Burada dökülüyor, gidiyor. Nasl sahipsiz olur? Ve her
yerde görünen ilânnameler ve beyannameler ve her mal
üstünde görünen turra ve sikkeler, damgalar ve her kö-
flesinde sallanan bayraklar nasl maliksiz olabilir? Sen,
anlafllyor ki, bir parça Frengî okumuflsun. Bu slâm ya-
zlarn okuyamyorsun, hem de bilenden sormuyorsun.
flte, gel; en büyük ferman sana okuyaca¤m.
O sersem döndü dedi:
Haydi, padiflah var; fakat benim cüzî istifadem ona
ne zarar verebilir? Hazinesinden ne noksan eder? Hem,
burada hapis mapis yoktur, ceza görünmüyor.
Arkadafl ona cevaben dedi:
Yahu, flu görünen memleket bir manevra meydan-
dr. Hem, sanayi-i garibe-i sultaniyenin meflheridir. Hem
muvakkat, temelsiz misafirhaneleridir. Görmüyor musun
ki, her gün bir kafile gelir, biri gider, kaybolur; daima do-
lar, boflanr. Bir zaman sonra flu memleket tebdil edile-
cek; bu ahali baflka ve daimî bir memlekete nakledilecek.
Orada, herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mükâfat
görecek dedi.
Yine o hain, sersem, temerrüt edip, nanmam. Hiç
mümkün müdür ki, bu memleket harap edilsin, baflka bir
memlekete göç etsin? dedi.
Bunun üzerine emin arkadafl dedi:
Madem bu derece inat ve temerrüt edersin; gel, had
ve hesab olmayan delâil içinde, On ki Suret ile sana
ahali:
halk, topluluk.
beyanname:
bildiri, açklama.
ceza:
suçun karfll¤.
cüzî:
az, küçük; parça.
damga:
mühür.
delâil:
kantlar, iflaretler.
emin:
inanlr, güvenilir.
ferman:
emir, buyruk.
Frengî:
Frenkçe; Avrupa dili ve
kültürü; Lâtin alfabesi.
gaip:
görünmeyen âlem.
had ve hesab olmayan:
snrsz
ve sonsuz.
had:
snr, derece.
hain:
ihanet eden.
harap:
yklma, yok edilme.
hafliye:
açklayc not, dipnot.
ilânname:
ilân yazs, ilân metni.
inat:
anlamsz srar, ayak direme.
slâm:
en son hak din, slâm dini.
istifade:
faydalanma.
kafile:
grup, topluluk.
malik:
sahip
manevra meydan:
e¤itim ve
deneme yeri, tatbikat yeri.
meflher:
sergi, gösterme yeri.
mukabil:
karfl, karfllk, mu-
adil.
muvakkat:
geçici, süreli.
mükâfat:
ödül.
nakletmek:
taflmak.
sanayi-i garibe-i sultaniye:
padiflaha ait hayrete düflüren
sanatlar.
sersem:
dengesiz, akl ve zih-
ni karflmfl olan.
sikke:
konuldu¤u yere sahi-
bini bildiren mühür.
suret:
tarz, yol.
tebdil edilmek:
de¤ifltirilmek.
temerrüt:
inat, dik baflllk.
turra:
mühür, padiflahn im-
zasn taflyan mühür.
84 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ