlik ya-
pan mukaddes kitabmz olan Kurânn hakikatlerini ras-
yonel ve objektif bir flekilde izah edip, insâniyetin istifa-
desine arz edilen bir külliyattr.
Risale-i Nur
,
Kurân ayetlerinin nurlu bir tefsiri
: Bafl-
tan bafla iman ve tevhid hakikatleriyle müberhen. Her s-
nf halkn anlayflna göre hazrlanmfl. Müspet ilimlerle
mücehhez. Vesveseli flüphecileri ikna ediyor. En avam-
dan en havassa kadar herkese hitap edip, en muannit
feylesoflar dahi teslime mecbur ediyor.
Risale-i Nur, nurlu bir külliyat
: Yüz otuz eser; büyüklü
küçüklü risaleler hâlinde. Asrn ihtiyaçlarna tam cevap
verir. Akl ve kalbi tatmin eder. Kurân- Kerîmin yirmin-
ci asrdaki lâfzî de¤il, manevî tefsiri.
spat ediyor akla gelen bütün istifhamlar, zerreden
günefle kadar iman mertebelerini, vahdaniyet-i lâhiyeyi,
nübüvvetin hakikatini...
spat ediyor arz ve semavatn tabakatndan, melâike
ve ruh bahsinden, zamann hakikatinden, haflir ve ahire-
tin vukuundan, Cennet ve Cehennemin varl¤ndan, ölü-
mün mahiyet-i asliyesinden ebedî saadet ve flekavetin
menbana kadar. Akla gelen ve gelmeyen bütün imanî
meseleleri, en katî delillerle aklen, mantken, ilmen is-
pat ediyor. Pozitif ilimlerin müflevviki. Riyazî meseleler-
den daha katî delillerle akl ve kalbi ikna edip, merakla-
r izale eden bir flaheser...
TARHÇE- HAYATI
| 1047
I
SPARTA
H
AYATI
drma.
katî:
kesin, flüpheye ve tereddü-
de mahal brakmayan.
külliyat:
bir yazarn baslmfl
eserlerinin tamam.
lâfzî:
lâfz olarak, lâfza ait, lâfzla
ilgili.
mahiyet-i asliye:
asln mahiyeti,
asla ait özellik; bir fleyin asl, ger-
çek yüzü, asl özelli¤i.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
mantken:
mant¤a göre, mantk-
ça.
melâike:
melekler.
menba:
kaynak.
mertebe:
derece, basamak.
mesele:
konu.
muannit:
inatç, ayak direyen.
müberhen:
delil ile ispatlanmfl,
gerçekli¤i delille belli edilmifl.
mücehhez:
techiz edilmifl, cihaz-
landrlmfl, donatlmfl.
mukaddes:
takdis edilmifl, kutsal,
aziz, temiz.
müflevvik:
teflvik eden, iste¤ini
arttran, arzu ve hevesini arttran.
müspet:
pozitif, do¤rulu¤u delille
ispatlanmfl.
mütalâa:
bir fleyi etraflca düflün-
me, dikkatli okuma.
nazariye:
teori.
nübüvvet:
nebilik, peygamberlik,
Allah elçili¤i.
nurlu:
flkl, parltl.
objektif:
nesnel, tarafsz, afakî.
pozitif:
denemeye, ispata daya-
nan, müsbet.
rasyonel:
akla uygun, aklî.
riyazî:
hesapla, matematikle ilgili,
riyaziyeye ait.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lk.
saadet:
mutluluk.
flaheser:
üstün eser, çok üstün
de¤erde ve güzellikteki eser.
flekavet:
sknt ve iflkence altn-
da kalmak, kötü duruma düflme.
semavat:
semalar, gökler.
sübjektif:
öznel.
tabakat:
tabakalar.
tatmin:
doyurma, ihtiyacn karfl-
lama.
tefsîr:
Kurânn mana bakmn-
dan izah, açklamas.
tevhid:
Allahn bir oldu¤una
inanma, birleme.
vahdaniyet-i lâhiye:
lâhî birlik,
Allahn bir, tek olmas.
vesvese:
flüphe, kuruntu, kalbe
gelen aslsz kötü ve sinsi düflün-
ce.
vuku:
olma, gerçekleflme, mey-
dana gelme.
zerre:
en küçük parça, molekül,
atom.
ahiret:
dünya hayatndan
sonra bafllayp ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
aklen:
akl ile, akl yolu ile,
akl gere¤ince.
arz:
yer, dünya; sunma.
asr:
yüzyl.
avam:
kültürlü, yüksek taba-
kadan olmayan; cahil halk ta-
bakas.
ayet:
Kurann her bir cümle-
si.
bahis:
konu.
delil:
bir davay ispata yara-
yan fley, burhan.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
feylesof:
dinsiz, sapk fikirli,
felsefe ile u¤raflan.
hakikat:
gerçek.
haflir:
kyametten sonra bü-
tün insanlarn bir yere toplan-
malar, Allahn ölüleri diriltip
mahflere çkarmas.
havas:
bilgi ve yaflayflça üs-
tün olanlar, önde gelenler.
hitap:
söz söyleme, toplulu¤a
veya birisine karfl konuflma.
ilmen:
ilim ile, ilmî bir flekilde.
iman:
inanç, itikat.
imanî:
imana dair olan, iman-
la ilgili.
insaniyet:
insanlk, insanlk
mahiyeti.
ispat:
kantlama.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma.
istifham:
zihni iflgal eden so-
ru.
izah:
açklama, ayrntlar ile
anlatma.
izale:
giderme, ortadan kal-