Aleyhisselâm daha ziyade sever. Fakat bir Müslüman,
Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmn zincirinden çksa,
dinini braksa, daha hiçbir dine girmez, anarflist olur; ru-
hunda kemalâta medar hiçbir hâlet kalmaz. Vicdan te-
fessüh eder, hayat- içtimaiyeye bir zehir olur.
Onun için, Cenab- Hakka flükür, Kurân- Hakîmin
iflarat- gaybiyesi ile, kahraman Türk ve Arap milletleri
içinde lisan- Türkî ve Arabî ile bu asr kurtaracak bir
mucize-i Kurâniyenin Risale-i Nur namyla bir dersi in-
tiflara bafllamfl. Ve on alt sene evvel 600 bin adamn
imann kurtard¤ gibi, flimdi milyonlardan geçti¤i sabit
olmufl.
Demek Risale-i Nur, befleri anarflistlikten kurtarmaya
bir derece vesile oldu¤u gibi, slâmn iki kahraman kar-
defli olan Türk ve Arab birlefltirmeye, bu Kurânn ka-
nun-i esasîlerini neflretmeye vesile oldu¤unu düflmanlar
da tasdik ediyorlar.
Madem bu zamanda küfr-i mutlak Kurâna karfl çk-
yor. Küfr-i mutlakta Cehennemden ziyade dünyada da
daha büyük bir cehennem var. Çünkü, ölüm madem öl-
dürülmüyor. Hergün beflerde otuz bin cenaze ölümün
devamna flehadet ediyor. Bu ölüm küfr-i mutlaka düflen-
lere, yahut taraftar olanlara, hem flahsn idam- ebedîsi
ve bütün geçmifl, gelecek akrabalarnn da idam- ebedî-
si olarak düflündü¤ü için, Cehennemden on defa daha
fazla dehfletli Cehennem azab çeker. Demek o Cehen-
nem azabn küfr-i mutlakla kalbinde duyuyor. Çünkü,
herbir insan akrabasnn saadetiyle mesut, azabyla
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selam onun üzerine olsun anla-
mnda Hz. Muhammede dua.
aleyhisselâm:
Allahn selam
onun üzerine olsun.
anarflist:
hiç bir düzen ve otorite
tanmayan, karflklk ve bozgun-
culuktan yana olan.
asr:
yüzyl.
azap:
eziyet, iflkence; büyük s-
knt, fliddetli ac.
befler:
insan, insanlk.
cenaze:
ölü.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
evvel:
önce.
hâlet:
hal, durum.
hayat- içtimaiye:
sosyal hayat,
toplum hayat.
idam- ebedî:
dirilmemek üzere
yok olufl, ahiret inanc olmad¤
için ölümü ebedî yoklu¤a gitmek
olarak görme.
iman:
inanç, itikat.
intiflar:
yaylma, yaygnlaflma,
neflrolunma.
iflarat- gaybiye:
gaypla ilgili ifla-
retler; Hz. Peygamber, müçtehit
imamlar tarafndan gayba ait ve-
rilen haberler, iflaret yolu ile yap-
lan açklamalar.
kanun- esasî:
ana prensipler,
anayasa.
kemalât:
kemaller, olgunluklar,
mükemmellikler.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kurân.
lisan- Arabî:
Arap dili.
lisan- Türkî:
Türklerin dili, Türk-
çe.
1090 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
madem:
...den dolay, böyle
ise.
medar:
sebep, vesile.
mesut:
saadetli, bahtl, mut-
lu.
mucize-i Kurâniye:
Kurâna
ait mucize.
Mûsevî:
Hz. Mûsann (a.s.) din
ve fleriatna ba¤l olan, kimse,
Yahudi.
nam:
ad.
neflr:
herkese duyurma, yay-
ma, tamim.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursînin
eserlerinin ad.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn
temeli ve sebebi olan manevî
varlk.
saadet:
mutluluk.
sabit:
ispat edilmifl, ispatlan-
mfl.
flahadet:
flahit olma, flahitlik,
tanklk.
flükür:
Allahn nimetlerine
karfl memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hal ile
Allah hamd etme.
taraftar:
tarafl, bir taraf des-
tekleyen.
tasdik:
do¤rulama, onayla-
ma.
tefessüh:
çürüme, çürüyüp
da¤lma, bozulma, kokuflma.
vesile:
arac, vasta.
vicdan:
insann içindeki, iyiyi
kötüden ayrabilen, iyilik et-
mekten lezzet duyan ve kö-
tülükten elem alan manevî
his.
ziyade:
fazla, fazlasyla.