Evet, o münafklarn atomlar dahi bu hususta âcizdir.
Farzmuhal, yapabilseler, hatta cesedimizi öldürseler de,
ruhumuz selâmet ve saadetle ebediyete gidecektir. Hem
Üstadmzn
Mektubat
mecmuasnda dedi¤i gibi deriz:
Birimiz dünyada, birimiz ahirette, birimiz flarkta, birimiz
garpta, birimiz flimalde, birimiz cenupta olsak; biz yine
birbirimizle beraberiz
.
Üstadmz hiçbir manevî makam iddia etmiyor. Baflka-
lar tarafndan kendine verilen büyük ve müstesna paye-
leri reddediyor. Fakat onun hâl ve ahvali, fiiliyat ve hare-
kât onun kim oldu¤unu anlamaya ve ispata kâfidir. Evet,
Bediüzzamann ve Risale-i Nurun Kurân, iman ve slâ-
miyet hizmetine mâni olabilmek için dünyay elinde tu-
tup çevirecek bir kuvvet lâzmdr.
Hazret-i Üstadmzn idam plânlaryla sevk edildi¤i
mahkemedeki müdafaatlarndan,
Büyük Müdafaat
kita-
bndan baz cümleler:
Risale-i Nur Talebeleri baflkalarna benzemez, onlar-
la u¤rafllmaz, onlar ma¤lûp olmazlar. Risale-i Nur,
Kurânn maldr; Kurân- Hakîmden süzülmüfltür.
Kurân ise, Arfl ferflle ba¤layan bir zincir-i nuranîdir...
Kimin haddi var ki, buna el uzatsn. Risale-i Nur, bu Ana-
dolunun sinesine yerleflmifltir; hiçbir kuvvet onu söküp
atamayacaktr.
Meflhur ve harikulâde bir eser olan
Ayetül-Kübra
risa-
lesinden:
TARHÇE- HAYATI
| 1061
I
SPARTA
H
AYATI
müstesna:
benzerlerinden üstün
olan, seçkin, mümtaz.
paye:
rütbe, derece, mertebe.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lk.
saadet:
mutluluk.
flark:
do¤u, do¤u bölgeleri.
selâmet:
salimlik, eminlik, kurtu-
lufl, korku ve endifleden uzak ol-
ma.
sevk:
gönderme.
flimal:
kuzeyde yer alan bölgeler.
sîne:
gö¤üs.
Talebe:
ö¤renci.
zincir-i nuranî:
nurlu zincir.
âciz:
zayf, eli yetmez, gücü
yetmez.
ahiret:
dünya hayatndan
sonra bafllayp ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
ahval:
haller, durumlar.
Arfl:
gö¤ün en yüksek kat.
cenup:
güneyde yer alan böl-
geler.
ebediyet:
sonsuzluk.
Farz- muhal:
imkânsz farz
etme, olmayacak bir fleyi ola-
cakmfl gibi düflünme.
ferfl:
yeryüzü, zemin, dünya.
fiiliyat:
fiil olarak gerçekleflti-
rilen fleyler, yaplanlar.
garp:
bat, Batda kalan böl-
geler.
harekât:
hareketler, davra-
nfllar.
harikulâde:
ola¤anüstü.
iman:
inanç, itikat.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
kâfî:
yeter, elverir.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve
suresinde saysz hikmet ve
faydalar bulunan Kurân.
ma¤lup:
yenilme, kendisine
galip gelinmifl.
makam:
yer, mevki.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
mâni:
engel.
mecmua:
toplanp, biriktiril-
mifl, düzenlenmifl yazlarn
hepsi.
müdafaat:
müdafaalar, sa-
vunmalar.
münafk:
nifak sokan, arabo-
zucu; kalbinde küfrü gizledi¤i
halde Müslüman görünen.