ehl-i tasavvuf, Lütfü isminde bir genci göstererek,
Bu
Nur Talebesi benden ileridir
demifltir ki, bunlar binler
itiraflardan birer numunedir.
Yine bu azîm srr- ihlâsa binaendir ki, Risale-i Nur ta-
lebeleri, iman ve slâmiyet hizmetinde a¤r flartlar ve ka-
ytlar ve tahdidâtlar içinde muvaffak oluyorlar ve hayat-
larn, Risale-i Nura ve Üstatlarna vakfetmifller. Risale-i
Nuru, sermâye-i ömür ve gaye-i hayat edinmifllerdir. Ri-
sale-i Nur davas, rza-i lâhî davas oldu¤u içindir ki, ha-
miyet-i slâmiyeye malik mümtaz avukatlar, Risale-i
Nurun fahrî avukat olmak ve dindar hakperest mücahit
muharrirler, dünyay istilâ edecek Nurun ilânnda hisse-
dar olmak fleref ve nimetine mazhar olmufllardr. Risale-i
Nurun neflriyat ve fütuhat ve tesirat, sessiz, büyük bir
ihtiflamla muhteflem bir bahar mevsiminde intiflar eden
mevcudat gibidir.
flte ey Risale-i Nur gibi hadsiz hamdüsenalara flayeste
olan bir nimet-i azîmeye nail olan Nur kardefllerimiz böy-
le bir dâhî-i azamn, böyle bir mütefekkir-i ekberin, böy-
le bir müellif-i slâmn ve ulûm-i evvelîn vel-ahirîne vâkf
böyle bir allâme-i asrn, böyle bir mücâhid-i ekberin,
böyle bir sahib-i züht ve takvann, hakaik- imaniyenin
varl¤nda âdeta tecessüm eden böyle bir abd-i küllînin,
rza-i lâhîden baflka hiçbir fleye iltifat etmeyen ve azamî
ihlâsn mazhar olan böyle bir tilmiz-i Kurân ve hadim-i
slâmn ve
Bir ferdin imann kurtarmak için Cehenne-
me de atlmaya hazrm
diyen böyle bir halâskâr- ima-
nn ve idam için sevk edildi¤i Divan- Harb-i Örfîde,
TARHÇE- HAYATI
| 1073
I
SPARTA
H
AYATI
kurtarc.
hamd ü sena:
flükür ve övgü.
hamiyet-i slâmiye:
slâmiyet için s-
lâmî gayeler u¤runa fedakârlkta bu-
lunma, çalflma.
hissedar:
hisse sâhibi, hissesi olan.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli baflka bir
karfllk beklemeksizin, srf Allah rza-
s için yapma.
ihtiflam:
muhteflemlik, flanl görünüfl,
büyük gösterifl.
iltifat:
ilgi gösterme, yüzünü çevirip
bakma.
iman:
inanç, itikat.
intiflar:
yaylma, yaygnlaflma, neflro-
lunma.
istilâ:
ele geçirme, kaplama, yaylma.
malik:
sahip.
mazhar:
nail olma, flereflenme.
mevcudat:
mevcutlar, var olan her
fley, mahluklar.
mücahit:
din u¤runda ve Allah rzas
için savaflan.
mücahit-i ekber:
en büyük mücahit,
en büyük savaflç.
müellif-i slâm:
slam yazar, Müslü-
man yazar.
muharrir:
gazete vs. yazar.
muhteflem:
haflmetli, yüce.
mümtaz:
ayrcallkl, seçkin.
mütefekkir-i ekber:
en büyük düflü-
nür, en büyük düflünce adam.
muvaffak:
baflarmfl, baflarl.
nail:
kavuflan, ulaflan, eren.
neflriyat:
yaynlar.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤fl.
nimet-i azîme:
büyük nimet.
nümune:
örnek.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüzza-
man Said Nursînin eserlerinin ad.
rza-y lâhî:
Allahn rzas, hoflnutlu-
¤u.
sahib-i zühd ve takva:
züht ve tak-
va sahibi; her türlü nefsanî arzulara
karfl koyarak kendini ibadete veren
ve Allah korkusuyla dinin yasaklarn-
dan kaçnan kimse.
flayeste:
yakflr, yaraflr, uygun, lâyk,
münasip.
fleref:
manevî büyüklük, yücelik,
onur.
sermaye-i ömür:
ömür sermayesi.
sevk:
yöneltme, gönderme.
srr- ihlâs:
ihlas srr, samimiyet ve
do¤rulu¤un srr.
tahdidat:
tahditler, snrlamalar, kst-
lamalar.
tecessüm:
cisimleflme, cisim haline
gelme.
tesirat:
etkiler, tesirler.
tilmiz-i Kurân:
Kuran talebesi, ö¤-
rencisi.
ulûm-i evvelîn ve âhirin:
önceki
ilimler ve sonradan ortaya çkmfl
ilimler.
vakf:
ba¤fllamak.
vâkf:
bir fleyi elde eden, bir iflten ha-
berli olan.
abd-i küllî:
bütün yaratlmfl-
larn ibadet ve tesbihatlarn
kendi flahsnda temsil edebi-
len kul.
âdeta:
sanki.
allâme-i asr:
asrn bilgini, as-
rn en büyük âlimi.
azamî:
en fazla, en çok, niha-
yet derecede.
azîm:
büyük.
binaen:
-den dolay, bu se-
bepten.
dâhî-i azam:
en zeki kifli.
dindar:
dinin emirlerini yeri-
ne getiren.
Divan- Harb-i Örfî:
ttihat ve
Terakki hükümeti zamannda
31 Mart Olayndan sonra ku-
rulan ve oldukça sert kararlar
alan skyönetim mahkemesi.
ehl-i tasavvuf:
tasavvuf ehli,
kalbini dünyann geçici he-
veslerinden arndrp Allah
sevgisiyle yaflayan kimseler.
fahrî:
bir karfllk beklenme-
den yalnzca fleref ve onur
vesilesi olarak kabul edilen
unvan, sfat, ifl.
fütuhat:
zaferler, fetihler, ga-
libiyetler.
gaye-i hayat:
hayatn gayesi,
hayatn amac.
hâdim-i slâm:
slâm dinine
hizmet eden kimse.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hakaik- imaniye:
imana ait
hakikatler, imanî gerçekler.
hakperest:
do¤ruluk ve hak-
tan taviz vermeyen ve ayrl-
mayan.
halâskâr- iman:
imann kur-
tulmasna vesile olan, iman