Tarihçe-i Hayat - page 1079

mu’cize-i maneviyesinden bir derstir ki, dinsiz feylesof-
lardan hiçbirisi ona karfl› mukabele çaresi bulamad›lar.
Kat’iyen haber ald›k ki, hariçte baz› yerde bir milyon
gençler, “
Müsalemet-i umumiyeyi temin edecek Risale-i
Nur’dur
” demifller. Sulh-i umumî taraftar› Almanya ve
Amerika gibi baz› ecnebîlerin de Risale-i Nur’u tercüme-
ye bafllad›¤›n› haber ald›k.
“
Hamisen:
E¤er resmî adamlar baz› yeni kanunlara
yanl›fl manalar verip bir iki sat›r›na iliflseler benim bede-
lime deyiniz ki, ‘
Bir adam›n hatas› ile yirmi bin komflusu
cezaland›r›l›r m›, hapsedilir mi? Dünyada böyle hükme-
den hiçbir kanun var m›
“‹flte her sahifesi yirmi sat›r olan befl yüz sahifelik bir
kitab›n bir sat›r›nda bir adama fliddetli tokat vurmuflsa;
evvelâ, isim muayyen de¤il; orada mes’uliyet yok. fiayet
olsa da, sansür gibi o sat›r silinir; o kitab› müsadere et-
mek, on bin adam› hapse sokmak gibi kâinatta iflitilme-
mifl bir kanunsuzluk, bir zulüm oldu¤u gibi; öteki yirmi
bin sat›rlar, flimdiye kadar yirmi bin adam›n iman›n› kuv-
vetlendirdi¤i cihetle, yirmi bin hasene ve iyilik oldu¤un-
dan, elbette o hatay› ve seyyieyi affettirir.
“Ben fliddetli hasta olmasayd›m daha konuflacakt›m.
Siz hizmetkârlar›m tashih ve ›slah edersiniz. Hatta mü-
nasip görseniz, manen polislerin bir vazifesini gören Ri-
sale-i Nur’un asayifl hizmetinde polislere büyük bir kuvvet
olan derslerine polisler herkesten ziyade taraftar olmak
lâz›m gelirken, flimdi resmen taharri memuru suretinde
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1079
I
SPARTA
H
AYATI
resmen:
resmî olarak, resmî bir
flekilde.
resmî:
devlet ad›na olan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
sahife:
sayfa.
seyyie:
fenal›k, kötülük; suç, gü-
nah.
sulh-i umumî:
genel bar›fl, herke-
si ilgilendiren bar›fl, dünya bar›fl›.
suret:
biçim, tarz, görünüfl.
taharri:
sivil polis.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› destek-
leyen.
tashih:
düzeltme, yanl›fl›n› gider-
me.
temîn:
sa¤lama.
ziyade:
çok, fazla.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, iflkence.
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hakimiyetin sa¤lanmas›.
bedel:
karfl›l›k.
cihet:
yön.
ecnebi:
yabanc›, baflka mil-
letten olan.
evvelâ:
birinci olarak, her
fleyden önce, ilk olarak.
feylesof:
sap›k fikirli, felsefe
ile u¤raflan.
Hamisen:
beflinci olarak, be-
flincisi, beflinci derece.
hariç:
d›flar›.
hasene:
hay›rl› amel, Allah r›-
zas›na uygun ifl.
hizmetkâr:
hizmet yapan
kimse, hizmetçi.
hükmetme:
hakim olma, ka-
rar verme.
iman:
inanç, itikat.
›slah:
iyi duruma getirme, iyi-
lefltirme, düzeltme.
kâinat:
evren; yarat›lm›fl olan
fleylerin tamam›, bütün âlem-
ler.
Kat’iyen:
katî olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
manen:
mana bak›m›ndan,
manaca.
mes’uliyet:
mes’ul olma hali,
sorumluluk.
muayyen:
belirli.
mu’cize-i manevîye:
manevî
mucize.
mukabele:
karfl›l›k verme,
karfl›lama.
münasip:
uygun.
müsadere:
toplatma, elden
alma.
müsâlemet-i
umumîye:
umumun selâmeti, insanl›¤›n
bar›fl›.
1...,1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077,1078 1080,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089,...1390
Powered by FlippingBook