Âlem-i ‹slâm›n ilim merkezi olan Camiü’l-Ezher, onun
mertebe-i ilmini ve yüksek zekâs›n› Üniversite Rektörü
fieyh Bahid gibi müdakkik âlimler vas›tas›yla idrak eder-
ken, müspet ilimlerdeki derin vukufu da bütün dünyaya
yay›l›yordu. M›s›r matbuat›nda “Fatinülas›r” diye tavsif
edilerek, hakk›nda makaleler neflrediliyordu.
Kendisi, bundan k›rk befl elli sene önce fiam’da, için-
de yüz ehl-i ilim bulunan on bin kiflilik muazzam bir ce-
maate Camiü’l-Emevî’de irad etti¤i mühim bir hutbede,
Âlem-i ‹slâm›n geri kal›fl sebeplerini ve nas›l ilerleye-
bilece¤ini izah ederek, âlem-i ‹slâm›n ittifak›n›n ne kadar
zarurî oldu¤unu beyan etmiflti.
Bu hutbesi bütün âlem-i ‹slâmda hayranl›kla karfl›lan-
m›fl ve ilim meclislerinde ismi çok an›lmaya bafllanm›flt›r.
Onun mücahede ve mücadelelerini ifliten ve eserlerini
okuyan binlerce kifli ona karfl› büyük bir alâka duymaya
bafllam›fllard›r. Camiü’l-Ezherin hamiyetli talebeleri bir
hadis-i flerifin medar-› evham olmufl manas›n› Üstat Be-
diüzzaman’dan sormufllar; ve Üstat hasta olmas› dolay›-
s›yla, talebeleri Risale-i Nur’dan o meseleye müteallik
mevzular› ve Üstat taraf›ndan daha evvel o hadis dolay›-
s›yla gelebilecek bir suâle verilmifl katî bir cevab› bir ara-
ya getirerek göndermifller ve bu cevap gayet takdirle
karfl›lanm›flt›r.
Pakistan Maarif Naz›r Vekili Ali Ekber fiah (flimdi Sind
Üniversitesinde rektör), Türkiye’ye geldi¤i zaman Bedi-
üzzaman’› ziyaret etmifl ve memleketimizden ayr›l›rken
alâka:
ilgi, iliflki, yak›nl›k
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›
beyan:
aç›klama, bildirme, izah
cemaat:
topluluk, aralar›nda çe-
flitli ba¤lar bulunan insanlar top-
lulu¤u
ehl-i ilim:
ilim sahipleri, ilim
adamlar›
evvel:
önce
fatinülas›r:
asr›n en dâhîsi, asr›n
en zekisi.
gayet:
son derece
hadis:
Hz. Muhammed’e (a.s.m.)
ait söz, emir, fiil veya Hz. Pey-
gamberin onaylad›¤› baflkas›na
ait söz, ifl veya davran›fl
hadis-i flerif:
Peygamberimizden
aktar›lan sözlerin genel ad›.
hamiyet:
gayret
idrak:
ak›l erdirme, anlama, kav-
rama kabiliyeti
ilim:
bilgi, marifet
irad:
söyleme
ittifak:
birleflme, fikir birli¤i etme
izah:
aç›klama, ayr›nt›lar› ile an-
latma
kat’î:
kesin, flüpheye ve tereddü-
de mahal b›rakmayan
Maarif:
e¤itim bakanl›¤›.
matbuat:
bas›lm›fl fleyler, kitap-
lar, gazeteler, v.s.
meclis:
toplant›
1104 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
R
‹SALE-‹
N
UR
VE
H
AR‹Ç
M
EMLEKETLER
medar-› evham:
mertebe-i ilim:
ilim derecesi,
bilgi mertebesi
mesele:
konu
mevzu:
konu
muazzam:
sayg›de¤er; çok
büyük, yüce
mücadele:
bir gayeye ulafl-
mak için gösterilen ferdî veya
toplu çaba
mücahede:
savaflma, müca-
dele
müdakkik:
tetkik eden, ince-
den inceye araflt›ran
mühim:
önemli, ehemmiyetli
müspet:
pozitif, do¤rulu¤u
delille ispatlanm›fl
müteallik:
ait, alâkal›, ilgili
Naz›r:
vekil, bakan
neflir:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
sual:
soru
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme
talebe:
ö¤renci
tavsif:
vas›fland›rma, nitele-
me
vas›ta:
arac›l›k
Vekil:
bakan, baflkas›n›n yeri-
ne ve ad›na konuflan
vukuf:
anlama, bilme, haber-
li olma.
zarurî:
zorunlu
