Tarihçe-i Hayat - page 1091

muazzep oldu¤u gibi Allah’› inkâr edenlerin itikatlar›nca
bütün o saadetleri mahvoluyor, yerine azaplar geliyor. ‹fl-
te bu zamanda, bu dünyada bu manevî Cehennemi in-
sanlar›n kalbinden izale eden tek bir çaresi var. O da
Kur’ân-› Hakîm’dir. Ve bu zaman›n fehmine göre onun
bir mucize-i maneviyesi olan Risale-i Nur eczalar›d›r.
fiimdi Allah’a flükrediyoruz ki, siyasî partiler içinde bir
parti, bir parça bunu hissetti ki, o eserlerin neflrine mâ-
ni olmad›; hakaik-i imaniyenin dünyada bir Cennet-i ma-
neviyeyi ehl-i imana kazand›rd›¤›n› ispat eden Risale-i
Nur’a mümanaat etmedi, neflrine müsaadekâr davrand›,
naflirlerine de tazyikattan vazgeçti.
Kardefllerim, hastal›¤›m pek fliddetli; belki pek yak›n-
da ölece¤im veyahut bütün bütün konuflmaktan —bazan
men oldu¤um gibi— men edilece¤im. Onun için benim
Nur ahiret kardefllerim, “ehvenüflfler” deyip baz› biçare
yanl›flç›lar›n hatalar›na hücum etmesinler. Daima müs-
pet hareket etsinler. Menfi hareket vazifemiz de¤il...
Çünkü dahilde hareket menfice olmaz. Madem siyaset-
çilerin bir k›sm› Risale-i Nur’a zarar vermiyor, az müsa-
adekârd›r; “ehvenüflfler” olarak bak›n›z. Daha “azamüfl-
fler”den kurtulmak için, onlara zarar›n›z dokunmas›n,
onlara faydan›z dokunsun.
Hem dahildeki cihad-› manevî, manevî tahribata karfl›
çal›flmakt›r ki, maddî de¤il, manevî hizmetler lâz›md›r.
Onun için, ehl-i siyasete kar›flmad›¤›m›z gibi, ehl-i siya-
set de bizimle meflgul olmaya hiçbir haklar› yok…
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1091
I
SPARTA
H
AYATI
manî.
Madem:
...den dolay›, böyle ise.
mahv:
yok olma, ortadan kalk-
ma, batma.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
mâni:
engel.
men:
yasak etme, engelleme,
mâni olma.
menfi:
olumsuz, müspet olma-
yan.
muazzep:
azap içinde bulunan,
eziyet çeken, çok s›k›nt› gören.
mu’cize-i manevîye:
manevî
mucize.
mümanaat:
mani olma, engelle-
me.
müsaadekâr:
zorluk ç›karmayan,
hoflgörü sahibi, uysal davranan.
müspet:
olumlu.
naflir:
eser, neflreden, yay›nlayan,
da¤›tan.
neflir:
kitap basma, ç›karma; her-
kese duyurma, yayma.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
saadet:
mutluluk.
siyasî:
siyasetle ilgili, siyasete ait.
flükür:
Allah’›n nimetlerine karfl›
memnunluk gösterme, gerek dil
ile gerekse hal ile Allah’› hamd
etme.
tahribat:
tahripler, y›k›p bozma-
lar.
tazyikat:
tazyikler, bask›lar, zor-
lamalar.
vazife:
görev.
ahiret:
dünya hayat›ndan
sonra bafllay›p ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
azamüflfler:
çok flerli, flerrin
en büyü¤ü.
azap:
eziyet, iflkence; büyük
s›k›nt›, fliddetli ac›.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
cennet-i manevîye:
manen
cennet gibi, manevî cennet.
cihad-› manevî:
manevî ci-
hat, ilim, fikir, dua gibi mane-
vî unsurlarla din düflmanlar›-
na karfl› koymak.
dahil:
iç, içerisi.
ecza:
cüz’ler, parçalar, k›s›m-
lar.
ehl-i iman:
inananlar, iman
sahipleri.
ehl-i siyaset:
ülkenin idare-
siyle meflgul olanlar, siyaset
adamlar›, politikac›lar.
ehvenüflfler:
flerrin en az za-
rarl›s›, kolay›, flerrin daha az
zararl›s›, daha az kötü olan;
iki flerden daha az zararl›s›.
fehm:
anlay›fl.
hakaik-› imaniye:
imana ait
hakikatler, imanî gerçekler.
hücûm:
sald›rma.
inkâr:
Allah’›n varl›¤›na, birli-
¤ine inanmama, kabul ve tas-
dik etmeme.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
itikat:
inanç, iman.
izale:
giderme, ortadan kal-
d›rma.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve
suresinde say›s›z hikmet ve
faydalar bulunan Kur’ân.
maddî:
madde ile alakal›, cis-
1...,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089,1090 1092,1093,1094,1095,1096,1097,1098,1099,1100,1101,...1390
Powered by FlippingBook