ve vahdaniyetine flahadet ediyorlar; öyle de, o zîhayatlar,
ölümleriyle bir
Hayy- Bâkî
nin sermediyetine ve Vahidi-
yetine flahadet ediyorlar. Yirmi kinci Sözde, mevt, gayet
kuvvetli bir bürhan- vahdet ve bir hüccet-i sermediyet ol-
du¤u ispat ve izah edildi¤inden, flu bahsi o söze havale
edip yalnz mühim bir nüktesini beyan edece¤iz. fiöyle
ki:
Nasl zîhayatlar vücutlar ile bir Vacibül-Vücudun vü-
cuduna delâlet ediyorlar; öyle de, o zîhayatlar ölümleri
ile bir
Hayy- Bâkî
nin sermediyetine, Vahidiyetine flaha-
det ediyorlar. Meselâ, yalnz bir tek zîhayat olan zemin
yüzü, intizamat ile, ahvaliyle Sânii gösterdi¤i gibi; öldü-
¤ü vakit, yani kfl beyaz kefeni ile ölmüfl o zemin yüzünü
kapamas ile nazar- befleri ondan çeviriyor veyahut na-
zar o giden bahar cenazesinin arkasndan maziye gider,
daha genifl bir manzaray gösterir. Yani her biri birer
mu'cize-i kudret olan zemin dolusu bütün geçen baharlar
misillü, yeni gelecek birer harika-i kudret ve birer hayat-
tar zemin olan bahar dolusu hayattar mevcudat- arziye-
nin gelmelerini ihsas ve vücutlarna flahadet ettiklerinden,
öyle genifl bir mikyasta, öyle parlak bir surette, öyle kuv-
vetli bir derecede, bir
Sâni-i Zülcelâl
in, bir
Kadîr-i Zülke-
mal
in, bir
Kayyum-u Bâkî
nin, bir
fiems-i Sermedî
nin
vücub-u vücuduna ve vahdetine ve beka ve sermediyeti-
ne flahadet ederler ve öyle parlak delâili gösterirler ki, is-
ter istemez bedahet derecesinde
1
p
ón
Mn
r
G p
óp
MGn
r
dG $Ép
H o
âr
ĉn
e
n
G
dedirtir.
SÖZLER | 1103
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
lah.
Kayyum-u Bâkî:
sonsuz hayat
sahibi olan ve her fleyi her an
ayakta tutan Allah.
kefen:
ölülerin sarld¤ beyaz
bez; kfln ya¤an kar.
kudsî:
mukaddes, yüce, temiz.
manzara:
görüntü, genel görü-
nüfl.
mazi:
geçmifl zaman.
mevcudat- arziye:
dünyadaki
varlklar.
mevt:
ölüm, vefat.
mikyas:
ölçek, ölçü.
misillü:
benzer, gibi.
mucize-i kudret:
Cenab- Hakkn
kudretinin mucizesi.
mühim:
önemli.
nazar:
bakfl.
nazar- befler:
insann dikkati,
bakfl.
nükte:
herkesin anlayamad¤ in-
ce mana.
Sâni:
her fleyi sanatl bir flekilde
yapan Allah.
Sâni-i Zülcelâl:
her fleyi sanatl
bir flekilde yaratan, sonsuz hafl-
met ve yücelik sahibi Allah.
sermediyet:
sonsuzluk, ebedîlik,
süreklilik.
sfat:
vasf.
suret:
biçim, flekil, tarz.
flahadet:
flahitlik, tanklk.
fiems-i Sermedî:
ebedî günefl,
varl¤ ebedî olan ve her fleyi nur-
landran Allah.
Vacibül-Vücud:
varl¤ zarurî ve
zatî olan; varl¤ baflkasnn varl-
¤na ba¤l de¤il, kendinden olup
ezelî ve ebedî olan Allah.
vahdaniyet:
Allahn birli¤i ve
varl¤.
vahdet:
birlik.
vahidiyet:
birlik.
vücub-u vücut:
varl¤ gerekli ol-
ma, olmamas imkânsz olma.
vücut:
var olmak, varlk.
zat:
büyüklük ve yücelik sahibi
Allahn zat.
zemin:
yer, yeryüzü.
zîhayat:
hayat sahibi.
ahval:
hâller, durumlar.
bahis:
bahsedilen, anlatlan
fley, konu.
bedahet:
açklk, ispata ihti-
yaç duymamak.
beka:
sonsuza kadar var ol-
ma.
beyan:
anlatma, açklama.
bürhan- vahdet:
Allahn bir-
li¤ini gösteren delil.
delâil:
deliller.
delâlet:
delil olma.
gayet:
çok, son derece.
harika-i kudret:
Allahn kud-
retinin harikas.
hayattar:
canl, yaflayan.
Hayy- Bâkî:
sonsuz, bâkî bir
hayatn sahibi olan Allah.
hüccet-i sermediyet:
Allahn
varl¤nn ebedî ve sonsuz ol-
masnn delili.
ihsas:
hissettirme.
iman:
inanma, kabul etme.
intizamat:
düzenlemeler, dü-
zenlilikler.
ispat:
kantlama, do¤rulu¤u-
nu delillerle ortaya koyma.
izah:
açklama.
Kadîr-i Zülkemal:
sonsuz ke-
mal ve kudret sahibi olan, Al-
1.
Her bir fleye bütün kudsî sfat ve isimleriyle birden yönelen, zat ve sfatlarnda eflsiz ve tek
olan Allaha iman ettim.