tebeî bir mana ile ve işarî bir mefhum ile risale-i nur’a,
hatta zeyillerine bakmak için öyle yapmış. daha çok ka-
rineler ve birer söze işaret eden münasebetler var. Fakat
gizli ve ince olduklarından zikredilmedi.
(HaşİYe)
r
øp
e %Go
ôp
Ør
¨n
àr
°Sn
G @ p
ÜGn
ƒ°s
üdÉp
H o
ºn
?r
Yn
G *Gn
h @ *G s
’p
G n
Ör
«n
¨r
dG o
ºn
?r
©n
jn
’
p
án
ªr
©p
f '
¤n
Y ! o
ór
ªn
?r
Gn
h ?/
JÉn
£n
?n
Zn
h …/
ƒr
¡n
°S r
øp
en
h ?/
JBÉ n
Ä«/
£n
Nn
h ?/
F B É n
£n
N
p
án
Fho
ôr
?n
Ÿr
G p
Qƒt
ædG p
?p
FBÉ°n
Sn
Q p
±ho
ôo
M p
Ür
ön
V p
?°p
UÉn
M p
On
ón
©p
H p
¿'
Gr
ôo
?r
dGn
h p
¿Én
Á/
’r
G
Én
«r
ft
ódG?p
a ?/
JÉn
«n
M p
¥p
A B Én
bn
O p
äGn
ôp
°TÉn
Y ?/
a p
ABG n
ƒn
¡r
dG?p
a p
á n
? u
ãn
ªn
ào
Ÿr
Gn
h p
án
Hƒo
à`r
µ`n
Ÿr
Gn
h
In
ôp
N'
’r
Gn
h p
ñn
Rr
ôn
Ñr
dGn
h
Én
ær
ªn
Mr
QGn
h Én
gp
On
ón
©p
H /
¬p
HÉn
ër
°Un
Gn
h /
¬p
d'
G = '
¤n
Yn
h m
ós
ªn
ëo
e '
¤n
Y r
ºu
?n
°Sn
h u
?°n
U s
ºo
¡
s
?dn
G
(1)
n
Ú/
ªn
dÉn
©r
dG u
Ün
Q ! o
ór
ªn
?r
Gn
h n
Ú/
e'
G BÉ n
gp
On
ón
©p
H p
Qƒ t
ædG p
?p
FÉn
°Sn
Q n
án
Ñn
?n
W r
ºn
Mr
QGn
h
(2)
o
º«/
µn
?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G Én
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G BÉn
æn
d n
ºr
?p
Yn
’ n
?n
fÉn
ërÑ
°o
S
HaşİYe:
Meselâ, yirmi sekizinci mertebe
p
õ«/
ªr
¡s
àdG p
In
Qƒ°o
ùp
Hn
h
kelimesiyle Yir-
mi sekizinci sözün ahiri olan Cehennem meselesinin çok kuvvetli bir
bürhanına işaret edip baştaki Cennet meselesinin yalnız iki üç sual ve
cevaba dair bahsi ise, başka yerde işaret ettiğinden münasebet gizlen-
miş.Hem meselâ, ikinci mertebede
¢=ù'
j
kelimesiyle, hem İkinci söze,
hem İkinci Mektuba, hem İkinci lem’aya, hem İkinci Şuaya baktığın-
dan münasebet genişlediğinden gizlenmiş.
Hem meselâ,
¢y
üy
©'
«'
¡`=c
; yani,
r
±Én
c
ve
Én
g
ve
Én
j
ve
Ún
Y
ve
OÉn
°U
beşinci
mertebede bulunması, hem Beşinci söze, hem Beşinci Mektuba, hem
Beşinci lem’aya ve dördüncü Şua olan Ayet-i Hasbiye risalesine, hem
üçüncü Şua olan
Münacat’
a baktığı cihetle münasebet genişlenmiş, giz-
lenmiş. Buna başkaları kıyas edilsin.
haşiye:
dipnot.
işarî:
bir kelimenin açık manasına
bağlı olarak ikinci ve üçüncü de-
recede işaret yolu ile yapılan açık-
lama.
karine:
işaret, ipucu, iz, delil.
mefhum:
bir sözün ifade et-
tiği mana.
münasebet:
ilgi, ilişki; müna-
siplik, uygun olma.
tebeî:
ikinci derecede olan.
zeyil:
ek, bir eserin devamı
olarak yazılan kısım.
zikretmek:
anmak, bildirmek.
1.
Gaybı Allah’tan başka kimse bilmez. Doğrusunu Allah bilir. Hata ve günahlarımdan, yanılgı
ve yanlışlıklarımdan dolayı Allah’tan mağfiret diliyorum. Risale-i Nur’un okunan, yazılan ve
havada temessül eden harflerinin dünyada, berzahta ve ahiretteki hayatımın dakikalarının
aşireleriyle çarpımından çıkan netice kadar, iman ve Kur'ân ni'metinden dolayı Allah’a hamd
olsun.
Allahım, Hazret-i Muhammed’e, onun Âl ve Ashabına da o kadar salât ve selâm eyle. Bize
ve Nur Talebelerine de o kadar rahmet eyle. Âmin. Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a
mahsustur.
2.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz
yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
S
ekizinci
Ş
ua
| 1156 | Şualar