ettim. Fakat k›smet olmad›. Cenab-› Hak rahmetiyle bir
fikir ruhuma verdi ki:
Camiü’l-Ezher Afrika’da bir medrese-i umumiye oldu-
¤u gibi, Asya Afrika’dan ne kadar büyük ise, daha büyük
bir dârülfünun, bir ‹slâm üniversitesi Asya’da lâz›md›r. Tâ
ki ‹slâm kavimlerini, meselâ Arabistan, Hindistan, ‹ran,
Kafkas, Türkistan, Kürdistan’daki milletleri, menfi ›rkç›-
l›k ifsat etmesin. Hakikî, müspet ve kudsî ve umumî mil-
liyet-i hakikiye olan ‹slâmiyet milliyeti ile
1
l
In
ƒr
Np
G n
¿ƒo
æp
erD
ƒo
Ÿr
G Én
ªs
fp
G
Kur’ân’›n bir kanun-i esasîsinin tam in-
kiflaf›na mazhar olsun. Ve felsefe fünunu ile ulûm-i dini-
ye birbiriyle bar›fls›n ve Avrupa medeniyeti, ‹slâmiyet ha-
kaik›yla tam musalâha etsin. Ve Anadolu’daki ehl-i mek-
tep ve ehl-i medrese birbirine yard›mc› olarak ittifak et-
sin diye, vilâyat-› flarkiyenin merkezinde hem Hindistan,
hem Arabistan, hem ‹ran, hem Kafkas, hem Türkis-
tan’›n ortas›nda, Medresetüzzehra manas›nda, Camiü’l-
Ezher üslûbunda bir darülfünun, hem mektep, hem
medrese olarak bir üniversite için, tam elli befl senedir
Risale-i Nur’un hakaikine çal›flt›¤›m gibi ona da çal›flm›-
fl›m. En evvel bunun k›ymetini (Allah rahmet etsin) Sul-
tan Reflad takdir edip yaln›z binas›n› yapmak için 20 bin
alt›n lira verdi¤i gibi, sonra ben eski Harb-i Umumîdeki
esaretimden döndü¤üm vakit, Ankara’da mevcut 200
meb’ustan 163 mebusun imzas› ile 150 bin lira, o zaman
paran›n k›ymetli vaktinde, ayn› o üniversite için vermeyi
kabul ve imza ettiler. Mustafa Kemal de içinde idi. Demek,
Camiü’l-Ezher:
M›s›r’daki Ezher
Üniversitenin ad›.
dârülfünun:
üniversite.
ehl-i medrese:
medrese ehli,
medresede okuyanlar.
ehl-i mektep:
mektepli, okullu,
e¤itim ve tahsil görenler.
esaret:
esirlik, tutsakl›k, hüküm
alt›nda bulunma.
evvel:
önce.
felsefe:
madde ve hayat› bafllan-
g›ç ve gaye bak›m›ndan incele-
yen ilim.
fünun:
fenler.
hakaik:
hakikatler, do¤rular, ger-
çekler.
Hakikî:
gerçek.
Harb-i Umumî:
genel harp, dün-
ya savafl›.
ifsat:
fesada u¤ratma, bozma, ka-
r›fl›kl›k ç›karma.
inkiflaf:
ortaya ç›kma, geliflme.
ittifak:
birleflme, fikir birli¤i etme.
kanun-› esasî:
ana prensipler,
anayasa.
kavim:
millet; aralar›nda dil, âdet,
örf, kültür birli¤i olan insan toplu-
lu¤u.
k›smet:
nasip.
k›ymet:
de¤er.
kudsî:
mukaddes, yüce.
mazhar:
nail olma, flereflenme.
mebus:
milletvekili.
medrese:
eski dönemde ders
1.
Mü’minler ancak kardefltirler. (Hucurat Suresi: 10.)
1098 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
okutulan düzenli ö¤retim ku-
ruluflu.
medrese-i umumîye:
umu-
ma ve her tarafa aç›k olan
medrese, okul.
MedresetüzZehra:
Bediüzza-
man’›n do¤uda (Van) yap›l-
mas›n› idarecilere teklif etti¤i,
fen ilimleriyle din ilimlerinin
birlikte okutulmas›n› düflün-
dü¤ü üniversite.
mektep:
e¤itim ve ö¤retim
kuruluflu.
menfi:
olumsuz, müspet ol-
mayan.
meselâ:
örne¤in.
milliyet-i hakikiye:
gerçek
milliyet.
musalâha:
bar›fl, uzlaflma.
müspet:
olumlu.
rahmet:
flefkat, merhamet,
ba¤›fllama ve esirgeyicilik.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n
temeli ve sebebi olan manevî
varl›k.
takdir:
k›ymet verme, be¤en-
me.
ulûm-i diniye:
dinî ilimler.
umumî:
genel.
üslûp:
tarz, yol, biçim, usul,
stil.
vilayat-› flarkiye:
flark vila-
yetleri, do¤u illeri.