1
o
¬o
JÉn
c
n
ôn
Hn
h $G o
án
ªr
Mn
Qn
h r
ºo
µ
r
«n
?n
Y o
?n
Ós
°ùdn
G @ o
¬n
fÉn
ër
Ñ°o
S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Muhterem Üstad›m›z,
Mücahede-i maneviyenize ve sabr-› cemilinize mükâ-
faten Cenab-› Hak taraf›ndan ihsan buyurulan kudsî
iman davan›z›n tahakkukunu Risale-i Nur’un serbest in-
tiflar› ile idrak etmifl bulunuyoruz.
Senelerden beri devam edegelen bu kudsî dava, bu
ideal ve bu çetin mücadele, zaferle neticelenmifl; Hakk›n
istedi¤i olmufl, gönlümüzün emel ve arzusu yerine gel-
mifl, iman küfre galebe ederek zulmet perdeleri çat›r ça-
t›r y›rt›larak afak-› cihan Nurun parlak ziyas› ile ayd›nlan-
m›flt›r. Bu neticeye ve bu zafere ulaflmak, iman nimeti-
nin sonsuz saadetine kavuflmak ve dolay›s›yla da Hakka
yaklaflmak bahtiyarl›¤›n› bizlere, Türk milletine ve belki
bütün insanl›¤a bahfleden Risale-i Nur, bu muazzam ve
korkunç imans›zl›k savafl›n›n kurtar›c› atomu olmufl; ruh-
lar›m›z› tamir, kalplerimizi takviye, gönüllerimizi fethey-
lemifltir. Bu bak›mdan minnet ve flükranlar›m›z› sevgili ve
muazzez Üstad›m›za arz ederken, as›rl›k ömr-i mübarek-
lerinizin geçirdi¤i hayat safhalar›n›n her an› mücadele,
mücâhede, iflkence, eziyet, zulüm, menfa dolu korkunç
bir devrin çile ve ›zt›raplar›yla geçmesine ra¤men, azmi-
nizin, sadâkatinizin feragat ve cesaretinizin ve nihayet o
çelikten daha kuvvetli iman ve fluurunuzun, hülâsa, ‹slâ-
miyeti anlay›flta, insaniyeti kavray›flta, içte ve d›flta örnek
insan oluflunuzun ve bilhassa Risale-i Nur külliyat›n›z›n
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1081
I
SPARTA
H
AYATI
elem, azap.
kudsî:
mukaddes, yüce.
küfür:
Allah’›n varl›¤›na, birli¤ine
inanmama, müflriklik, imans›zl›k.
menfa:
nefyolunan yer, sürgün
yeri.
minnet:
bir iyilik karfl›s›nda yük
alt›nda kalma, kendini manevî
olarak borçlu hissetme.
muazzam:
çok büyük, ulu, yüce.
muazzez:
çok aziz, izzet sahibi,
sayg› uyand›ran.
mücadele:
bir gayeye ulaflmak
için gösterilen ferdî veya toplu
çaba.
mücahede:
savaflma, mücadele.
mücahede-i maneviye:
manevî
olarak yap›lan cihat.
Muhterem:
sayg› de¤er, hürmete
lay›k, sayg›n.
mükâfaten:
mükâfat olarak, kar-
fl›l›k olarak, ödül olarak.
nihayet:
en sonunda.
nimet:
lütuf, ihsan, ba¤›fl.
ömr-i mübarek:
bereketli, feyizli,
hay›rl› hayat.
Risale-i Nur külliyat›:
Bediüzza-
man Said Nursî’nin yüz otuz par-
ça risaleden oluflan külliyat›.
ruh:
dirilik kayna¤›, hayat›n te-
meli ve sebebi olan manevî var-
l›k.
saadet:
mutluluk.
sabr-› cemîl:
güzel sab›r; Al-
lah’tan gelen bir ac›ya dayanma,
katlanma.
sadâkat:
ba¤l›l›k, do¤ruluk.
safha:
devre, merhale.
flükran:
iyili¤e karfl› gösterilen iyi
tav›r, gönül borcu, minnettarl›k.
fluur:
bilinç; bir fleyin inceliklerini
iyice idrak etme, anlay›fl.
tahakkuk:
gerçekleflme, kesin-
leflme.
takviye:
kuvvetlendirme, sa¤-
lamlaflt›rma, teyit ve tasdik etme.
tamir:
onarma, düzeltme.
ziya:
›fl›k, ayd›nl›k, nur.
zulmet:
karanl›k.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, iflkence.
afak-› cihan:
dünyan›n ufuk-
lar›.
arz:
sunma.
asr:
yüzy›l.
azim:
niyetli, kesin kararl›.
bahfl:
ba¤›fl, ihsan, verme.
bahtiyar:
bahtl›, talihli, mutlu.
berekât:
iyilikler, ihsanlar,
bolluklar.
bilhassa:
özellikle.
emel:
fliddet arzu, ümit.
eziyet:
incitme, büyük s›k›nt›
verme.
ferâgat:
hakk›ndan isteyerek
vazgeçme.
fetih:
kuflatma, ele geçirme,
zaptetme.
galebe:
galip gelme, üstün-
lük.
hulâsa:
bir fleyin özü, esas›,
özeti.
idrak:
ak›l erdirme, anlama,
kavrama kabiliyeti.
ihsan:
ba¤›fllama, ikram et-
me, lütuf.
iman:
inanç, itikat.
insaniyet:
insanl›k, insanl›k
mahiyeti.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlafl-
ma, neflrolunma.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî s›k›nt›, eziyet.
›zt›rap:
kuvvetli ac›, afl›r›
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
Allah’›n selâm›, rahmeti ve berekât› üzerinize olsun.
