timsalleri, mahdut bir miktar tohumcuklar içlerinde yaza-
rak, muhafaza ediliyor. kinci bir baharda, onlara göre
bir muhasebe içinde sahife-i amellerini neflredip, kemal-i
intizam ve hikmet ile koca di¤er bir bahar âlemini mey-
dana getirmekle, hafîziyetin ne derece kuvvetli ihata ile
cereyan etti¤ini gösteriyor. Acaba geçici, adî, bekasz,
ehemmiyetsiz fleylerde böyle muhafaza edilirse, âlem-i
gaypta, âlem-i ahirette, âlem-i ervahta rububiyet-i am-
mede mühim semere veren beflerin amelleri hfz içinde
gözetilmek suretiyle, ehemmiyetle zaptedilmemesi kabil
midir? Hayr ve asla!
Evet, flu hafîziyetin bu surette tecellisinden anlafllyor
ki, flu mevcudatn Malik'i, mülkünde cereyan eden her
fleyin inzibatna büyük bir ihtimam var. Hem, hâkimiyet
vazifesinde nihayet derecede dikkat eder. Hem, rububi-
yet-i saltanatnda gayet ihtimam gözetir. O derece ki, en
küçük bir hâdiseyi, en ufak bir hizmeti yazar, yazdrr.
Mülkünde cereyan eden her fleyin suretini müteaddit
fleylerde hfzeder. fiu hafîziyet iflaret eder ki, ehemmiyet-
li bir muhasebe-i amal defteri açlacak ve bilhassa mahi-
yetçe en büyük, en mükerrem, en müflerref bir mahlûk
olan insann büyük olan amelleri, mühim olan fiilleri,
mühim bir hesap ve mizana girecek. Sahife-i amelleri
neflredilecek.
Acaba hiç kabil midir ki, insan hilâfet ve emanetle mü-
kerrem olsun, rububiyetin külliyat- fluununa flahit olarak,
kesret dairelerinde vahdaniyet-i lâhiyenin dellâll¤n ilân
etmekle, ekser mevcudatn tesbihat ve ibadetlerine
adî:
de¤ersiz, geçici.
âlem-i ahiret:
ahiret âlemi.
âlem-i ervah:
ruhlar âlemi.
âlem-i gayp:
bilinmezler âlemi,
bilinmeyenlerin dünyas.
amel:
fiil, ifl, emek.
asla:
imkânsz.
bekasz:
sonu olmama.
befler:
insan.
bilhassa:
özellikle.
cereyan:
bir tarafa do¤ru akfl;
meydana gelen.
dellâl:
ilân edici; bir haberi yük-
sek sesle duyuran, tellâl.
ehemmiyet:
kymet, de¤er.
ehemmiyetsiz:
de¤ersiz.
ekser:
en çok.
emanet:
istikamet üzere bulun-
mak, baflkasnn hukuku için de
güvenilip inanlan insana brak-
lan fley.
fiil:
ifl, olufl, davranfl, hareket.
hafîziyet:
muhafaza edicilik, ko-
ruyuculuk.
hâkimiyet:
her fleye emri ve
hükmü geçme.
hesap:
saym ve kontrol.
hfz:
saklama, muhafaza edicilik.
hikmet:
tam bir düzgünlük ile lâ-
hî gayeye uygunluk.
hilâfet:
halifelik, vekillik.
ihata:
kuflatma, kapsama.
ihtimam:
dikkat gösterme.
ilân:
duyurma, bildirme.
inzibat:
kayt altna alma.
kabil:
olabilir, kabul edilir, müm-
kün.
kemal-i intizam:
tam ve eksiksiz
düzgünlük.
kesret daireleri:
çokluk sahalar,
yerleri.
külliyat- fluun:
ifllerin bütünlü-
¤ü, kapsamll¤.
mahdut:
snrl, az.
mahiyet:
bir iflin asl, esas, haki-
kati, iç yüzü..
mahlûk:
yaratlmfl.
malik:
sahip.
mevcudat:
var olan her fley.
miktar:
parça, adet says.
mizan:
ölçü, tart.
muhafaza:
koruma, saklama.
muhasebe:
hesaplama.
muhasebe-i amal:
amellerin
muhasebesi.
mühim:
önemli.
mükerrem:
ikram edilmifl.
mülk:
sahip oldu¤u mal ve
mülkü.
müflerref:
flerefli, flereflendi-
rilmifl.
müteaddit:
birçok, birden
fazla.
neflretme:
yayma, saçma,
serpme.
rububiyet:
Allahn her fleyi
terbiye ve idare edicili¤i.
rububiyet-i amme:
Cenab-
Allahn her fleyi içine alan
terbiye edicili¤i.
sahaif-i amal:
ifl ve hizmetle-
rin yazld¤ sayfalar.
sahife-i amel:
yaplan iflin
kaydedildi¤i sayfa.
semere:
kâr, menfaat.
suret:
biçim, flekil.
flahit:
flahit, tank.
tecelli:
belirme, görünme.
tesbihat:
tesbihler.
timsal:
örnek, numune.
vahdaniyet-i lâhiye:
Allahn
bir, tek olmas.
zapt:
kaydetme.
132 | SÖZLER
O
NUNCU
S
ÖZ