Tarihçe-i Hayat - page 1078

var. Onun için mahkemelerin resmen bunlara iliflecek
hiçbir ciheti yok.
“
Saniyen:
Risale-i Nur, k›rk elli senede bütün ehl-i si-
yasetin tazyikat› alt›nda tek bafl›na âlem-i ‹slâmda harika
bir tarzda neflroldu¤u hâlde, flimdi milyonlar naflirleri
varken, de¤il eski bir parti, dünya toplansa ona karfl› bir
set çekemez, mümkün de¤il; belki bir ilânname hükmü-
ne geçer. Onun için, Nur Talebeleri müteessir olmas›n-
lar...
“
Salisen:
Hem eski partinin bana karfl› zulümlerini he-
lâl etti¤imi; hem Kur’ân’›n bir kanun-i esasiyesi olan
1
…'
ôr
No
G n
Qr
Rp
h l
In
Qp
RGn
h o
Qp
ġn
J n
’n
h
yani
birisinin hatas› ile baflkas›,
partisi, akrabas› mes’ul olmaz, olamaz
diye hem Anado-
lu, hem vilâyet-i flarkiyede Risale-i Nur’lar neflredildi¤i
sebebiyle, asayifle tam kuvvetli bir tarzda hizmet edilmifl.
Demek bir manevî zab›ta hükmünde herkesin kalbinde
bir yasakç› b›rak›yor. Bu noktaya binaen, Risale-i Nur,
eski partinin dört-befl hatas›n› yüz derece ziyadelefltirme-
ye mânidir. Yüzde befl adam›n hatas›n› doksan befle de
verip, yirmi otuz derece ziyadelefltirmemifl. Onun için,
umum o partinin ekserîsi iktidar partisi kadar Risale-i
Nur’a minnettar olmak lâz›md›r. Çünkü, bu dersi, bu ka-
nun-i esasiye-i Kur’âniyeyi Risale-i Nur ders vermeseydi,
o befl adam›n hatas› binler adam› da hatakâr yapard›.
“
Rabian:
Kat’iyen tahakkuk etmifl ki, Risale-i Nur, ha-
riçten hücum eden küfr-i mutlaka karfl› bu milleti ve
âlem-i ‹slâmiyeti muhafaza edecek, Kur’ân-› Hakîm’in
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹slâm
dünyas›.
âlem-i ‹slâmiyet:
‹slam âlemi, ‹s-
lam dünyas›.
asayifl:
emniyet, kanun ve nizam
hakimiyetin sa¤lanmas›.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
cihet:
yön.
ehl-i siyaset:
ülkenin idaresiyle
meflgul olanlar, siyaset adamlar›,
politikac›lar.
ekserî:
ço¤u k›sm›.
hariç:
d›flar›.
harika:
ola¤anüstü.
hatakâr:
yanl›fll›k yapan, hata
eden, yan›lan.
hücûm:
sald›rma.
hükmünde:
de¤erinde, yerinde.
hükmüne:
yerine, de¤erine.
ilânname:
ilân yaz›s›, içinde ilân
yaz›l› olan k⤛t.
kanun-i esasiye:
ana prensip,
ana yasa.
kanun-i esasiye-i Kur’âniye:
Kur’ân’›n temel ölçüleri, temel
kanunu, Kur’ân’›n anayasas›.
kat’iyen:
katî olarak, kesin ola-
rak, kesinlikle.
küfr-i mutlak:
mutlak küfür, hiç
bir imanî hükmü, delili kabul et-
meme, kesin ve tam bir inkar.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve su-
resinde say›s›z hikmet ve fayda-
lar bulunan Kur’ân.
manevî:
manaya ait, maddî ol-
mayan.
mâni:
engel.
mes’ul:
sorumlu, yükümlü.
minnettar:
bir iyili¤e karfl› te-
flekkür duygusu içinde olan.
muhafaza:
koruma.
müteessir:
teessüre kap›lan,
hüzünlü, kederli, mahzun.
naflir:
eser, neflreden, yay›n-
layan, da¤›tan.
neflir:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma.
rabian:
dördüncü olarak.
resmen:
resmî olarak, resmî
bir flekilde.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
salisen:
üçüncü olarak.
saniyen:
ikinci olarak.
set:
mani, perde, engel.
tahakkuk:
gerçekleflme, ke-
sinleflme.
talebe:
ö¤renci.
tarz:
biçim, flekil.
tazyikat:
tazyikler, bask›lar,
zorlamalar.
umum:
bütün.
vilâyet-i flarkiye:
Do¤u ili.
zab›ta:
flehir güvenli¤ini sa¤-
lamakla vazifeli bulunan ida-
re, polis.
ziyade:
Artma, ço¤alma.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, ifl-
kence.
1.
Hiçbir günahkâr baflkas›n›n günah›n› yüklenmez. (En’am Suresi: 164.)
1078 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
1...,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077 1079,1080,1081,1082,1083,1084,1085,1086,1087,1088,...1390
Powered by FlippingBook