Şualar - page 101

levh-i Mahfuzun defterleri olan
İmam-ı Mübin
ve
Kitab-ı
Mübin
’de bütün mevcudatın bütün sergüzeştlerini kayde-
dip yazan ve umum çekirdeklerde umum ağaçlarının fih-
ristelerini ve programlarını ve zîşuurun başlarında bütün
kuvve-i hafızalarda sahiplerinin tarihçe-i hayatlarını yan-
lışsız, muntazaman yazdıran ilminin her şeye ihatasına ve
her bir mevcuda çok hikmetleri takan, hatta her bir ağaç-
ta meyveleri sayısınca neticeleri verdiren ve her bir zîha-
yatta azaları, belki eczaları ve hüceyratları adedince mas-
lahatları takip eden, hatta insanın lisanını çok vazifelerde
tavzif etmekle beraber, taamların tatları adedince, zevkî
olan mizancıklar ile teçhiz ettiren hikmet-i kudsiyenin her
bir şeye şümulüne; hem, bu dünyada numuneleri görü-
len celâlî ve cemalî isimlerinin tecellileri, daha parlak bir
surette ebedülâbâdda devam edeceğine ve bu fânî âlem-
de numuneleri müşahede edilen ihsanatının daha şaşaalı
bir surette dâr-ı saadette istimrarına ve bekasına ve bu
dünyada onları gören müştakların ebedde dahi refakatle-
rine ve beraber bulunmalarına bilicma, bilittifak şahadet
ve delâlet ve işaret ederler.
Hem yüzer mu’cizat-ı bâhiresine ve âyât-ı kàtıasına is-
tinaden, başta resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ve
kur’ân-ı Hakîm’in olarak, bütün ervah-ı neyyire ashabı
olan enbiyalar ve kulûb-i nuraniye aktabı olan evliyalar
ve ukul-i münevvere erbabı olan asfiyalar, bütün suhuf ve
kütüb-i mukaddesede senin çok tekrar ile ettiğin vaatle-
rine ve tehditlerine istinaden ve senin kudret ve rahmet
ve inayet ve hikmet ve celâl ve cemalin gibi kudsî
Şualar
Ü
çÜncÜ
Ş
ua
| 101 |
MÜNACAT
faydalı, anlamlı, yerli yerinde iş
görme.
hikmet-i kudsiye:
kutsal, kusur-
suz ve eksiksiz hikmet.
hüceyrat:
hücreler, hücrecikler.
ihata:
kuşatma, sarma.
ihsanat:
iyilikler, bağışlar, lütuflar.
İmam-ı Mübin:
gayp âlemine; ya-
ni geçmiş ve geleceğe bakan, gö-
rünen vücuda değil; asla, nesle ve
köke ve tohuma bakan İlâhî em-
rin bir nevi ünvanı; her hangi bir
şeyin bütün özelliklerinin yaratı-
cının ilmindeki plan ve programı-
nın kaydı.
inayet:
yardım.
istimrar:
devamlılık.
istinaden:
dayanarak.
Kitab-ı Mübin:
her hangi bir şe-
yin yaratıcının ilmindeki plan ve
programa göre gerçekleşme, vü-
cut bulması kaydı; kâinattaki olay-
ları nizam ve intizam içinde cere-
yan ettiren kudret kitabı.
kulûb-i nuraniye:
nurlu, aydınlık
kalpler.
kuvve-i hafıza:
ezberleme kabili-
yeti; hafıza duygusu.
kütüb-i mukaddese:
kutsal ki-
taplar.
levh-i Mahfuz:
olmuş ve olacak
her şeyin bütün ayrıntılarıyla ya-
zıldığı kader levhası.
maslahat:
fayda, maksat.
mevcudat:
yaratılmış olan şeyle-
rin tamamı, varlıklar.
mizancık:
ölçücük.
mu’cizat-ı bâhire:
apaçık mu’ci-
zeler.
müşahede edilmek:
görülmek,
seyredilmek.
müştak:
çok isteyen, arzu eden.
rahmet:
şefkat ve merhamet et-
me, acıma, esirgeme.
refakat:
arkadaşlık, beraberlik.
resul-i Ekrem:
çok cömert, ke-
rîm olan peygamber, Hz. Muham-
med (asm).
sergüzeşt:
başa gelen hâller, ma-
ceralar.
suhuf:
sahifeler.
suret:
şekil, biçim.
şahadet:
şahitlik, tanıklık.
şaşaalı:
parlak.
şümul:
kaplama, içine alma.
taam:
yemek, yiyecek, gıda.
tarihçe-i hayat:
biyografi.
tavzif:
vazifelendirme, görevlen-
dirme.
tecelli:
görünme, yansıma.
teçhiz ettirmek:
donatmak.
ukul-i münevvere:
nurlu, aydın-
lanmış akıllar.
zîhayat:
hayat sahibi, canlılar.
zîşuur:
şuur sahibi, şuurlu.
aktap:
kutuplar, büyük zatlar.
aleyhissalâtü vesselâm:
sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun Kur’ân-ı Hakîm: her ayet
ve suresinde sayısız hikmet
ve faydalar bulunan Kur’ân.
asfiya:
Peygamberimizin yo-
lundan giden, onun gayelerini
hayata geçirmeye çalışan, ke-
malât ve takva sahibi âlim
Zatlar.
ashap:
sahipler.
âyât-ı kàtıa:
kesin deliller.
aza:
organ.
beka:
devamlılık, sonsuzluk.
bilicma:
toplu hâlde, bütünüy-
le.
bilittifak:
ittifakla, beraberce,
birlikte.
celâl:
büyüklük, yücelik, haş-
met.
celâlî isimler:
Allah’ın celâl,
büyüklük, haşmet, ululuk gös-
teren isimleri.
cemal:
güzellik; lütuf, ihsan.
cemalî isimler:
Allah’ın güzel-
lik, lütuf, ihsan gösteren isim-
leri.
dâr-ı saadet:
saadet, mutlu-
luk yeri; Cennet.
delâlet:
delil olma, gösterme.
ebed:
sonsuzluk.
ebedülâbâd:
sonsuzlukların
sonsuzluğu; ahiret, ebedî ha-
yat.
ecza:
cüzler, parçalar.
enbiya:
peygamberler.
erbap:
sahipler.
ervah-ı neyyire:
nur saçan
ruhlar.
fânî:
geçici, ölümlü.
fihriste:
bir şeyin içinde nele-
rin bulunduğunu sırayla gös-
teren liste.
hikmet:
yüksek bilgi; gayeli,
1...,91,92,93,94,95,96,97,98,99,100 102,103,104,105,106,107,108,109,110,111,...1581
Powered by FlippingBook