ihlâs kazananlarn pek çok efrad meydana çkmfl. Ben-
li¤ini, flan ve flerefini en küçük bir mesele-i imaniyeye fe-
da eden çoktur. Hatta Nurun biçare bir flakirdinin düfl-
manlar dost oldu¤u vakit onunla sohbet etmek ço¤ald-
¤ için, rahmet-i lâhiye cihetinde sesi kesilmifl. Hem de
ona takdirle bakanlar isabet-i nazar hükmüne geçip onu
incitiyor. Hatta musafaha etmek de tokat vurmak gibi s-
knt veriyor.
Senin bu vaziyetin nedir? diye soruldu. Madem
milyonlar kadar arkadafllarn var; neden bunlarn hatrla-
rn muhafaza etmiyorsun?
Cevaben dedi:
Madem mesle¤imiz azamî ihlâstr; de-
¤il benlik, enaniyet, dünya saltanat da verilse, bâkî bir
mesele-i imaniyeyi o saltanata tercih etmek âzamî ihlâ-
sn iktizasdr. Meselâ, harp içinde, avc hattnda, düflma-
nn top gülleleri arasnda Kurân- Hakîmin tek bir âye-
tinin, tek bir harfinin, tek bir nüktesini tercih ederek, o
gülleler içinde Habib kâtibine Defteri çkar diyerek at
üstünde o nükteyi yazdrmfl. Demek Kurânn bir harfi-
nin, bir nüktesini düflmann güllelerine karfl terk etme-
mifl ruhunun kurtulmasna tercih etmifl.
O kardeflimize sorduk: Bu acip ihlâs nereden ders al-
mflsn?
Demifl: ki noktadan...
Bi r i s i :
Âlem-i slâmiyetin en acip harbi olan Bedir
Harbinde, namaz vaktinde cemaatten hissesiz kalmamak
TARHÇE- HAYATI
| 1093
I
SPARTA
H
AYATI
tem.
muhafaza:
koruma.
musâfaha:
selam vermek ve sev-
gisini göstermek üzere birbirine
el uzatma.
nükte:
ince manal, ancak dikkat-
le anlafllabilen mana veya söz.
rahmet-i lâhîye:
Allahn sonsuz
rahmeti, lâhî rahmet.
ruh:
dirilik kayna¤, hayatn te-
meli ve sebebi olan manevî var-
lk.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
flan:
flöhret, ün.
fleref:
onur, haysiyet.
takdir:
kymet verme, be¤enme.
vaziyet:
durum.
acip:
tuhaf, hayrette brakan.
Âlem-i slâmiyet:
slam ale-
mi, slam dünyas.
ayet:
Kurann her bir cümle-
si.
azamî:
en fazla, en çok, niha-
yet derecede.
bâkî:
ebedî, daimî, sürekli ve
kalc olan.
bîçare:
çaresiz, zavall.
cemaat:
bir imama uyup na-
maz klan Müslümanlar top-
lulu¤u.
Cevaben:
cevap olarak, karfl-
lk fleklinde.
cihet:
yön.
efrat:
fertler.
enaniyet:
kendini be¤enme,
bencillik, egoistlik.
fedâ:
u¤runa verme, kurban
olma.
harp:
savafl.
Harp:
savafl.
hisse:
pay, nasip.
hükmüne:
yerine, de¤erine.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfllk beklemek-
sizin, srf Allah rzas için yap-
ma.
iktiza:
lazm gelme, gerekme.
isabet-i nazar:
do¤ru ve isa-
betli bakfl.
kâtip:
yazc.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve
suresinde saysz hikmet ve
faydalar bulunan Kurân.
Madem:
...den dolay, böyle
ise.
Meselâ:
örne¤in.
mesele-i imaniye:
imanî me-
sele, imanla ilgili mesele.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-