olduğu kadar sabır ve tahammüle ve bu tarz-ı hayata alış-
maya ve nurları yazmak ve okumaktan teselli ve ferah
bulmaya çalışınız.
Said Nursî
{{{
(1)
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ª°r
SÉp
H
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evve l â
: Yanımda bulunan yeni harfle müdafaatın ahi-
rindeki cetvelden iki tanesini, ehl-i vukufa cevapla bera-
ber diyanet riyasetine ve Ankara’nın Ağır Ceza Mahke-
mesine göndermek için lüzum varsa size göndereceğim.
Hem, ehl-i vukufa cevabın bir sureti buradaki mahkeme-
ye verilsin.
Sani yen
: Meselemizi genişlettirmeleri hayırdır. Şim-
diye kadar kıymetini düşürmek fikriyle zahiren, küçük,
ehemmiyetsiz gösterip, gizli çok ehemmiyet veriyordular.
Şimdi bu vaziyet, inşaallah hizmet-i imanîye ve kur’ânî-
ye daha ziyade hayırlı ve faydalı olacak.
Said Nursî
{{{
Şualar | 813 |
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
kül edip sıkıntılara göğüs germe.
saniyen:
ikinci olarak.
suret:
nüsha, kopya.
sıddık:
çok doğru, dürüst, hakkı
ve hakikati tereddütsüz kabulle-
nen.
tahammül:
zora dayanma, kötü
ve güç durumlara karşı koyabilme,
katlanma.
tarz-ı hayat:
hayat tarzı, yaşama
şekli.
teselli:
avunma.
vaziyet:
durum.
zahiren:
görünüşte.
ziyade:
çok, fazla.
ahir:
son.
aziz:
muhterem, saygın.
cetvel:
çizelge, liste.
Diyanet riyaseti:
Diyanet İş-
leri Başkanlığı.
ehemmiyet:
önem, değer,
kıymet.
ehemmiyetsiz:
önemsiz.
ehl-i vukuf:
bir mesele hak-
kında bilgi ve yetki sahibi
olanlar, hâkimler.
ehl-i vukuf:
bir mesele hak-
kında bilgi ve yetki sahibi
olanlar, hâkimler.
evvelâ:
birinci olarak, her şey-
den önce, ilk olarak.
faide:
fayda.
ferah:
gönül açıklığı, sevinç,
sevinme.
hizmet-i imaniye:
imana ait
hizmet, iman ve Kur’ân haki-
katlerinin ikna edici ve ilmî de-
lillerle anlaşılmasına hizmet
etme.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân
hizmeti.
inşaallah:
‘Allah izin verirse’
manasında kullanılan bir dua.
kıymet:
değer.
mesele:
önemli konu.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar.
sabır:
başa gelen üzücü olay-
lara, belâ ve afetlere veya bir
haksızlığa katlanma, taham-
mül göstererek Allah’a tevek-
1.
Her türlü kusur ve noksandan uzak olan Allah’ın adıyla.