Tarihçe-i Hayat - page 1090

Aleyhisselâm› daha ziyade sever. Fakat bir Müslüman,
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm›n zincirinden ç›ksa,
dinini b›raksa, daha hiçbir dine girmez, anarflist olur; ru-
hunda kemalâta medar hiçbir hâlet kalmaz. Vicdan› te-
fessüh eder, hayat-› içtimaiyeye bir zehir olur.
Onun için, Cenab-› Hakka flükür, Kur’ân-› Hakîm’in
iflarat-› gaybiyesi ile, kahraman Türk ve Arap milletleri
içinde lisan-› Türkî ve Arabî ile bu asr› kurtaracak bir
mu’cize-i Kur’âniyenin Risale-i Nur nam›yla bir dersi in-
tiflara bafllam›fl. Ve on alt› sene evvel 600 bin adam›n
iman›n› kurtard›¤› gibi, flimdi milyonlardan geçti¤i sabit
olmufl.
Demek Risale-i Nur, befleri anarflistlikten kurtarmaya
bir derece vesile oldu¤u gibi, ‹slâm›n iki kahraman kar-
defli olan Türk ve Arab› birlefltirmeye, bu Kur’ân’›n ka-
nun-i esasîlerini neflretmeye vesile oldu¤unu düflmanlar
da tasdik ediyorlar.
Madem bu zamanda küfr-i mutlak Kur’ân’a karfl› ç›k›-
yor. Küfr-i mutlakta Cehennemden ziyade dünyada da
daha büyük bir cehennem var. Çünkü, ölüm madem öl-
dürülmüyor. Hergün beflerde otuz bin cenaze ölümün
devam›na flehadet ediyor. Bu ölüm küfr-i mutlaka düflen-
lere, yahut taraftar olanlara, hem flahs›n idam-› ebedîsi
ve bütün geçmifl, gelecek akrabalar›n›n da idam-› ebedî-
si olarak düflündü¤ü için, Cehennemden on defa daha
fazla dehfletli Cehennem azab› çeker. Demek o Cehen-
nem azab›n› küfr-i mutlakla kalbinde duyuyor. Çünkü,
herbir insan akrabas›n›n saadetiyle mes’ut, azab›yla
aleyhissalâtü vesselâm:
‘salât ve
selam onun üzerine olsun’ anla-
m›nda Hz. Muhammed’e dua.
aleyhisselâm:
Allah’›n selam›
onun üzerine olsun.
anarflist:
hiç bir düzen ve otorite
tan›mayan, kar›fl›kl›k ve bozgun-
culuktan yana olan.
asr:
yüzy›l.
azap:
eziyet, iflkence; büyük s›-
k›nt›, fliddetli ac›.
befler:
insan, insanl›k.
cenaze:
ölü.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
evvel:
önce.
hâlet:
hal, durum.
hayat-› içtimaiye:
sosyal hayat,
toplum hayat›.
idam-› ebedî:
dirilmemek üzere
yok olufl, ahiret inanc› olmad›¤›
için ölümü ebedî yoklu¤a gitmek
olarak görme.
iman:
inanç, itikat.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlaflma,
neflrolunma.
iflarat-› gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
retler; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar taraf›ndan gayba ait ve-
rilen haberler, iflaret yolu ile yap›-
lan aç›klamalar.
kanun-› esasî:
ana prensipler,
anayasa.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
lisan-› Arabî:
Arap dili.
lisan-› Türkî:
Türklerin dili, Türk-
çe.
1090 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
madem:
...den dolay›, böyle
ise.
medar:
sebep, vesile.
mesut:
saadetli, bahtl›, mut-
lu.
mu’cize-i Kur’âniye:
Kur’ân’a
ait mu’cize.
Mûsevî:
Hz. Mûsa’n›n (a.s.) din
ve fleriat›na ba¤l› olan, kimse,
Yahudi.
nam:
ad.
neflr:
herkese duyurma, yay-
ma, tamim.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n
temeli ve sebebi olan manevî
varl›k.
saadet:
mutluluk.
sabit:
ispat edilmifl, ispatlan-
m›fl.
flahadet:
flahit olma, flahitlik,
tan›kl›k.
flükür:
Allah’›n nimetlerine
karfl› memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile
Allah’› hamd etme.
taraftar:
tarafl›, bir taraf› des-
tekleyen.
tasdik:
do¤rulama, onayla-
ma.
tefessüh:
çürüme, çürüyüp
da¤›lma, bozulma, kokuflma.
vesile:
arac›, vas›ta.
vicdan:
insan›n içindeki, iyiyi
kötüden ay›rabilen, iyilik et-
mekten lezzet duyan ve kö-
tülükten elem alan manevî
his.
ziyade:
fazla, fazlas›yla.
1...,1080,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,1089 1091,1092,1093,1094,1095,1096,1097,1098,1099,1100,...1390
Powered by FlippingBook