Sözler - page 94

flu güzel çiçekli olan flu yeflil sahraya gidip bir seyran
ederiz.
‹flte bak, ahali de bu tarafa geliyorlar. Bak, bir sihir
var; o binalar birden harap oldular, baflka bir flekil ald›.
Bak, bir mu’cize var; o harap olan binalar birden bura-
da yap›ld›. Âdeta bu hâlî bir çöl, bir medenî flehir oldu.
Bak, sinema perdeleri gibi, her saat baflka bir âlem gös-
terir, baflka bir flekil al›r.
Buna dikkat et ki; o kadar kar›fl›k, sür’atli, kesretli, ha-
kikî perdeler içinde ne kadar mükemmel bir intizam var-
d›r ki, her fley yerli yerine konuluyor. Hayalî sinema per-
deleri dahi bunun kadar muntazam olamaz. Milyonlar
mahir sihirbazlar dahi bu sanatlar› yapamazlar. Demek,
bize görünmeyen o padiflah›n çok büyük mu’cizeleri var-
d›r.
Ey sersem! Sen diyorsun: “Nas›l bu koca memleket
tahrip edilip, baflka yere kurulacak?”
‹flte görüyorsun ki, her saat, senin akl›n kabul etmedi-
¤i o tebdil-i diyar gibi, çok ink›lâplar, tebdiller oluyor. fiu
toplanmak, da¤›lmak ve flu hâllerden anlafl›l›yor ki, bu
görünen sür’atli içtimalar, da¤›lmalar, teflkiller, tahripler
içinde baflka bir maksat var. Bir saatlik içtima için on se-
ne kadar bir masraf yap›l›yor. Demek bu vaziyetler mak-
sud-u bizzat de¤iller; bir temsildir, bir taklittirler; o zat,
mu’cize ile yap›yor. Tâ suretleri al›n›p terkip edilsin ve
neticeleri h›fzedilip yaz›ls›n—nas›l ki, manevra meydan-›
imtihan›n›n her fleyi kaydediliyordu ve yaz›l›yordu.
âdeta:
sanki.
ahali:
halk.
âlem:
dünya, bütün yarat›lm›fllar,
varl›k s›n›flar›ndan her biri.
hakikî:
gerçek.
hâl:
durum, vaziyet.
hâlî:
bofl, ›ss›z.
harap olma:
y›k›lma, bozulma.
hayalî:
gerçek olmayan, sanal.
h›fzedilmek:
korunmak, saklan-
mak.
içtima:
toplanma.
ink›lâp:
de¤iflim, dönüflüm.
intizam:
düzen.
kesretli:
say›ca fazla.
mahir:
hünerli, becerikli, yete-
nekli.
maksat:
amaç, gaye.
maksud-u bizzat:
as›l amaç, esas
gaye.
manevra:
deneme ve e¤itim, tat-
bikat.
medenî:
geliflmifl, modern.
meydan-› imtihan:
imtihan mey-
dan›; dünya.
mu’cize:
ola¤anüstü ve ben-
zersiz eser ya da ifl.
muntazam:
son derece dü-
zenli, çok düzgün.
mükemmel:
kusursuz, eksik-
siz.
sahra:
çöl.
sanat:
eser.
seyran:
gezinme, gezinti.
sihir:
ola¤anüstü ifller gören
güç.
sihirbaz:
büyü yapan, büyü-
cü.
suret:
görüntü, resim
sür’atli:
h›zl›, çabuk.
tahrip:
y›kma, bozma.
taklit:
gerçe¤inin benzeri.
tebdil:
de¤iflim.
tebdil-i diyar:
göç, ülke de-
¤ifltirme.
temsil:
örnek, misal.
terkip:
birlefltirme, sentez.
teflkil:
flekil verme, yapma,
meydana getirme.
94 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ
1...,84,85,86,87,88,89,90,91,92,93 95,96,97,98,99,100,101,102,103,104,...1482
Powered by FlippingBook