Üçüncü mesele:
fiimdi küfr-i mutlak, öyle cehennem-i
manevî neflrine çalflyor ki, kâinatta hiçbir kâfir ona ya-
naflmamak lâzm geliyor. Kurânn rahmeten lilâlemîn
oldu¤unun bir srr budur ki: Nasl Müslümanlara rahmet-
tir; ahirete iman, Allaha iman ihtimalini vermesiyle de,
bütün dinsizlere ve bütün âleme ve nev-i beflere rahmet
olmasna bir nükte, bir iflarettir ki, o manevî Cehennem-
den dünyada da onlar bir derece kurtarmfl. Hâlbuki
flimdi fen ve felsefenin dalâlet ksm, yani Kurânla ba-
rflmayan, yoldan çkmfl, Kurâna muhalefet eden ks-
m, küfr-i mutlak komünistler tarznda neflre baflladlar.
Komünistlik perdesinde anarflistli¤i netice verecek bir su-
rette münafklar, zndklar vastasyla ve baz müfrit din-
siz siyasetçiler vastasyla neflir ile afllanmaya baflland¤
için, flimdiki hayat, dinsiz olarak kabil de¤ildir, yaflamaz.
Dinsiz bir millet yaflamaz hükmü bu noktaya iflarettir.
Küfr-i mutlak oldu¤u zaman, hakikat-i halde yaflanmaz.
Onun için, Kurân- Hakîm, bu asrda bir mucize-i
maneviyesi olarak Risale-i Nur fiakirtlerine bu dersi ver-
mifl ki, küfr-i mutlaka, anarflistli¤e karfl set çeksin. Hem
çekmifl. Evet Çini, hem yar Avrupay ve Balkanlar is-
tilâ eden bu cereyana karfl bizi muhafaza eden Kurân-
Hakîmin bu dersidir ki, o hücuma karfl set çekmifl, bu
suretle o tehlikeye karfl çare bulmufltur.
Demek bir Müslüman mümkün de¤il, baflka bir dine
girip, ya Hristiyan ve Yahudî, hususan Bolflevik gibi ol-
mak... Çünkü, bir sevî, Müslüman olsa, sa Aleyhisselâ-
m daha ziyade sever. Bir Mûsevî, Müslüman olsa, Mûsa
TARHÇE- HAYATI
| 1089
I
SPARTA
H
AYATI
komünist:
bütün mallarn ortak-
lafla kullanld¤ ve özel mülkiye-
tin olmad¤ iddiasnda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kurân.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
mesele:
önemli konu.
mucize-i manevîye:
manevî
mucize.
müfrit:
ifrat eden, bir konu veya
bir iflte aflrya kaçan.
muhafaza:
koruma.
muhalefet:
ztlk, aykrlk, ayrlk.
münafk:
nifak sokan, arabozucu;
kalbinde küfrü gizledi¤i halde
Müslüman görünen.
neflir:
yayma, yaym, herkese du-
yurma.
nevi befler:
insano¤lu, insanlar.
nükte:
ince manal, ancak dikkat-
le anlafllabilen mana veya söz.
rahmet:
flefkat, merhamet, ba-
¤fllama ve esirgeyicilik.
rahmeten lil-âlemîn:
bütün
âlemlere rahmet olan, Hz. Mu-
hammed (a.s.m.).
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursînin eserlerinin
ad.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
set:
mani, perde, engel.
sr:
gizli hakikat.
suret:
biçim, flekil, tarz.
vasta:
araclk.
zndk:
Allaha ve ahirete inan-
mayan, Allah inkâr eden, iman-
sz, münkir.
ahiret:
dünya hayatndan
sonra bafllayp ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
âlem:
dünya, cihan; bütün
yaratlmfllar.
anarflist:
hiç bir düzen ve
otorite tanmayan, karflklk
ve bozgunculuktan yana
olan.
asr:
yüzyl.
bolflevik:
Rus komünisti.
cehennem-i manevî:
manevî
cehennem, cehennem gibi s-
kc.
cereyan:
akm, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
dalâlet:
Hak ve hakikatten
sapma, do¤ru yoldan ayrlma,
azma.
felsefe:
madde ve hayat
bafllangç ve gaye bakmn-
dan inceleyen ilim.
fen:
tecrübî, ispatla meydana
gelmifl ilimlere verilen genel
ad.
hakikat- hâl:
durumun ger-
çek yönü, iflin asl.
hücûm:
saldrma.
hüküm:
karar, emir.
hususan:
bilhassa, özellikle.
iman:
inanç, itikat.
sevî:
Hz. sann dininden
olanlar.
istilâ:
ele geçirme, kaplama,
yaylma.
kabil:
mümkün, ihtimal da-
iresinde.
kafir:
Allah ve slamiyeti in-
kar eden, dinsiz.
kâinat:
evren; yaratlmfl olan
fleylerin tamam, bütün âlem-
ler.