Tarihçe-i Hayat - page 1066

Risale-i Nur, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm
Efendimizin nuranî meflrebini ve Sahabe-i Kiram›n âlî
seciyesini beyan eden bir nur ve feyiz hazinesidir. ‹flte bu
mezkûr vaziyet, bugünkü dünyaya tap taze, nuranî bir
hayat ve yep yeni bir veche vererek flu hakikati gösteri-
yor ki; çoktand›r birbirine muar›z zannedilen ehl-i mek-
teple ehl-i medreseyi ve ehl-i tekyeyi, Risale-i Nur, tevhid
ve telif ediyor. Hem de, muaraza hâlinde olan fiarkla
Garb› bar›flt›r›yor. ‹ttihad-› ‹slâm› meydana getirmek için
çal›flan ehl-i ‹slâma yegâne çarenin Risale-i Nur oldu¤u
mütehass›s zatlar taraf›ndan kabul ve tasdik edilmektedir.
Hem, bugünkü dünyadaki ihtilâflar› halledecek olan; ak-
len, fikren terakki etmifl yirminci as›r insanlar›na hak ve
hakikati anlatabilecek yepyeni bir ilmî keflfiyat› ve bir te-
ceddüdü Amerika’da, Avrupa’da, hususan Almanya’da
taharri eden cereyanlar meydana gelmifl; e¤er idrak
edebilirler ve görebilirlerse, iflte Risale-i Nur külliyat›.
Nitekim bu hakikatin idrak edilmeye baflland›¤›n› göste-
ren emareler bahtiyar Alman milleti içinde görülmekte-
dir.
(HAfi‹YE)
Eski zaman Garp feylesoflar›n›n çözemedikleri ve ye-
ni zaman feylesoflar›n›n da, “Felsefe henüz bunu halle-
dememifltir” dedikleri dü¤ümler, Risale-i Nur’da, Kur’-
ân’›n feyziyle keflif ve halledilerek, aklen ve mant›ken is-
pat edilmifltir. fiark›n dâhî hükemalar›n›n k›rk sahifede
HAfi‹YE:
Avrupa’da H›ristiyanlar içinde bir tek kasabada altm›fl befl adet
sar›kl› genç Nur Talebesinin ç›kmas›, bunun bir nümûnesidir.
1066 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
aklen:
ak›l ile, ak›l yolu ile, ak›l
gere¤ince.
Aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât
ve selam onun üzerine olsun’ an-
lam›nda Hz. Muhammed’e dua.
âlî:
yüce, yüksek, ulu.
asr:
yüzy›l.
bahtiyar:
bahtl›, talihli, mutlu.
beyan:
aç›klama, bildirme, izah.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat veya
siyaset hareketi.
dâhî:
son derece zeki, anlay›fll›,
deha sahibi.
ehl-i ‹slâm:
‹slâm toplulu¤u, Müs-
lümanlar.
ehl-i medrese:
medrese ehli,
medresede okuyanlar.
ehl-i mektep:
mektepli, okullu,
e¤itim ve tahsil görenler.
ehl-i tekye:
dervifller, kalbini
dünyan›n fani ifllerinden ay›r›p zi-
kir ve derslerle hakikate ulaflma-
ya çal›flanlar.
emare:
alâmet, belirti, niflan.
Felsefe:
madde ve hayat› bafllan-
g›ç ve gaye bak›m›ndan incele-
yen ilim.
feyiz:
ilim, irfan; ihsan, ba¤›fl.
feylesof:
dinsiz, sap›k fikirli, felse-
fe ile u¤raflan.
fikren:
fikir ile, düflünerek, zih-
nen.
Garp:
bat›, Bat›’da kalan bölgeler.
hâk:
do¤ru, gerçek, hakikat.
hakikat:
gerçek, do¤ru.
hall:
çözme, kar›fl›k bir meseleyi
flüphe edilmeyecek derecede
aç›klama.
hafliye:
dipnot.
hükema:
âlimler, çok bilgili kim-
seler, feylesoflar, filozoflar.
hususan:
bilhassa, özellikle.
idrak:
ak›l erdirme, anlama, kav-
rama kabiliyeti.
ihtilâf:
ayr›l›k, bir konuda farkl›
görüfl ve düflünüfl, fikir ayr›l›¤›.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
ittihad-› ‹slâm:
‹slâm birli¤i, Pa-
nislâmizm.
keflfiyat:
keflifler, Allah’›n ilham
etmesiyle gösterilen gaybla ilgili
s›rlar.
keflif:
gizli bir fleyi veya bir s›rr›
kalp gözüyle görerek ö¤renme.
mant›ken:
mant›¤a göre, mant›k-
ça.
meflrep:
gidifl, hareket tarz›,
tav›r, tutum, meslek.
mezkûr:
zikredilen, ad› ge-
çen, an›lan.
muaraza:
birbirine karfl› gel-
me, söz ile karfl›l›kl› mücade-
le.
muar›z:
muhalefet eden, kar-
fl› ç›kan, muhalif.
mütehass›s:
bir ilim dal›nda
veya bir meslekte derin bilgi
sahibi olan, uzman.
nur:
ayd›nl›k, par›lt›, ›fl›k.
nuranî:
nurlu, ›fl›kl›, parlak,
münevver.
Resul-i Ekrem:
çok cömert,
kerîm olan peygamber, Hz.
Muhammed (a.s.m.).
Risale-i Nur külliyat›:
Bedi-
üzzaman Said Nursî’nin yüz
otuz parça risaleden oluflan
külliyat›.
Sahabe-i Kiram:
cömert, fle-
ref sahibi, soyu temiz Saha-
beler.
sahife:
sayfa.
fiark:
do¤u, do¤u bölgeleri.
seciye:
karakter, huy, tabiat.
taharri:
arama, araflt›rma.
tasdik:
do¤rulama, onayla-
ma.
teceddüt:
tazelenme, yeni-
lenme.
telif:
uzlaflt›rma, bar›flt›rma,
ba¤daflt›rma, al›flt›rma.
terakki:
yükselme, ilerleme.
Tevhid:
birleme, birlefltirme.
vaziyet:
durum.
veche:
yüz, çehre, surat.
yegâne:
biricik, tek, yaln›z.
zat:
kifli, flah›s.
1...,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065 1067,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,...1390
Powered by FlippingBook