Sözler - page 1094

terettüp eden âsâr-› rahmet olan faydalar›n ve semerele-
rin flahadetiyle ve da¤larda bir mizan-› hacetle iddiharla-
r›n›n ifadesiyle ve bir mizan-› hikmetle gönderilmelerinin
delâletiyle gösteriliyor ki, bir
Rabb-i Hakîm
’in teshiriyle
ve iddihar›ylad›r. Ve kaynamalar› ise, Onun emrine he-
yecanla imtisal etmeleridir.
fiimdi, yerdeki bütün tafllar›n ve cevahirlerin ve ma-
denlerin enva›na bak. Bunlar›n tezyinatlar› ve menfaatli
hasiyetleri bir
Sâni-i Hakîm
’in tezyini ile, tertibi ile, tedbi-
ri ile, tasviri ile oldu¤unu onlara müteallik hakîmâne fay-
dalar› ve mesalih-i hayatiye ve levaz›mat-› insaniye ve ha-
cat-› hayvaniyeye muvaf›k bir tarzda ihzarlar› gösteriyor.
fiimdi, çiçeklere, meyvelere bak. Bunlar›n gülümse-
meleri ve tatlar› ve güzellikleri ve nak›fllar› ve koku ver-
meleri bir
Sâni-i Kerîm
’in, bir
Mün’im-i Rahîm
’in sofra-
s›nda birer tarife, birer davetname hükmünde olarak
muhtelif renk ve koku ve tatlarla her nev’e ayr› ayr› tari-
fe ve davetname olarak verilmifltir.
fiimdi, kufllara bak. Onlar›n söyleflmeleri ve c›v›ldafl-
malar›, bir
Sâni-i Hakîm
’in intak ve söyletmesi oldu¤una
delil-i kat’î ise, hayret verir bir tarzda birbirine o seslerle
müdavele-i hissiyat ve ifade-i maksat etmeleridir.
fiimdi, bulutlara bak. Ya¤murun fl›p›lt›lar› manas›z bir
ses olmad›¤›na ve flimflek ile gök gürlemesi bofl bir gürül-
tü olmad›¤›na kat’î delil ise; hâlî bir bofllukta o acayibi icat
etmek ve onlardan âb-› hayat hükmündeki damlalar› sa¤-
mak ve zemin yüzündeki muhtaç ve müfltak zîhayatlara
emzirmek gösteriyor ki, o fl›r›lt›, o gürültü gayet manidar
âb-› hayat:
içene ebedî hayat
verdi¤ine inan›lan efsanevî su.
acayip:
flafl›rt›c› ve hayret verici
fleyler.
âsâr-› rahmet:
rahmet eserleri.
cevahir:
de¤erli tafllar.
davetname:
davetiye.
delâlet:
delil olma, gösterme.
delil:
bir hükmün ya da fikrin
do¤rulu¤unu kan›tlayan fley.
delil-i kat’î:
kesin delil.
enva:
çeflitler, türler.
gayet:
çok, pek çok.
hacat-› hayvaniye:
hayvana ait
ihtiyaçlar.
hakîmâne:
hikmetlice, belirli ga-
yelere yönelik, faydal›, anlaml› ve
yerli yerinde olarak.
hâlî:
tenha, bofl, ›ss›z.
hasiyet:
özellik.
hayret:
flafl›rt›c›.
hükmünde:
gibi, yerinde olan.
icat:
yoktan var etme, yaratma.
iddihar:
biriktirilme, depolanma.
ifade:
anlatma, bildirme.
ifade-i maksat:
maksad›, gayeyi
anlatma; iste¤ini bildirme.
ihzar:
haz›rlanma.
imtisal:
uyma, sar›lma.
intak:
konuflturma.
kat’î:
kesin, flüphesiz.
levaz›mat-› insaniye:
insan›n ha-
yat›n› devam ettirmesi için ge-
rekli olan ihtiyaç maddeleri.
mana:
anlam.
manidar:
anlaml›.
menfaat:
fayda.
mesalih-i hayatiye:
hayat için
faydal› fleyler.
mizan-› hacet:
ihtiyaç terazi-
si, ölçüsü.
mizan-› hikmet:
hikmet tera-
zisi, ölçüsü.
muhtaç:
ihtiyac› olan.
muhtelif:
çeflitli.
muvaf›k:
uygun.
müdavele-i hissiyat:
duygu
al›fl verifli.
Mün’im-i Rahîm:
nimetlerin
hakikî sahibi olan merhamet
sahibi Allah.
müfltak:
çok istekli ve arzulu.
müteallik:
alâkal›, ilgili, ait.
nak›fl:
süs, iflleme; flekil.
nev’:
çeflit, tür.
Rabb-i Hakîm:
hikmet sahibi
Rab, Allah; belirli gayeleri gö-
zeterek, faydal› ve yerli yerin-
de olarak varl›klara ihtiyaçla-
r›n› veren, onlar› sevk ve ida-
re eden Allah.
Sâni-i Hakîm:
her fleyi sanat-
la ve hikmetle yaratan Allah.
Sâni-i Kerîm:
cömert ve ikra-
m› bol olan ve her fleyi sanat-
l› yaratan Allah.
semere:
meyve, netice.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
tarife:
tan›t›m, anlat›m.
tarz:
biçim, flekil.
tasvir:
flekil ve suret verme.
tedbir:
idare etme, maksada
uygun olarak ifl yapma.
terettüp eden:
s›ralanan dizi-
len; ait olan.
tertip:
düzenleme, s›raya
koyma, dizme.
teshir:
boyun e¤dirme.
tezyin:
süsleme.
tezyinat:
süsler, süslemeler.
zîhayat:
hayat sahibi.
1094 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
1...,1084,1085,1086,1087,1088,1089,1090,1091,1092,1093 1095,1096,1097,1098,1099,1100,1101,1102,1103,1104,...1482
Powered by FlippingBook