Tarihçe-i Hayat - page 1089

Üçüncü mesele:
fiimdi küfr-i mutlak, öyle cehennem-i
manevî neflrine çal›fl›yor ki, kâinatta hiçbir kâfir ona ya-
naflmamak lâz›m geliyor. Kur’ân’›n “rahmeten lilâlemîn”
oldu¤unun bir s›rr› budur ki: Nas›l Müslümanlara rahmet-
tir; ahirete iman, Allah’a iman ihtimalini vermesiyle de,
bütün dinsizlere ve bütün âleme ve nev-i beflere rahmet
olmas›na bir nükte, bir iflarettir ki, o manevî Cehennem-
den dünyada da onlar› bir derece kurtarm›fl. Hâlbuki
flimdi fen ve felsefenin dalâlet k›sm›, yani Kur’ân’la ba-
r›flmayan, yoldan ç›km›fl, Kur’ân’a muhalefet eden k›s-
m›, küfr-i mutlak› komünistler tarz›nda neflre bafllad›lar.
Komünistlik perdesinde anarflistli¤i netice verecek bir su-
rette münaf›klar, z›nd›klar vas›tas›yla ve baz› müfrit din-
siz siyasetçiler vas›tas›yla neflir ile afl›lanmaya baflland›¤›
için, flimdiki hayat, dinsiz olarak kabil de¤ildir, yaflamaz.
“Dinsiz bir millet yaflamaz” hükmü bu noktaya iflarettir.
Küfr-i mutlak oldu¤u zaman, hakikat-i halde yaflanmaz.
Onun için, Kur’ân-› Hakîm, bu as›rda bir mucize-i
maneviyesi olarak Risale-i Nur fiakirtlerine bu dersi ver-
mifl ki, küfr-i mutlaka, anarflistli¤e karfl› set çeksin. Hem
çekmifl. Evet Çin’i, hem yar› Avrupa’y› ve Balkanlar› is-
tilâ eden bu cereyana karfl› bizi muhafaza eden Kur’ân-›
Hakîm’in bu dersidir ki, o hücuma karfl› set çekmifl, bu
suretle o tehlikeye karfl› çare bulmufltur.
Demek bir Müslüman mümkün de¤il, baflka bir dine
girip, ya Hristiyan ve Yahudî, hususan Bolflevik gibi ol-
mak... Çünkü, bir ‹sevî, Müslüman olsa, ‹sa Aleyhisselâ-
m› daha ziyade sever. Bir Mûsevî, Müslüman olsa, Mûsa
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1089
I
SPARTA
H
AYATI
komünist:
bütün mallar›n ortak-
lafla kullan›ld›¤› ve özel mülkiye-
tin olmad›¤› iddias›nda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
mesele:
önemli konu.
mu’cize-i manevîye:
manevî
mucize.
müfrit:
ifrat eden, bir konu veya
bir iflte afl›r›ya kaçan.
muhafaza:
koruma.
muhalefet:
z›tl›k, ayk›r›l›k, ayr›l›k.
münaf›k:
nifak sokan, arabozucu;
kalbinde küfrü gizledi¤i halde
Müslüman görünen.
neflir:
yayma, yay›m, herkese du-
yurma.
nev’i befler:
insano¤lu, insanlar.
nükte:
ince manal›, ancak dikkat-
le anlafl›labilen mana veya söz.
rahmet:
flefkat, merhamet, ba-
¤›fllama ve esirgeyicilik.
rahmeten li’l-âlemîn:
bütün
âlemlere rahmet olan, Hz. Mu-
hammed (a.s.m.).
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
set:
mani, perde, engel.
s›r:
gizli hakikat.
suret:
biçim, flekil, tarz.
vas›ta:
arac›l›k.
z›nd›k:
Allah’a ve ahirete inan-
mayan, Allah’› inkâr eden, iman-
s›z, münkir.
ahiret:
dünya hayat›ndan
sonra bafllay›p ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
âlem:
dünya, cihan; bütün
yarat›lm›fllar.
anarflist:
hiç bir düzen ve
otorite tan›mayan, kar›fl›kl›k
ve bozgunculuktan yana
olan.
asr:
yüzy›l.
bolflevik:
Rus komünisti.
cehennem-i manevî:
manevî
cehennem, cehennem gibi s›-
k›c›.
cereyan:
ak›m, fikir, sanat ve-
ya siyaset hareketi.
dalâlet:
Hak ve hakikatten
sapma, do¤ru yoldan ayr›lma,
azma.
felsefe:
madde ve hayat›
bafllang›ç ve gaye bak›m›n-
dan inceleyen ilim.
fen:
tecrübî, ispatla meydana
gelmifl ilimlere verilen genel
ad.
hakikat-› hâl:
durumun ger-
çek yönü, iflin asl›.
hücûm:
sald›rma.
hüküm:
karar, emir.
hususan:
bilhassa, özellikle.
iman:
inanç, itikat.
‹sevî:
Hz. ‹sa’n›n dininden
olanlar.
istilâ:
ele geçirme, kaplama,
yay›lma.
kabil:
mümkün, ihtimal da-
iresinde.
kafir:
Allah’› ve ‹slamiyeti in-
kar eden, dinsiz.
kâinat:
evren; yarat›lm›fl olan
fleylerin tamam›, bütün âlem-
ler.
1...,1079,1080,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088 1090,1091,1092,1093,1094,1095,1096,1097,1098,1099,...1390
Powered by FlippingBook