Tarihçe-i Hayat - page 1100

Dedi: “Ben Müslüman bir Türkü, fas›k bir kardeflime
tercih ediyorum. Belki babamdan ziyade ona alâkada-
r›m. Çünkü tam imana hizmet ediyorlar.”
Bir zaman geçti, (Allah rahmet etsin) o talebem, ben
esarette iken, ‹stanbul’da mektebe girmifl. Esaretten gel-
dikten sonra gördüm. Baz› ›rkç› muallimlerden ald›¤› ak-
sülamel ile o da Kürtçülük damar›yla baflka bir mesle¤e
girmifl. Bana dedi: “Ben flimdi gayet fas›k, hatta dinsiz
de olsa bir Kürdü salih bir Türke tercih ediyorum.”
Sonra ben onu birkaç sohbette kurtard›m. Tam kana-
ati geldi ki, Türkler bu millet-i ‹slâmiyenin kahraman bir
ordusudur.
Ey sual soran meb’uslar! fiarkta befl milyona yak›n
Kürt var. Yüz milyona yak›n ‹ranl› ve Hintliler var. Yet-
mifl milyon Arap var. K›rk milyon Kafkas var. Acaba bir-
birine komflu, kardefl ve birbirine muhtaç olan bu kar-
defllere, bu talebenin Van’daki medreseden ald›¤› ders-i
dinî mi daha lâz›m? Veyahut o milletleri kar›flt›racak ve
›rktafllar›ndan baflka düflünmeyen ve uhuvvet-i ‹slâmiye-
yi tan›mayan, s›rf ulûm-i felsefeyi okumak ve ‹slâmî ilim-
leri nazara almamak olan o merhum talebenin ikinci ha-
li mi daha iyidir? Sizden soruyorum.
‹flte bu cevab›mdan sonra, an’ane aleyhinde ve her ci-
hetle garpl›laflmak fikrini tafl›yanlar, kalkt›lar, imza ettiler.
‹simlerini söylemeyece¤im. Allah kusurlar›n› affetsin;
flimdi vefat etmifller.
aksülamel:
tepki, reaksiyon.
alâkadar:
ilgili, iliflki.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
an’ane:
âdet, örf, gelenek, nesil-
den nesile aktar›lagelen fleyler.
cihet:
yön.
ders-i dinî:
din dersi, dinle ilgili
ders.
esaret:
esirlik, tutsakl›k, hüküm
alt›nda bulunma.
1100 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
fas›k:
Allah’›n emirlerine ay-
k›r› hareket edip fesat ç›ka-
ran, kötülü¤ü ve günah iflle-
meyi âdet haline getiren.
garp:
bat›.
gayet:
son derece.
hamiyetkâr:
hamiyetli, onur
ve haysiyet sahibi.
iman:
inanç, itikat.
›rktafl:
ayn› ›rktan olan.
‹slâmî:
‹slâm ile alâkal›, ‹sla-
ma ait.
kanaat:
inanma.
mebus:
milletvekili.
medrese:
eski dönemde ders
okutulan düzenli ö¤retim ku-
ruluflu.
mektep:
e¤itim ve ö¤retim
kuruluflu.
merhum:
rahmete kavufl-
mufl, ölmüfl, ölü.
mesele:
önemli konu.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-
tem.
millet-i ‹slâmiye:
‹slâm mille-
ti.
muallim:
ders veren, ö¤ret-
men.
nam:
ad.
nazar:
bak›fl, dikkat.
sâlih:
dinin emir ve yasakla-
r›na uygun hareket eden,
takva sahibi, müttakî.
fiark:
do¤u, do¤u bölgeleri.
sual:
soru.
talebe:
ö¤renci.
uhuvvet-i ‹slâmiye:
‹slâm
kardeflli¤i.
ulûm-i felsefe:
felsefî ilimler.
vefat:
ölme.
ziyade:
çok, fazla.
1...,1090,1091,1092,1093,1094,1095,1096,1097,1098,1099 1101,1102,1103,1104,1105,1106,1107,1108,1109,1110,...1390
Powered by FlippingBook