Hem, karflmay ve bulaflmay iktiza eden kemal-i ihti-
lât, bilâkis kemal-i imtiyaz ve tefrik içinde görünüyor. fl-
te bütün yeraltna karflk atlan ve madde itibaryla birbi-
rine benzeyen tohumlarn sümbül vaktinde kemal-i imti-
yazlar; ve a¤açlara giren muhtelif maddelerin yaprak, çi-
çek ve meyvelere, kemal-i imtiyaz ile tefrikleri; ve mide-
ye giren karflk gdalarn muhtelif aza ve hüceyrata göre
kemal-i imtiyazla ayrlmalarna bak, kemal-i hikmet için-
de kemal-i kudreti gör.
Hem, ehemmiyetsizli¤i, kymetsizli¤i iktiza eden gayet
derecede mebzuliyet ve nihayet derecede ucuzluk dahi,
yeryüzünde masnuatça, sanatça nihayet derecede ky-
mettar ve pahal bir keyfiyette görünüyor. flte o hadsiz
acaib-i sanat içinde, yeryüzünün Rahmanî sofrasnda
yalnz kudretin flekerlemeleri olan dutlarn nevilerine
bak, kemal-i rahmeti kemal-i sanat içinde gör.
flte, bütün rûy-i zeminde gayet kymettarlk ile bera-
ber hadsiz ucuzluk; ve hadsiz ucuzluk içinde hadsiz ihti-
lât ve karflklk ile beraber hadsiz imtiyaz ve tefrik; ve
hadsiz imtiyaz ve tefrik içinde gayet uzaklk ile beraber
son derece muvafakat ve benzeyifl; ve son derece benze-
mek içinde gayet derecede sühulet ve kolaylk ile bera-
ber gayet derecede ihtimamkârâne yaplfl; ve gayet de-
recede güzel yaplfl içerisinde sürat-i mutlaka ve çabuk-
lukla beraber gayet derecede mevzun ve mizanl ve israf-
szlk; ve gayet derecede israfszlk içinde son derece çok-
luk ve kesret ile beraber son derecede hüsnüsanat; ve
son derece hüsnüsanat içinde nihayet derecede sahavet
acaib-i sanat:
Allahn insanlar
flaflrtan harika sanatlar.
aza:
organlar.
bilâkis:
aksine, tersine.
ehemmiyetsizlik:
önemsizlik.
gayet:
çok, pek çok, son derece.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hüceyrat:
hücreler.
hüsnüsanat:
sanat güzelli¤i.
ihtilât:
karflklk.
ihtimamkârâne:
özenerek,
önem vererek, fazlaca, dikkatlice.
iktiza:
gerekme, gerektirme.
imtiyaz:
farkllk, di¤erlerinden
ayr olma.
israf:
gereksiz ve bofl yere kul-
lanma.
itibaryla:
de¤eriyle.
kemal-i hikmet:
tam ve eksiksiz
bir hikmet.
kemal-i ihtilât:
tam bir karflklk.
kemal-i imtiyaz:
tam bir ayrlma
ve farkl olma.
kemal-i kudret:
kudretin mü-
kemmelli¤i.
kemal-i rahmet:
flefkat, merha-
met ve ihsann en mükemmeli.
kemal-i sanat:
sanattaki mü-
kemmellik.
kesret:
çokluk.
keyfiyet:
durum, kalite.
kymetsizlik:
de¤ersizlik.
kymettar:
kymetli, de¤erli.
kymettarlk:
kymetlilik, de-
¤erlilik.
kudret:
güç, iktidar.
masnuat:
sanatla yaplmfl
fleyler.
mebzuliyet:
bolluk, çokluk.
mevzun:
ölçülü, düzgün.
mizan:
ölçü, denge.
muhtelif:
çeflitli, farkl.
muvafakat:
uygunluk.
nev:
tür, çeflit.
nihayet:
son.
Rahmanî sofra:
bütün varlk-
larn rzklarnn içinde bulun-
du¤u, rahmet ve merhameti
sonsuz olan Allah tarafndan
gönderilen sofra.
rûy-i zemin:
yeryüzü.
sanat:
ustaca ve güzel yaplfl.
sühulet:
kolaylk.
sümbül vakti:
baflak ve çiçek
verme zaman.
sürat-i mutlaka:
sonsuz ve
snrsz çabukluk.
tefrik:
ayrt etme, ayr tutma,
birbirinden ayrma.
1086 | SÖZLER
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ