Bu neflir münasebetiyle, Hazret-i Said Nursîyi, talebele-
rini ve Türk din kardefllerimizi ruhucanmzla tebrik eder,
milleti zulüm ve istibdat ve dinsizlikten kurtaran baflta
Menderes olmak üzere bütün Demokratlara teflekkür
ederim.
Bu hareketten dolay, Türk milleti aleyhinde yaplan
haricî propagandalar krlacak ve âlem-i slâmn Türki-
yeye olan eski muhabbeti yeniden vücut bulacaktr. Ben
bir Pakistanl Müslüman, Türkiyeye hiç gitmedim, Said
Nursîyi görmedim; lâkin stanbul Üniversitesi Nur Tale-
belerinin neflrettikleri kitaplardan baz parçalar mütalâa
ederek, hakikî, ruhanî bir lezzet hissettim. Ve flimdi, bu
uzak diyarda bir Nur fiakirdi oldum.
Ana dilim Urducada yazlmfl bu gibi eserler yok. Ve
Nursî gibi bir din kahraman, Hindistan ve Pakistanda
yok. Bu bir hakikattir. E¤er bu eserler Urducaya tercü-
me edilirse, büyük slâmî hizmetler olaca¤n ümit ediyo-
ruz. Filhakika, komünizme karfl neflriyat yoluyla müca-
dele çok zarurîdir. Ve Demokratlar tüzüklerinde buna yer
vermifltir. nflaallah, bu gibi slâmî faaliyetlerle, Türklere
karfl çalflan komünistler, farmasonlar ve baflkalar mah-
volacak ve istikbalde Türkiye eski makamna terakki ede-
cek... Âmin!
M. Sabir hsano¤lu
Errabadl
Pakistanda bir Nur fiakirdi
è
R
SALE-
N
UR
VE
H
ARÇ
M
EMLEKETLER
mahv:
yok olma, ortadan kalk-
ma, batma
makam:
büyük yer, mevki
muhabbet:
sevgi, sevme
mücadele:
bir gayeye ulaflmak
için gösterilen ferdî veya toplu
çaba
münasebet:
vesile, -dan dolay
mütalâa:
bir fleyi etraflca düflün-
me, dikkatli okuma
neflir:
kitap basma, çkarma; her-
kese duyurma, yayma
neflriyat:
yaynlar
propaganda:
bir inanç, düflünce,
doktrin v.b. ni baflkalarna tant-
mak, benimsetmek amacn gü-
den ve çeflitli vastalarla yaplan
faaliyet.
ruh u cân:
ruh ve can; ruh ve
canla.
ruhanî:
flakirt:
talebe, ö¤renci
talebe:
ö¤renci
terakki:
yükselme, ilerleme
zarurî:
zorunlu
zulüm:
hakszlk, eziyet, iflkence
âlem-i slâm:
slâm âlemi, s-
lâm dünyas.
aleyh:
karfl, karflt
Âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun,
kabul eyle! anlamnda du-
ann sonunda söylenir.
farmason:
masonluk cemiye-
ti
Filhakika:
hakikatte, esasn-
da, hakikaten, gerçekten,
do¤rusu.
hakikat:
gerçek
hakikî:
gerçek
harici:
dflarya ait
inflaallah:
Allah izin verirse
manasnda kullanlan bir dua
slâmî:
slâm ile alâkal, sla-
ma ait
istibdat:
idarede görülen her
türlü kanun dfl tazyik, bask.
istikbal:
gelecek
komünist:
bütün mallarn or-
taklafla kullanld¤ ve özel
mülkiyetin olmad¤ iddiasn-
da bulunan düzen in mensu-
bu olan kimse
komünizm:
bütün mallarn
ortaklafla kullanld¤ ve özel
mülkiyetin olmad¤ iddiasn-
da bulunan düzen
TARHÇE- HAYATI
| 1113