Şualar - page 273

Hem bil ki:
Kitab-ı âlemin evrakıdır eb’ad-ı nâmahdut,
Sutur-i hâdisat-ı dehirdir âsâr-ı nâma’dut.
Yazılmış destgâh-ı Levh-i Mahfuz-i hakikatte
Mücessem lâfz-ı manidardır, âlemde her mevcut.
Hem dinle:
r?nOÉnenO r» n°T rô ng ró rænfnõ«
p
e r ô nHG nô nH ˆG s’ pG n¬'d pG
n
B’ ƒ o¸
(1)
t» nM É nj rórfnó njƒoc rô n°SG nô n° nS r? nM É nj rórf nó nj ƒ o¸
(2)
l
óp
MGn
h o
¬s
fn
G '
¤n
Y t
?o
ón
J l
án
j'
G o
¬n
d m
Ar
Àn
T pq
? o
c p
n
h ,r
ºn
©n
f
diyerek, kalbiyle beraber nefsi dahi tasdik ederek, “evet,
evet” dediler.
İşte, dünya misafiri ve kâinat seyyahının ikinci menzil-
de müşahede ettiği beş hakikat-i tevhidiyeye kısa bir işa-
ret olarak,
Birinci Makamın İkinci Babında
ikinci men-
zile ait böyle denilmiş:
p
܃o
Lo
h /
‘ /
¬p
Jn
ór
Mn
h '
¤n
Y s
?n
O …/
òs
dG o
ón
Mn
’r
G o
óp
MGn
ƒr
dG *G s
’p
G n
¬'
dp
G n
B ’
p
?Én
ªn
µr
dG p
‘ p
án
ªn
¶n
©r
dGn
h p
ABÉn
jp
ôr
Ñp
µr
dG p
án
?««?n
M o
In
ón
gÉn
°ûo
e p
?p
Oƒo
Lo
h
p
¥n
Ór
Wp
’r
Ép
H p
?BÉn
©r
an
’r
G p
Qƒo
¡o
X p
án
?«p
?n
M o
In
ón
gÉn
°ûo
e Gn
òn
cn
h @ p
án
WÉn
Mp
’r
Gn
h
o
In
ón
gÉn
°ûo
e Gn
òn
cn
h @ o
án
ªr
µp
?r
Gn
h o
In
OGn
Qp
’r
G s
’p
G BÉn
go
óu
«n
?o
Jn
’ p
án
jÉn
¡u
ædG o
?n
ón
Yn
h
p
án
?n
?r
£o
Ÿr
G p
án
Yr
ô° t
ùdG p
‘ p
án
?n
?`r
£o
``r
ŸG p
In
ôr
ã`n
µr
dÉp
H p
äGn
Oƒo
Lr
ƒn
Ÿr
G p
OÉn
éj/
G p
án
?«/
?n
M
Şualar
Y
edinci
Ş
ua
| 273 |
AYETÜ’L-KÜBRA
birliğe dair hakikat.
kâinat:
yaratılmış olan şeylerin
tamamı, bütün âlemler, varlıklar.
kitab-ı âlem:
âlem kitabı, bir ki-
tap hüviyetinde olan âlem, kâ-
inat.
lâfz-ı manidar:
manalı lâfız, ma-
nalı söz.
menzil:
yer, konak.
mevcut:
var olan, bulunan, olan.
mücessem:
tecessüm etmiş, ci-
simlenmiş.
müşahede:
bir şeyi gözle görme,
seyretme.
nefis:
şehvet, gazap, fazilet gibi
şeylerin kaynağı.
seyyah:
gezgin, gezici.
sutur-i hâdisat-ı dehir:
zaman
içinde meydana gelen hâdiselerin
satırları.
tasdik:
bir şeyin veya kimsenin
doğruluğuna kesin olarak hük-
metme.
âlem:
dünya, cihan.
asar-ı nâma’dut:
sayılamaya-
cak kadar çok olan hâdiseler.
bab:
bir kitabın bölümlerin-
den her biri.
destgâh-ı levh-i mahfuz-ı ha-
kikat:
Levh-i Mahfuz tezgâhı-
nın hakikatleri.
eb’ad-ı nâmahdut:
hudutsuz
uzaklıklar, sınırsız uzaklıklar.
evrak:
kitap safaları.
hakikat-i tevhidiye:
tevhide,
1.
Bir baştan bir başa her şey, her zaman “La ilâhe illâllah” diyor; / Ve hep beraber, her yer-
de “Yâ Hak, yâ Hayy!” diye haykırıyorlar.
2.
Evet, “Her bir şeyde, Onun bir olduğuna delâlet eden bir alâmet vardır.” (ibn-i Mu’tez isimli
Arap şairine ait bir mısra.)
1...,263,264,265,266,267,268,269,270,271,272 274,275,276,277,278,279,280,281,282,283,...1581
Powered by FlippingBook