bina bir dülgerli¤e delâlet eder. Ve mükemmel, munta-
zam bir fiil, bizzarure, mükemmel bir faile ve mahir bir
ustaya, bir dülgere delâlet eder. Ve mükemmel usta ve
dülger ünvanlar, bilbedahe, mükemmel bir sfata, yani
sanat melekesine delâlet eder. Ve mükemmel sfat ve o
mükemmel meleke-i sanat, bilbedahe, mükemmel bir is-
tidadn vücuduna delâlet eder. Ve mükemmel bir istidat
ise, âlî bir ruh ve yüksek bir zatn vücuduna delâlet eder.
Öyle de, zeminin yüzünü, belki kâinat dolduran mü-
teceddit eserler, bilbedahe, gayet derece-i kemalde bulu-
nan efali gösteriyor.
Ve flu nihayet derecedeki intizam ve hikmet dairesin-
deki efal, bilbedahe, ünvanlar ve isimleri mükemmel
olan bir faili gösteriyor. Çünkü, muntazam, hakîmâne fi-
iller failsiz olmad¤, katiyen malûm.
Ve son derece mükemmel ünvanlar, o failin son dere-
ce kemaldeki sfatlarna delâlet eder. Çünkü, fenn-i sarf-
ça, nasl ism-i fail mastardan yaplr; öyle de, ünvanlarn
ve isimlerin dahi mastarlar ve menfleleri sfatlardr.
Ve son derece-i kemalde sfatlar, flüphesiz son derece
mükemmel olan fluunat- zatiyeye delâlet eder.
Ve kabiliyet-i zatiye, tabir edemedi¤imiz o mükemmel
fluun-u zatiye, bihakkalyakîn hadsiz derece-i kemalde
olan bir Zata delâlet eder.
flte, bütün âlemdeki âsâr- sanat ve bütün mahlûkat,
her biri birer eser-i mükemmel oldu¤undan, her biri bir
âlem:
dünya.
âlî ruh:
yüce ruh.
âsâr- sanat:
sanat eserleri.
bihakkalyakîn:
yaflar gibi tam ve
kesin bilircesine.
bilbedahe:
apaçk bir flekilde.
bina:
yap, ev.
delâlet:
delil olma, gösterme.
derece-i kemal:
yücelik ve mü-
kemmellik derecesi.
dülger:
yap ustas, marangoz.
dülgerlik:
yap ustal¤, maran-
gozluk.
efal:
fiiller, ifller.
eser:
yap; sanatl olarak yaratlan
varlk.
eser-i mükemmel:
mükemmel
eser.
fail:
ifli yapan.
fenn-i sarf:
Arapça grameri,
Arapça morfolojisi, flekil bilgisi.
fiil:
ifl.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hakîmâne:
hikmetlice, belirli ga-
yelere yönelik, faydal ve yerli
yerinde olarak.
hikmet:
belirli gayelere yönelik,
faydal ve yerli yerinde olufl.
intizam:
düzgünlük, düzenlilik.
ism-i fail:
ifli, fiili yapan, özne.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
kabiliyet-i zatiye:
zatndaki kabi-
liyet, istidat.
kâinat:
evren, varlklar.
katiyen:
kesinlikle.
kemal:
mükemmellik, kusursuz-
luk.
mahir:
hünerli, becerikli.
mahlûkat:
yaratlmfllar, yaratk-
lar.
malûm:
bilinen.
mastar:
fiilin asl kökü.
meleke:
bir ifli çok defa tekrarla-
yarak elde edilen el alflkanl¤ ve
ustalk.
meleke-i sanat:
sanat becerisi,
bilgisi, alflkanl¤.
menfle:
kaynak, kök.
muntazam:
düzenli.
mükemmel:
her fleyi tam ve
eksiksiz.
müteceddit:
yenilenen, taze-
lenen.
sanat:
ustaca ve güzel yap-
ma.
sfat:
vasf, nitelik.
fluunat- Zatiye:
Allahn Zat-
na has iflleri ve emir dairesine
ait kanunlar, hâl ve keyfiyet-
leri.
fluun-u Zatiye:
Allahn Zatna
has ifl, emir dairesine ait ka-
nun, hâl ve keyfiyeti.
tabir:
açklama, ifade.
ünvan:
ad, isim.
vücut:
var olma, varlk.
Zat:
büyük ve yücelik sahibi
olan Allah.
zat:
kifli, flahs.
zemin:
yer.
1088 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ