Sözler - page 1086

Hem, kar›flmay› ve bulaflmay› iktiza eden kemal-i ihti-
lât, bilâkis kemal-i imtiyaz ve tefrik içinde görünüyor. ‹fl-
te bütün yeralt›na kar›fl›k at›lan ve madde itibar›yla birbi-
rine benzeyen tohumlar›n sümbül vaktinde kemal-i imti-
yazlar›; ve a¤açlara giren muhtelif maddelerin yaprak, çi-
çek ve meyvelere, kemal-i imtiyaz ile tefrikleri; ve mide-
ye giren kar›fl›k g›dalar›n muhtelif aza ve hüceyrata göre
kemal-i imtiyazla ayr›lmalar›na bak, kemal-i hikmet için-
de kemal-i kudreti gör.
Hem, ehemmiyetsizli¤i, k›ymetsizli¤i iktiza eden gayet
derecede mebzuliyet ve nihayet derecede ucuzluk dahi,
yeryüzünde masnuatça, sanatça nihayet derecede k›y-
mettar ve pahal› bir keyfiyette görünüyor. ‹flte o hadsiz
acaib-i sanat içinde, yeryüzünün Rahmanî sofras›nda
yaln›z kudretin flekerlemeleri olan dutlar›n nevilerine
bak, kemal-i rahmeti kemal-i sanat içinde gör.
‹flte, bütün rûy-i zeminde gayet k›ymettarl›k ile bera-
ber hadsiz ucuzluk; ve hadsiz ucuzluk içinde hadsiz ihti-
lât ve kar›fl›kl›k ile beraber hadsiz imtiyaz ve tefrik; ve
hadsiz imtiyaz ve tefrik içinde gayet uzakl›k ile beraber
son derece muvafakat ve benzeyifl; ve son derece benze-
mek içinde gayet derecede sühulet ve kolayl›k ile bera-
ber gayet derecede ihtimamkârâne yap›l›fl; ve gayet de-
recede güzel yap›l›fl içerisinde sür’at-i mutlaka ve çabuk-
lukla beraber gayet derecede mevzun ve mizanl› ve israf-
s›zl›k; ve gayet derecede israfs›zl›k içinde son derece çok-
luk ve kesret ile beraber son derecede hüsnüsanat; ve
son derece hüsnüsanat içinde nihayet derecede sahavet
acaib-i sanat:
Allah’›n insanlar›
flafl›rtan harika sanatlar›.
aza:
organlar.
bilâkis:
aksine, tersine.
ehemmiyetsizlik:
önemsizlik.
gayet:
çok, pek çok, son derece.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hüceyrat:
hücreler.
hüsnüsanat:
sanat güzelli¤i.
ihtilât:
kar›fl›kl›k.
ihtimamkârâne:
özenerek,
önem vererek, fazlaca, dikkatlice.
iktiza:
gerekme, gerektirme.
imtiyaz:
farkl›l›k, di¤erlerinden
ayr› olma.
israf:
gereksiz ve bofl yere kul-
lanma.
itibar›yla:
de¤eriyle.
kemal-i hikmet:
tam ve eksiksiz
bir hikmet.
kemal-i ihtilât:
tam bir kar›fl›kl›k.
kemal-i imtiyaz:
tam bir ayr›lma
ve farkl› olma.
kemal-i kudret:
kudretin mü-
kemmelli¤i.
kemal-i rahmet:
flefkat, merha-
met ve ihsan›n en mükemmeli.
kemal-i sanat:
sanattaki mü-
kemmellik.
kesret:
çokluk.
keyfiyet:
durum, kalite.
k›ymetsizlik:
de¤ersizlik.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
k›ymettarl›k:
k›ymetlilik, de-
¤erlilik.
kudret:
güç, iktidar.
masnuat:
sanatla yap›lm›fl
fleyler.
mebzuliyet:
bolluk, çokluk.
mevzun:
ölçülü, düzgün.
mizan:
ölçü, denge.
muhtelif:
çeflitli, farkl›.
muvafakat:
uygunluk.
nev:
tür, çeflit.
nihayet:
son.
Rahmanî sofra:
bütün varl›k-
lar›n r›z›klar›n›n içinde bulun-
du¤u, rahmet ve merhameti
sonsuz olan Allah taraf›ndan
gönderilen sofra.
rûy-i zemin:
yeryüzü.
sanat:
ustaca ve güzel yap›l›fl.
sühulet:
kolayl›k.
sümbül vakti:
baflak ve çiçek
verme zaman›.
sür’at-i mutlaka:
sonsuz ve
s›n›rs›z çabukluk.
tefrik:
ay›rt etme, ayr› tutma,
birbirinden ay›rma.
1086 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
1...,1076,1077,1078,1079,1080,1081,1082,1083,1084,1085 1087,1088,1089,1090,1091,1092,1093,1094,1095,1096,...1482
Powered by FlippingBook