Tarihçe-i Hayat - page 1069

sahib-i ihtisas, ancak ve ancak Risale-i Nur’un kendi mü-
ellifi olabilir.
Risale-i Nur, bu asr›n ihtiyac›na tam cevap veren ye-
gâne tefsir-i Kur’ânî oldu¤u, enaniyetini Hakka feda
eden faziletperver ‹slâm ulemas› taraf›ndan tasdik ve fev-
kalâde bir flekilde takdir ve tahsin edilmifl ve edilmekte-
dir. Elli sene evvel Bediüzzaman Said Nursî’nin telifat›n-
daki hususiyetler ve bir bahr-i umman gibi onun ilmî de-
has›d›r ki, M›s›r matbuât›nda “Bediüzzaman, Fatinüla-
s›r’d›r” diye yüksek ehl-i ilme hüküm verdirmifltir.
Bediüzzaman, mukabelesiz hediye kabul etmemeyi
düstur-i hayat edindi¤i düflmanlar›nca da tasdik edilerek,
‹slâmiyet düflmanlar›n›n ehl-i ilme yapt›¤› itham›, bu düs-
turuyla fiilen tekzip ve ilmin hiçbir fleye alet olmad›¤›n›
yine fiiliyat› ile ispat etmifltir. Ulema-i ‹slâm›n fleref ve
haysiyetini ve izzet-i ‹slâmiye ve izzet-i diniyeyi, en zalim
ve hunhar hükümdarlar karfl›s›nda bile muhafaza ve mü-
dâfaa etmifltir. Aç kald›¤› zamanlarda dahi, hayat› bo-
yunca olan isti¤na kaidesini bozmam›fl ve “‹ktisat ve ka-
naat iki büyük hazinedir, bunlar›n bereketi bana kâfidir”
diyerek halklardan isti¤na etmifl ve etmektedir.
Bediüzzaman Said Nursî’nin senelerden beri hapisten
hapse, zindandan zindana at›lmas› ve menfadan menfa-
ya sürülmesi ve kendisine daima tazyikler ve fliddetli zu-
lüm ve dehfletli iflkenceler yap›lmas› ve on yedi defa ze-
hir verilmesi, bir günde bir ayl›k azaplar çektirilmesi,
kendisinin ve Risale-i Nur külliyat›n›n hakkaniyet ve s›d-
k›na birer canl› mühür ve birer parlak delildir.
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 1069
I
SPARTA
H
AYATI
dan kaç›nma.
ilmî:
ilim ile ilgili, ilme dair.
ispat:
do¤ruyu delillerle göster-
me.
isti¤na:
aza kanaat etme, olanla
yetinme, gönül toklu¤u, tok göz-
lülük.
itham:
suç isnat etme, suçlama.
izzet-i diniye:
dinin gerektirdi¤i
haysiyet, yücelik.
izzet-i ‹slâmiye:
‹slâm›n gerektir-
di¤i haysiyet, fleref, yücelik.
kâfî:
yeter, elverir.
kaide:
kural, esas, düstur.
kanaat:
h›rs göstermeden k›sme-
tine raz› olmak, elindeki ile yetin-
mek.
matbuat:
bas›lm›fl fleyler, kitap-
lar, gazeteler, v.s.
menfa:
nefyolunan yer, sürgün
yeri.
müdafaa:
savunma.
müellif:
eser telif eden, yazan.
muhafaza:
koruma.
mukabele:
karfl›l›k.
Risale-i Nur külliyat›:
Bediüzza-
man Said Nursî’nin yüz otuz par-
ça risaleden oluflan külliyat›.
sahib-i ihtisas:
ihtisas sahibi, bir
ilim veya sanat üzerinde fazla ça-
l›flarak onda derinleflmifl kimse,
uzman.
fleref:
manevî büyüklük, yücelik,
onur.
s›dk:
do¤ruluk.
tahsin:
be¤enme, güzel bulma.
takdir:
k›ymet verme, be¤enme.
tasdik:
do¤rulama, onaylama.
tazyik:
zorlama, bask›, s›k›nt› ver-
me.
tefsir-i Kur’ânî:
Kur’ân tefsiri,
Kur’ân’›n aç›klamas›.
tekzîb:
yalanlama, yalan oldu¤u-
nu söyleme.
telifât:
telifler, kaleme al›nan
eserler, yaz›lanlar.
ulema:
âlimler, bilginler, ilim sa-
hipleri.
ulema-y› ‹slâm:
‹slâm âlimleri.
yegâne:
biricik, tek, yaln›z.
zalim:
zulmeden, ac›mas›z ve
haks›z davranan.
zindan:
hapishane.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, iflkence.
as›r:
yüzy›l.
azap:
eziyet, iflkence; büyük
s›k›nt›, fliddetli ac›.
bahr-i umman:
Hind Okyanu-
su.
bereket:
bolluk, bereket, gür-
lük.
deha:
ola¤anüstü zeka sahibi
olma.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
delil:
bir davay› ispata yara-
yan fley, burhan.
düstur:
kaide, esas, prensip.
düstur-i hayat:
hayat kanu-
nu, hayat kaidesi.
ehl-i ilim:
ilim sahipleri, ilim
adamlar›.
enaniyet:
kendini be¤enme,
bencillik, egoistlik.
evvel:
önce.
Fatinülasr:
asr›n en dâhisi,
asr›n en zekisi.
faziletperver:
fazilet sever,
fazilet sahibi.
fedâ:
u¤runa verme, kurban
olma.
fevkalâde:
ola¤anüstü.
fiilen:
fiille, davran›fl ve hare-
ketle.
fiiliyat:
fiil olarak gerçekleflti-
rilen fleyler, yap›lanlar.
hakkaniyet:
hak ve adalete
uygunluk, hak ve do¤ruluk-
tan ayr›lmama.
haysiyet:
fleref, onur, itibar.
hüküm:
verilen karar.
hunhâr:
kan içen, kan döken,
zâlim.
hususîyet:
hususîlik, ay›r›c›
özellik.
iktisâd:
tutum, lüzumundan
fazla veya eksik harcamalar-
1...,1059,1060,1061,1062,1063,1064,1065,1066,1067,1068 1070,1071,1072,1073,1074,1075,1076,1077,1078,1079,...1390
Powered by FlippingBook