Ey münkir! Bilir misin ki, küfür ve inkârn ile ne kadar
ahmakça bir cinayet iflliyorsun ki, kendi yalanc vehmini,
hezeyanc akln, aldatc nefsini tasdik edip, hiçbir vecih-
le hulf ve hilâfa mecburiyeti olmayan ve hiçbir vecihle hi-
lâf Onun izzetine, haysiyetine yakflmayan ve bütün gö-
rünen fleyler ve ifller sdkna ve hakkaniyetine flahadet
eden bir Zat tekzip ediyorsun. Nihayetsiz küçüklük için-
de, nihayetsiz büyük cinayet iflliyorsun. Elbette, ebedî,
büyük cezaya müstahak olursun. Baz ehl-i Cehenne-
min bir difli, da¤ kadar
1
olmas, cinayetinin büyüklü¤ü-
ne bir mikyas olarak haber verilmifl. Misalin flu yolcuya
benzer ki, güneflin ziyasndan gözünü kapar, kafas için-
deki hayaline bakar. Vehmi, bir yldz böce¤i gibi kafa fe-
nerinin fl¤yla dehfletli yolunu tenvir etmek istiyor.
Madem flu mevcudat hak söyleyen sadk kelimeleri, flu
hâdisat- kâinat do¤ru söyleyen natk ayetleri olan Ce-
nab- Hak vadetmifl; elbette yapacaktr, bir mahkeme-i
kübra açacaktr, bir saadet-i uzma verecektir.
Dokuzuncu Hakikat
Bab- ihya ve imatedir; ism-i
Hayy- Kayyum
un,
Muh-
yî
ve
Mümît
in cilvesidir.
Hiç mümkün müdür ki, ölmüfl, kurumufl koca arz ih-
ya eden ve o ihya içinde, her biri befler haflri gibi acip üç
yüz binden ziyade enva- mahlûkat haflir ve neflredip
kudretini gösteren ve o haflir ve neflir içinde nihayet de-
recede karflk ve ihtilât içinde, nihayet derecede imtiyaz
SÖZLER | 135
O
NUNCU
S
ÖZ
ad.
hak:
gerçek, do¤ru.
hakkaniyet:
hakka ba¤l kalma,
do¤ruluk.
haflir:
ölümden sonra dirilip bir
araya gelme.
hafliye:
dipnot, ek.
Hay:
hayat sahibi olan ve hayat,
varl¤ bafllangçsz; sonsuz olan
Allah.
hayal:
insann zihninde tasarla-
yp, canlandrd¤ fley.
haysiyet:
fleref, onur, itibar.
Hayy- Kayyum:
her hususta ik-
tidar olan, her canlya hayat ve-
ren ve onlar ayakta tutan, ezelî
ve ebedî hayat sahibi olan Allah.
hezeyan:
saçmalama.
hilâf:
aykr, zt.
hulf:
sözünden cayma, vazgeç-
me.
ihtilât:
karflklk.
ihya:
hayat verme, diriltme, can-
landrma.
imate:
öldürme, cansz klma.
imtiyaz:
üstünlük.
inkâr:
reddetme.
izzet:
fleref, yücelik.
Kayyum:
bütün yaratklarn ida-
resini bizzat yapan, yürüten, hep-
sinin varl¤ ona ba¤l olan Allah.
kudret:
güç, kuvvet.
küfür:
Allaha inanmama, inanç-
szlk.
mahkeme-i kübra:
öldükten
sonra bütün insanlarn diriltilerek
Allah huzurunda hesaba çekile-
ce¤i büyük mahkeme.
meal:
anlam.
mecburiyet:
mecburluk, zorunlu-
luk.
mevcudat:
var olan her fley.
mikyas:
ölçü.
Muhyî:
hayat veren, dirilten.
Mümît:
öldüren.
münkir:
inkârc dinsiz.
müstahak:
hak etmifl.
natk:
konuflan.
neflir:
da¤tma, yayma.
nihayet:
son derece.
saadet-i uzma:
ahiret saadeti,
sonsuz büyük mutluluk.
sadk:
do¤ru.
sdk:
do¤ruluk.
flahadet:
flahitlik, tanklk.
tasdik:
do¤ru oldu¤unu kabul et-
me, onaylama; onay.
tekzip:
yalanlama.
tenvir:
aydnlatma.
vaat:
yaplmasna söz verilen fley.
vecih:
yön, taraf.
vehim:
zan, flüphe, kuruntu.
zat:
kifli, fert; Allahn birli¤ini ifa-
de eder.
ziya:
flk.
ziyade:
fazla, çok.
züht:
nefsî ve dünyevî arzular
terk etme.
acip:
tuhaf, hayret veren.
ahmak:
pek aklsz
arz:
yer, dünya.
ayet:
yaratlmfl varlklarn ta-
mam kendi özel dilleriyle ya-
ratanlarn tesbih eder.
bab:
bölüm, ksm, kap.
bab- ihya ve imate:
diriltme
ve öldürmeyle ilgili bölüm.
befler:
insan.
Cehennem:
Allah inkâr
edenlerin kapatlacaklar ha-
pis yeri.
ceza:
karfllk; suç ve kusura
karfl uygulanan.
cilve:
lâhî isimlerin izah ile
görülmesi.
cinayet:
cana kyma, katl.
ebedî:
sonu olmayan.
ehl-i Cehennem:
Cehennemi
hak edenler.
elbette:
gayet tabiî.
enva- mahlûkat:
yaratlmfl
olanlarn türleri, çeflitleri.
haber:
her hangi bir konuda
alnan bilgi.
hâdisat- kâinat:
kâinatta
meydana gelen olaylar.
hadis-i flerif:
Peygamberimiz-
den aktarlan sözlerin genel
1.
Müslim
, Cennet: 44, 55;
Tirmizî
, Cehennem: 3;
bni Mâce
, Züht: 38.