Tarihçe-i Hayat - page 1064

Bu harikulâde eserlerdir ki, bu vatan ve milleti dinsiz-
lik ve komünistlikten muhafaza etmifltir. Hem, fleair-i ‹s-
lâmiyenin cebren kald›r›ld›¤› ceberut devrinde, dünya ha-
t›r› için kendini mecbur zannederek o kudsî fleairden fe-
dakârl›k yapanlar›n ve din zarar›na hareket edenlerin ve
‹slâmiyete muhalif fetvalara ve bid’alara mecbur edilen-
lerin çoklu¤u zaman›nda Bediüzzaman, ne lisan-› hâlin-
de, ne lisan-› kàlinde ve ne de fiiliyat›nda o kadar zulüm-
ler çekti¤i ve idamlarla tehdit edildi¤i hâlde, en küçük bir
de¤ifliklik bile yapmam›flt›r. Bilakis, “
Ecel birdir, tagayyür
etmez... Ölüm, bu âlem-i fenâdan âlem-i bekaya ve
âlem-i nura gitmek için bir terhistir
” deyip, mücadeleye
at›lm›fl; bid’alar› tan›tan ve durduran ve fleair-i ‹slâmiyeyi
muhafaza eden ve sünnet-i seniyeyi ihya eden eserleri
perde alt›nda otuz seneden beri neflretmifl ve muhitinde,
âdeta Devr-i Saadetin bir cilvesini yaflatm›flt›r. Bir sün-
net-i seniyeye muhalif hareket etmemek için, iflkenceli
bir inzivay› ihtiyar etmifltir. Otuz seneden beri milyonla-
ra hükmeden dinsiz ve emsalsiz bir istibdad-› mutlak, Be-
diüzzaman’› hiçbir cihetten hiçbir vakit hükmü alt›na ala-
mam›fl, bilakis zalim müstebitler ona ma¤lûp olmufllard›r.
Risale-i Nur, taklidî iman› tahkikî imana çevirip, iman›
kuvvetlendirip, iki cihan›n saadetini kazand›r›p, hüsn-i
hatimeyi netice verir. En büyük dinsiz feylesoflar› da il-
zam etmifltir. Risale-i Nur’un bir hususiyeti de fludur ki:
Di¤er mütekellimîne muhalif olarak, ehl-i dalâletin men-
filiklerini zikretmeden, yaln›z müsbeti ders vererek, yara
yapmaks›z›n tedavi etmesidir. Bu itibarla bu zamanda
âlem-i beka:
sonsuzluk âlemi,
ahiret.
âlem-i fenâ:
fenâ âlemi, gelip ge-
çici, fânî âlem.
âlem-i nur:
nur âlemi, ayd›nl›k
âlemi.
bid’a:
dinin asl›na uymayan adet
ve uygulamalar..
bilâkis:
aksine, tersine.
ceberut:
zorlama, diktatörlük.
cebren:
cebirle, zorla, kuvvet kul-
lanarak, mecburî.
cihet:
yön.
cilve:
tecelli, görüntü.
Devr-i Saadet:
saadet devri; Re-
sulullah›n yaflad›¤› devre verilen
isim.
ehl-i dalâlet:
dalâlet ehli; yoldan
ç›kanlar, azg›n ve sapk›n kimse-
ler.
emsalsiz:
benzersiz.
fedakâr:
kendini veya flahsî men-
faatlerini hiçe sayan, feda eden.
fetva:
‹slam’da bir mesele hak-
k›nda dinî meselelere tam vâk›f
yetkili kimseler taraf›ndan verilen
fler’i hüküm.
feylesof:
sap›k fikirli, felsefe ile
u¤raflan.
fiiliyat:
fiil olarak gerçeklefltirilen
fleyler, yap›lanlar.
harikulâde:
ola¤anüstü.
hükmetme:
hakim olma, iflleme.
hüküm:
hakimiyet, nüfuz, ku-
manda.
hüsn-i hatime:
iman ile ahirete
gitmek, kelime-i flehadet söyle-
yerek ölmek.
hususîyet:
hususîlik, ay›r›c› özel-
lik.
ihya:
canland›rma, diriltme, ha-
yat verme.
ilzam:
susturma, cevap veremez
hâle getirme.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
istibdat-› mutlak:
hiç bir hak ve
hürriyeti tan›mayan tam bask›,
tam diktatörlük.
komünist:
bütün mallar›n ortak-
lafla kullan›ld›¤› ve özel mülkiye-
tin olmad›¤› iddias›nda bulunan
düzen in mensubu olan kimse.
kudsî:
mukaddes, yüce.
lisan-› hâl:
hâl dili, bir fleyin duru-
flu ve görünüflü ile bir mana ifade
etmesi.
lisan-› kal:
söz ile anlat›lan mana,
1064 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
I
SPARTA
H
AYATI
konuflma dili.
menfi:
olumsuz, müspet ol-
mayan.
muhafaza:
koruma.
muhalif:
muhalefet eden, bir
fiil ve düflünceye karfl› z›t dü-
flüncede bulunan.
muhalif:
z›t, karfl›t, ayk›r›.
muhit:
yöre, çevre.
müspet:
olumlu.
müstebit:
zulüm ve bask›da
bulunan, zorba.
mütekellimîn:
kelâm âlimle-
ri, kelâmc›lar.
neflr:
kitap basma, ç›karma;
herkese duyurma, yayma.
saadet:
mutluluk.
fleair:
dinin alâmetleri, iflaret-
leri.
fleair-i ‹slâmiye:
‹slâma ait
iflaretler, ‹slâma sembol ol-
mufl ifl ve ibadetler.
Sünnet-i Seniye:
Hz. Muham-
med’in (a.s.m.) yüce sünneti;
yüksek hâl, söz, tav›r ve tas-
vipleri.
tagayyür:
de¤iflme, baflkalafl-
ma.
tahkikî:
araflt›rma ve incele-
me ile ilgili, inand›¤› fleylerin
asl›n›, esas›n› bilerek inanma.
taklidî:
taklitle yap›lan.
tehdit:
korkutma, gözda¤›
verme.
terhis:
izin verme, serbest b›-
rakma, sal›verme.
zalim:
zulmeden, ac›mas›z ve
haks›z davranan.
zikr:
anma, bildirme.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, ifl-
kence.
1...,1054,1055,1056,1057,1058,1059,1060,1061,1062,1063 1065,1066,1067,1068,1069,1070,1071,1072,1073,1074,...1390
Powered by FlippingBook